İğne oyasını bilirsiniz. Tam mânâsıyla el emeği, göz nurudur. Sabır ister, dikkat ister, itina ister, titizlik ister. Kaç nesildir çeyizlerin vazgeçilmezidir bizim kültürümüzde. Büfelerde, sehpalarda, masalarda bir zevk ve zarafet sembolü olarak ışıldar durur. Çaput oyasını yeni öğrendim. Tam da öğrenmem gereken yerde, Datça'da! Eski Datça'da! Evdeki kırpıntı kumaşlardan yapılabilecek bir oya türü. Çiçek şekli verilmiş, renkli, küçük küçük kumaş parçalarını belli aralıklarla bir ibrişime diziyorlar. Aralarına boncuklar... Kolay, çabuk, basit... Eski Datça'nın o muhteşem evleri arasında gezerken karşıma çıkan bir el sanatları butiğinin sahibi Özgül Tuzcu Hanım gösterdi ve anlattı çaput oyasını. Derdimi dillendirebileceğim birini bulduğumu anlayıp kendi kendime mırıldandığım şeyleri söyledim ben de: Eski Datça ne kadar şahsiyet sahibi bir belde?! Bu taş evler ne kadar göz alıcı?! Yeni Datça da bu taşlardan yapılamaz mıydı? Bu bölgede dağlar bu sarımtırak beyaz taşlarla dolu. Bedava sermaye. Evet, işlenmesi zor olabilir ama iş yok diye yakınmıyor muyuz bir yandan? Hemen çimentoya yüklenip zevksiz betonarme evler dikeceğimize böyle taş evler bina edilseydi... Bu sıcak coğrafyada betonların içine hapsolacağımıza... Belediye burada ev yapımına kurallar getirseydi... İlk şart bölgedeki taşları kullanmaktır deseydi... Evlerin tamamı taştan olmasa bile hiç değilse yüzde şu kadarı bu taş olacak yahut taş ile kaplanacaktır deseydi... Öyle ki şehre gelenin gözünde bu taş manzarası yer etseydi... Datça deyince aklımıza bu taş evler gelseydi... Halbuki artık Datça denen yer beton yığını sıradan bir şehir... Meğerse Özgül Hanım'ın bir yarasına dokunmuşum. Datça Çevre ve Turizm Derneği Daçev'den bahsetti bana. Bu yıl ilk defa Datça Güzel Mekân yarışması açmışlar. Gaye, "Datça'daki bozuk yapılaşmanın önlenebilmesi için, Datça'nın yerel dokusuna, kültürüne, coğrafi ve iklim şartlarına uygun, farklı ve olumlu mekânlara halkın dikkatini çekmek ve iyi örnekler sunarak, değişime ve dönüşüme katkıda bulunmak." (Fazla bilgi için: www.guzelmekan.org) Gönülden destekliyorum. Eski Datça'yı iğne oyasına, yeni Datça'yı çaput oyasına benzettim. Biri sabır, zevk, ürünü şahsiyet sahibi bir eser. Öteki yalap şalap ortaya çıkarılmış bir karalama. Bu benzetme sadece Datça için geçerli değil, onu da söyleyeyim. Şehirlerimizin çoğunda "iğne oyasından çaput oyasına" süreci yaşanıyor!!..