İfrat ve tefrit

A -
A +

Sözlüklerden iki kelime. İfrat ü tefrit. Birbirine tam zıt iki uç. İki karşı uç. Bu iki uç arasında gidip gelme. İnsanoğlunun tabiatında ifrat ve tefrite düşme eğilimi vardır. İfrat ve tefrit birbirini besler. İnsan ortayı bulduğunda olgunlaşır. Ortayı bulmak ölçüyü bulmaktır. Türkçe'de ifrat ve tefrit kutupları arasında gidip gelmeyi, bir türlü ortayı bulamamayı anlatan deyimlerimiz var: Dozu kaçırmak. Ölçüyü kaçırmak. Kantarın topuzunu kaçırmak. Yerginin, övgünün, sövgünün ayarını kaçırmak mânâlarında kullanırız bunları. Bir de "şirâzeden çıkmak" vardır. Dengeyi, orta yolu kaybetmek. Yapılan işin gayesinden sapıp başka bir yön alması, çığırından çıkması. Son günlerin haberleri bana bu deyimlerimizi hatırlatıyor. Menfur bir cinayet işlendi. Cenazenin ardında sessizce yürünecekken, "bazı kişilerin" marifetiyle kışkırtıcı, tehlikeli sloganlar atıldı, pankartlar açıldı. Sonra maçlarda tam zıddı başka pankartlar açıldı, sloganlar atıldı. Son derece çirkin, hakaretâmiz, tehlikeli cümleler... Birdenbire ifrat ve tefritin ortasında kaldık. İki taraf da kantarın topuzunu kaçırmıştı. İş şirâzesinden çıkmıştı. Cümleler elbette semboliktir. Ama semboller seçilirken hassas davranılmazsa -veya işin içine bazı kasıtlar karışırsa- toplumun gerilmesine yol açar. Nitekim öyle oldu. "Hepimiz şuyuz, hepimiz buyuz" diyeceğimize "hepimiz insanız" desek, orta yolu bulmuş olacaktık ve bu gerilim yaşanmayacaktı. Cinayetin işlendiği yere "2007-1915" yazılı poster bırakıldı. 1.500.000+1 yazıldı. Her yere Türk bayrağı dikilmesinden rahatsızlık duyduklarını söyleyenler çıktı. Ardından katil zanlısının Atatürk'ün bir cümlesi ve Türk bayrağı önünde poz verdiği, inanılmaz ve anlaşılmaz fotoğraf yayınlandı. İfrat ve tefrit... Kurtuluş Savaşı'ndan iki kumandanın adını sayamayacak delikanlılar başlarına beyaz bere geçirip ortalığa dağıldı. Biri kalktı vapura el koydu. Nedir bu? Milliyetçilik! Güldürmeyin insanı! Bu cinayet Türkiye'nin çıkarına, hayrına hangi sonucu doğurmuştur? Hiç! Öyleyse bu cinayetle ilişkisi olanların, ilişkisi olanlara sempatiyle bakanların kendilerine "milliyetçiyim" deme hakları yoktur. Belki de eğitim sistemimizi sorgulamak gerek. Öğrencilere okullarda milliyetçilik adına ne öğretiliyor? Acaba hiçbir şey öğretilmiyor da, "delikanlılık" çağındaki bu kafası boş gençler kolayca dolduruşa getiriliyor, sahte kahramanlıklar peşinde koşan serseri mayınlar mı oluyor? Onlar patlamaya hazır dolanırken, karşı uçta da milliyetçiliği âdeta teröristlik gibi göstermeye çalışanlar... Kantarın topuzu kaçtı. İş şirâzesinden çıktı. Bu gerginlik memlekete hayır getirmez. Bu topraklar Yunus'u yetiştirmiştir: "Yetmiş iki millete bir göz ile bakan", "Yetmiş iki millete kurban ol âşık isen" diyen Yunus'u. "Bir çeşmeden akan su acı tatlı olmaya/Edeptir bize yermek bir lüleden sızarım" diyen Yunus'u. İşte pankartlara yazacağımız cümleler! Başımızı çevirip etrafımıza, bölgemize bakalım; birbirimize düşmenin, ülkede gerginlik çıkarmanın hiç zamanı değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.