Eğitim ve para

A -
A +

Kayıt parasını veremediği için okulda temizlik yaptırılan annenin haberini okuduk. Ne kadar abartılarak verildi, bilmemiz mümkün değil. O hanım incitilmişse, rencide edilmişse çok yazık! Fakat okullar için karşılıksız bir iş yapmayı o kadar büyütmemek lâzım. Geçen senelerde haber olmuştu, galiba İzmir'deydi, bir grup veli, okulun parası olmadığından el birliği etmişler, okulun temizliğini, boyasını, badanasını yapmışlardı. Doğrusu ben çok takdir etmiştim. Merhum Recep Yazıcıoğlu Başpınar Köprüsü'nü Ankara'dan ödenek çıkmayınca çevre halkını devreye sokarak, parası olanın parasını, parası olmayanın bileğini, enerjisini kullanarak tamamlamamış mıydı? Nasıl da alkışlanacak bir tavırdı! Elektrik su faturaları ödenmediğinden elektriği, suyu kesik okullardan bahsediliyor. Mutlaka boyası, badanası eskimiş, camı, çerçevesi kırık, malzemeleri eksik yığınla okul vardır. Ankara'dan gelen para yetmeyince ne yapsın okul idaresi? Bu ihtiyaçlar için çevre halkı devreye sokulamaz mı? Eğitime yüzde yüz destek kampanyası başlamadı mı? Eğitim seferberliğinden bahsedilmiyor mu? Kayıt sırasında bağış adı altında bir para isteniyorsa bunu müdür şahsî giderlerine harcamayacaktır. Müdür istemese bile durumu müsait ailelerin münasip gördükleri miktar parayı çıkarıp vermeleri beklenemez mi? Nihayet o para bir şekilde çocuklarının eğitimi için kullanılacaktır. Yani sigaraya, biraya, maça verdiği para gözüne görünmeyen insanlarımız kayıt parasını neden bu kadar dile doluyor? Yalnız bağış miktarı sabit olmamalı, alt ve üst limitleri olmalı (buna "gönlünden ne koparsa" da diyebiliriz) ki veliler sıkıntıya düşmesin, hatta nakit yerine başka alternatifler de olmalı. Şu kadar kutu tebeşir, şu kadar kutu boya, kırık camların taktırılması gibi. Ve hiçbir şey veremeyecek durumda olanlar da asla geri çevrilmemeli. Açıkçası ben bu işi bazı televizyoncuların ve bazı velilerin biraz istismar ettiğini düşünüyorum. Velilerimizin çoğunluğu okulların ihtiyaçlarına karşı kayıtsız değildir, okul idareleri de yoksul velilere karşı böyle acımasız değildir. Parasız eğitim hiçbir yerde yok. Amerikan okullarını emlâk vergileri döndürür. Kitapların her sene başında bedava verilip sene sonunda geri alındığını yıllardır defalarca yazdım. Kayıt parası yok. Bir buçuk milden uzakta oturan öğrencilere okul ücretsiz servis otobüsü tahsis eder. Bütün bunlara rağmen sanmayın ki eğitim bedava! Vatandaş burada ödediği gayrimenkul vergisi ile okullara peşin peşin destek sağlamaktadır. Bu vergi çok ciddî bir miktardır, kaçması, kaytarması yoktur. Her kasaba bir okul bölgesidir. O kasabadan toplanan gayrimenkul vergilerinin yüzde 60'ından fazlası oradaki okulların giderlerine harcanır. Takdir edilen vergi kasabadan kasabaya değişir. Orta hallisi vardır, fakiri vardır, zengini vardır. Herkes bütçesine uygun yerde oturur. Bir yerdeki evinin, dükkânının vergisini ödeyemeyen satar, daha ucuz yere taşınır, çocukları daha ucuz okulda okur. Ucuz okulda eşyalar daha eskidir, eksiktir, öğretmenler daha düşük ücretle işe alınmıştır. Pahalı muhitin okullarında öğretmenler doktoralı, mastırlıdır, yüksek ücretle çalışırlar, okulun hiç eksiği, gediği yoktur. Bu farkı yapan da bölgenin emlâk vergileridir. Yani paradır. Yani Amerika "paran kadar eğitim" demektedir. Para dediğimiz şey elin kiri midir bilmem ama onsuz olmadığını işte görüyorsunuz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.