Farklı bir hediye

A -
A +

Anneler Günü yaklaşırken mağazalar, markalar, firmalar birbirinden cazip hediyeler sunma yarışına girdi. Bütün günler ve bayramlar tüketime yöneliktir. Bunda kınanacak bir taraf yoktur. Serbest piyasa ekonomisinin gereği budur. Bir taraftan üretilen mallar bir taraftan tüketilecek. Ancak üretim-tüketim dengesini kurmak, ipin ucunu kaçırmamak şarttır. Amerika'da yaban hayatını koruma derneklerinden biri (Defenders of Wildlife) Anneler Günü hediyesi olarak şöyle bir seçenek geliştirdi: Annenize bir kurdun velâyetini hediye edin. Tuhaf geldi, değil mi? Parola şu: "Anneler Günü sadece insanlar için değildir. Mayıs ayı Alaska kurtlarının da anne olduğu aydır ve annenize onu ne kadar sevdiğinizi göstermenin en güzel yolu bu yaban annelerinin ve yavrularının hayatta kalmasına yardım etmektir." Takdir edilen bir ücret var. Meselâ, tek bir kurt evlât edinilecekse 25 dolar. Bir defaya mahsus bu parayı gönderiyorsunuz. Dernek size bir velâyet sertifikası ile söz konusu kurdun peluş oyuncağını gönderiyor. Daha doğrusu annenizin adresini veriyorsunuz, hediye paketi o adrese teslim ediliyor. Bütün işlem internet üzerinden yapılıyor. Sadece kurtlar için değil, yeryüzünün her yerinde nesli tehlikede olan birçok hayvan için aynı programı açmış dernek. Yunus, balina, kutup ayısı, jaguar, kaplan, fil... Her biri için 25 dolar. Hangisini isterseniz "evlat" edinebiliyor, korunmalarına maddî katkıda bulunabiliyorsunuz. Evlât edinip de eve almayacaksınız. Bütün mesele bu hayvanların korunması için gerekli maddî desteği sağlamak. Fakat bunu insanların hoşuna gidecek bir ambalaj içinde, insanî sıfatlar, semboller içinde sunarak ilgiyi arttırmayı gaye edinmişler. "Nasıl olsa annenize bugünlerde hediye alacaksınız; parfüme, çikolataya, mücevhere para vereceğinize gezegenimizin selâmeti, kendi çocuklarınızın, torunlarınızın geleceği için para harcayın." düşüncesiyle yola çıkılmış. Bizdeki hayvan hakları derneklerine hatırlatıyorum. Mikrofon ve kamera olan her yerde ortaya atılıp bağırıp çağırmanın dışında bir şeyler yapabilir, buna benzer faaliyetler tertipleyebilirler. Meselâ, şehirlerimizdeki en büyük meselelerden biri sokak köpekleridir. Onları sokaklardan kurtarıp (sokakları da onlardan kurtarıp) barınaklarda bakımlarını sağlamak için bir kampanya açılabilir. Yeteri kadar barınak yok, barınaklarda bakım yok diye şikâyet ediliyor; böyle bir kampanyadan sağlanacak para daha çok köpeğin bakımı, barınakların iyileştirilmesi için harcanabilir. Annenize parfüm, çikolata hediye etmek yerine bir köpeğin velâyetini hediye edeceksiniz. Kulağınıza pek sevimli gelmedi mi? Bazı şeylere alışmışız. Meselâ, hediye olarak çiçek, çikolata, takı, saat, eşarp, mutfak eşyası vermeye. Hediyeleşmede ilk gaye hatırlamış olmak, ikincisi verilen şeyin işe yaraması, beğenilmesi. Hediye alışkanlıklarımızın değişmesi kolay değil, ama yine de düşünün derim. Hem hatırlamak, hem bir hayra vesile olmak. Vatandaşı bu çeşit hediyelere alıştırmak biraz da tertipleyen kuruluşların, reklamcıların marifetine bağlı. Su samuru, Akdeniz foku, kelaynak gibi ülkemizde nesli tükenmekte olan hayvanlar da böyle bir hediye programı içine dahil edilebilir. Adam sen de! Tükenen tükenir, kalanlar bize yeter, hele insanların dertlerini çözelim mi diyorsunuz? İnsanların dertleri öncelikli elbette, yalnız ortalıktaki hediye furyasına biraz daha ömürlü, hayırlı bir gaye yüklenemez mi diye düşünüyorum da... Bir de Kızılderili reislerinden Seattle'ın sözünü düşünüyorum: Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen yerkürenin çocuklarının da başına gelir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.