Yıllardır Türkiye ile Amerika arasında gide gele gide gele, iki milletin davranış biçimleri hakkında sonuçlar çıkarma imkânım oluyor. "İstisnalar kaideyi bozmaz" kaidesi her zaman ve her yerde geçerlidir; yalnız istisnaları, müstesnaları bir tarafa bırakırsak, iki taraftaki "genel" durum üzerinde karşıma çıkan gerçekler var. Bu gerçeklerin kimi can sıkıcı. İşte size onlardan ikisi: 1- Memleketimizde marketlerdeki kasiyer genç kızların yüzlerinden düşen bin parça. Müşteriye selâm vermiyor, hiç gülümsemiyorlar. Kasanın arkasında oturdukları yerden hesabı görürken, müşteriden de, dükkândan da, hayattan da bıkmış bir halde, donuk, soğuk, sert... Alınan malların torbalanması görevleri dahilinde sayılmıyor. Müşteri kendi malını kendi torbalara doldurmak durumunda. Memleketimizdeki kasiyer profili böyle. Amerika'da tam tersi. Kasiyerler -ki onların mühim bir kısmı genç kız değil, hayli yaşlı kadınlardır-, kasanın ardında ayakta dururlar, orada oturacak tabure bulunmaz. Size mutlaka selâm verip hatır sorarlar, aldığınız malları onlar torbalara doldurur. Yani hem hesabı alırlar, hem torbalama yaparlar. Eğer siz, müşteri, elinizi çabuk tutup nezaket gösterip aldığınız malların torbalanmasını kendiniz yaparsanız, kasiyer size torbalama işine yardım ettiğiniz için teşekkür eder. Yani bu onun görevidir de, siz yardımcı olmuşsunuzdur! Bu da Amerika'daki kasiyer profili. Ve bu iki profil benim fena halde canımı sıkıyor. Bizim insanlarımız çalışmayı mı sevmiyor, işini mi beğenmiyor? 2- Yaya-sürücü münasebetleri... Türkiye'de geçiş üstünlüğü arabalarındır! Trafik işareti olmayan yollarda, köşebaşlarında, park yeri, garaj vesaire giriş çıkışlarında, hatta yaya geçidi çizgisi olan yerlerde bile daima öncelik arabalarındır. Önce arabalar geçer, sonra yayalar... Kaldırım kenarında karşıya geçmek üzere hamle yapmış birini gören sürücünün durup yol vermek gibi bir keyfiyeti yoktur. Yayalar şahsî kabiliyetlerine, fizikî becerilerine göre, üstlerine üstlerine gelen arabaların arasından sıyrılıp kendilerine yol bulup karşıdan karşıya geçerler. Amerika'da bu öncelik yayalara verilmiştir. Kaldırım kenarında yola yönelmiş birini gören sürücü aracını durdurur. Hem de o yayaya bir araba boyu mesafede durdurur. Yaya geçer, araba sonra hareket eder. Bu iki profil de canımı çok sıkıyor. Ben memleketimin üstüne gül koklamayan biriyim ama iğneyi kendimize batıracağımız yerleri bilmek lâzım. Bir kere daha söyleyeyim: İstisnalar, müstesnalar kaideyi bozmaz.