Hayaller, gerçekler, çocuklar...

Bugün Amerika'nın millî günlerinden biri: Martin Luther King'in Doğum Günü. "Bir hayalim var" demişti King 46 yıl önce. "Bir hayalim var!..." deyip devam etmişti. "Gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlâtlarıyla, yine bir zamanlar köle sahibi olanların evlâtları, Georgia'nın kızıl tepelerinde, birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler..." Onun bu konuşmayı yaptığı yerde, Washington Lincoln Âbidesi'nde dün "Hepimiz Biriz" konseri vardı. Siyahî bir başkanın şerefine! Martin Luther King'in hayal kurduğu vakitten 46 yıl sonra, ilk defa bir Afrikalı-Amerikan Beyaz Saray'a oturuyor. Yarın ABD'nin yeni cumhurbaşkanının koltuğunu devralma töreni yapılacak. Bugün Martin Luther King'in doğum günü oluşu, yarınki töreni daha da anlamlı kılıyor. Hitabet sanatının şaheserlerinden sayılan "Bir Hayalim Var" konuşmasında Martin Luther King siyahîlerden "Negro" diye bahseder. O yıllardaki kelime budur. (Daha öncesinde bir de "nigger" vardır ki büsbütün hakaret mânâsı taşır.) Birkaç defa da "black" der: Siyah. Diyebildiği, hayalinin erişebildiği en yumuşatılmış ifade. Bugün ise Amerika'da resmîleştirilmiş sıfat Afrikalı-Amerikalı, Afro-Amerikan... "Negro" kelimesi artık asla kullanılmıyor. Bir Afrikalı-Amerikalı artık ABD başkanı! Törenin programına bakıyorum. Konuşmalar, dualar, şiirler, konserler. Aretha Franklin... Sonra kızlar ve oğlanlar korosu. İlk ve orta dereceli okul öğrencileri... Bugün de Washington'da çocuklar için "İstikbal Biziz" konseri var. Şık kıyafetler içinde, pür neşe, eğleniyorlar. Çocuklar, geleceğimiz... "Ben de dünyadaki diğer çocuklar gibi yaşamak istiyorum" diyordu Filistinli çocuk, yorgun ve kırgın, kameraya bakarken. Dünyadaki diğer çocuklar gibi... Herkes Obama'dan çok şey bekliyor. Sloganı "değişim"di. Bakalım Orta Doğu'nun şu günkü hâlini değiştirecek adımlar atabilir mi? Her başlangıç umutlar getirir. Ama Gazze'nin umut edecek kadar bile mecâli kaldı mı? Amerikan siyahîlerinin hayali gerçek oldu; Filistinliler hayal kurmayı bile öğrenemedi. Ne hazin değil mi, Orta Doğu'nun Müslüman halklarının kaderi üzerinde atılacak adımları, barışı, umudu, değişimi, ta Atlantik ötesinden, dili, dini, rengi, hiçbir şeyi benzemeyen bir devletten bekler hale gelmiş olmak!