Eğitim ve para

A -
A +

ABD dünyanın en zengin memleketi sayılır. Halkı da devleti de zengin. Zannediliyor ki, devlet zengin olunca vatandaşlarının eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlarını meccânen karşılar, bu çeşit sahalardaki hizmetleri bedava sunar. Hayır, tam tersine Amerika'da herşey paraya bağlanmıştır. Bu bağlanış mükemmel bir sistem dahilindedir. Sistem çalışmaktan ve kazanmaktan yanadır. Meselâ, eğitim hayatı. Öğrencilerin yüzde 90'ı devletin ilk ve orta dereceli okullarına gider. Bunlar parasızdır, fakat vatandaşa yüklediği maddî külfet vardır: Vergi. Emlâk vergileri bu okulların mühim bir gelir kaynağıdır. (Vergi beyannâme usulü değildir, oturduğunuz mahalledeki evlere ne kadar vergi takdir edilmişse onu ödemek zorundasınız ve bu rakam hiç de küçümsenecek bir meblâğ değildir.) Sahibi olduğunuz ev hangi okul bölgesinde ise, ödediğiniz gayrimenkul vergisinin yarısından fazlası o bölgenin okullarının ihtiyaçları için harcanır. Toplanan vergiler bölgedeki okulların ihtiyacının hemen hemen yarısını karşılar. Kalanı da eyalet bütçesinden, az bir kısmı ise (yüzde 6'sı) federal bütçeden gelir. Böylece ödediğiniz vergi ile peşin peşin eğitime katkıda bulunursunuz. Çocuğunuz yoksa bile. Ev sahibi olmanın bedelidir bu. Kiracılar elbette böyle bir vergi vermez, fakat sunulan okul hizmetlerinden aynen faydalanır. Yüksek öğrenim de paralıdır. Özel de olsalar, devletin de olsalar üniversiteler paralıdır. Öyle pul parası, harç parası, kayıt parası falan değil, üniversitede okuyabilmek bayağı bir sermaye gerektirir. Bir iki rakam vereyim, zaten memleketimizde dolar hesabı yapılmayan gün yok. Devlet üniversitelerinin (daha doğrusu eyalet üniversitelerin) yıllık masrafı 10 ilâ 15 bin arasında değişir. Devlet üniversitelerinin bu konuda bir politikaları daha var. Bulundukları eyalette ikâmet etmekte olan öğrencilere daha ucuzdur. New York eyaletindeki bir devlet üniversitesine başka eyaletten gelen öğrenci yılda 18 bin dolar ödüyorsa, New York eyaletinde ikâmet eden öğrenci 13 bin dolar ödeyecektir. (Öğrencinin üniversiteye kaydolduktan sonra geldiği yurt veya ev adresi geçerli değil, ailesiyle oturduğu, liseyi bitirdiği yer) Harvard, Princeton, Cornell, Yale gibi çok namlı özel üniversitelerin bir yıllık masrafı 30 bin dolardır. (Bu meblâğların içinde derse yazılma, yurt, yemekhâne, harç vs. paraları vardır; en çok tutan derse yazılma parasıdır) Bütün üniversiteler başka ülkelerden gelen talebelere daha pahalıdır. Bu bir yıllık masrafları dört ile çarpın. Çıkan rakam bir öğrencinin eline üniversite diploması alabilmesi için gerekli olan paradır. Bu maddî külfetin sonunda iş bulma garantisi yoktur. Yalnız iyi üniversiteleri bitirenler pek işsiz kalmaz. Kısacası Amerika'da yüksek tahsil yapmak lüks bir iştir. Peki öğrenciler nasıl okuyor? Bugün Amerika'da 25 yaş üzeri insanların yüzde 26'sı üniversite mezunudur. Üniversite tahsili yapan öğrencilerin yüzde 63'ü orta gelir grubu ailelere mensuptur. Yani yıllık geliri 50 bin doların altında olan aileler. Yılda 50 bin dolardan daha az kazanan bir aile, diğer ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra üniversite için 20-30 bin dolar ödeyerek çocuğunu nasıl okutabilecektir? Çare bulunmuştur. Çare yüksek öğrenim yardım paketleridir. Gerçekten üniversite tahsili yapmaya lâyık ve istekli gençlere tahsis edilen paralar. Şu anda okumakta olan öğrencilerin yüzde 61'i yüksek öğrenim yardım parası almaktadır. Bu yardım parası ya kazandıkları burstur, lisede ve üniversite giriş imtihanlarında üstün başarı gösteren öğrencilere verilir; ya da faiziyle birlikte geri ödemek üzere aldıkları borçtur. Bursları üniversiteler yahut devletin bazı kurumları, özel sektörün vakıfları, şirketleri verir. Borç parayı da yine bankalardan, bankerlik kuruluşlarından alırlar. Bu paralar öğrencilerin giderlerinin dörtte üçünden fazlasını karşılar. Şu anda okumakta olan öğrencilerin dörtte biri ise bütün giderlerini karşılayan burslar kazanmış durumdadır. Tam gün öğrenci olarak yüksek tahsile devam etmekte olan öğrencilerin yüzde 69'u ayrıca ücretli işlerde çalışarak para kazanmaktadır. Kısacası, yüksek tahsil devletin her vatandaşına karşılıksız olarak sağlaması gereken, fırsat eşitliği cümlesinden bir hak telâkki edilmez, fakat başarılı öğrencilerin hakkı da yenmez. Parasızlıktan yakınarak devletten imdat isteyen öğretim üyelerimize, dekanlarımıza, rektörlerimize, harç paraları artıyor diye tepkilerini dile getiren gençlerimize selâm olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.