Zamanımızın meselelerinin içinden çıkamayınca tarihe dalmak âdetimizdir. Çetin Altan üstad geçen haftaki yazılarından birinde "Fatih'in Hıristiyanlığı" üzerine bir delil sunmuş. Şöyle: "Örneğin, Fatih Sultan Mehmet'in Hıristiyan olduğunu açıklayan ünlü gazelindeki son beyiti bir kez daha hatırlatalım: Bir frengi kâfir olduğun bilürdi Avniya (Avniya -Fatih'in mahlası- bilirdi senin bir kâfir Hıristiyan olduğunu) Belde zünnarını boynunda çelipayı gören (Belinde keşiş kuşağını, boynunda haçını gören) Böyle tarihsel ve çarpıcı bir belgeyi görmezlikten gelmenin yararı kime?" Gazelin içinden çekilip alınmış bir beyit... İsterseniz gazelin tamamını okuyalım önce: Bağlamaz Firdevs'e gönlünü Galata'yı gören Servi anmaz anda ol serv-i dil-ârâyı gören Bir firengi şiveli İsa'yı gördüm anda kim, Lebleri dirisidür der idi İsa'yı gören Akl ü fehmin din ü imanın nice zabt eylesün Kâfir olur hey müselmanlar o tersâyı gören. Kevseri anmaz ol içdüğü mey-i nâbi içen Mescide varmaz o varduğu kilisâyı gören Bir firengi kâfir olduğun bilürdü Avniyâ Belde zünnârını boynunda çelipâyı gören Bu gazel Fatih'in son derece serâzâd, rind meşrep bir edâ ile, Divan Şiirinin modası olan timsalleri, teşbihleri kullanarak yazdığı bir manzumedir, amma velâkin Fatih'in Hıristiyan olduğunun "tarihsel ve çarpıcı" belgesi değildir. Zira manzumenin tamamını okuyunca anlaşıldığı üzere Fatih burada kendisinden değil, Galatalı bir dilberden bahis açmıştır, onu övmektedir. Galatalı dilber selvi boyludur, Frenk aksanıyla konuşur, Hıristiyandır, Hıristiyanlara mahsus esvap giyer, kiliseye gider, onu görende ne akıl kalır ne fikir, onu gören dinini diyanetini bile unutur. Sayın yazarı yanıltan belki "olduğun" isim fiili (partisipi)dir; bu kelimedeki üçüncü şahıs iyelik eki dikkatinden kaçmış olabilir. ("olduğunu", sondaki ismin -i hali eki vezin icabı düşmüştür, -n yardımcı ses.) Belki de onu "Avniyâ" hitabı yanıltmıştır. Malûmdur, Divan Şiirinde, şiirin sonuna imza atılmadığı için, şairler son beyitte mutlaka kendi mahlaslarını bir fırsat düşürüp yazarlar. Son beyitte şair (Fatih) kendisine hitabetmiyor, kendisinin zünnârından, kendi boynundan bahsetmiyor; gazelin başından beri olduğu gibi, üçüncü şahsı, yani Galatalı dilberi işaret ediyor: "Ey Avni, o güzelin belinde keşiş kuşağını, boynunda haçını gören herkes onun bir Frenk kâfiri olduğunu bilirdi." Zaten "zünnârını" ve "boynunda" kelimelerinin üçüncü şahıs mı, ikinci şahıs mı olduğunu anlamak gayet kolaydır. "Onun zünnârını" ise sondaki -n yardımcı sestir, nun ile yazılır; "senin zünnârını" ise, ikinci şahıs iyelik ekidir, sağır kef ile yazılır. (Bu kaide "olduğun" için de geçerli) Bakın, eski yazılı metne. Evet, bu gazel zâhid bir müslümanı kızdıracak kadar serbest edâ ile yazılmış olabilir ama asla Fatih Sultan Mehmet'in Hıristiyan olduğuna delil değildir. Allahaşkına bir daha okuyun! Bu gazelden Fatih'in Hıristiyan olduğu nasıl anlaşılıyor ki?!