Dünyaya baktığımızda... Dünyanın geçmişine de bugününe de baktığımızda dünyaya en büyük zararın insanoğlundan geldiğini görüyoruz. Başka hiçbir mahluk yeryüzüne insandan daha fazla zarar ziyan vermemiştir, vermemektedir. En yırtıcı, en vahşi dediğimiz hayvanlar bile insan kadar tahrip edici değildir. Aslan bir geyik avlar, yer; geyik sürüsünü telef etmez. Zevk için değil, karnını doyurmak için avlar. Bütün hayvanlar böyledir. Bütün hayvanlar güçlerinin yettiği öteki hayvanları hayatta kalmak ve beslenmek için öldürür. Ormanda kral olmak için yahut, orman toprağını, akarsuları, gölleri tapusuna geçirmek için yahut terör estirmek için yahut öteki hayvanların kökünü kurutmak için değil. Otobur hayvanlar da seçtiği bitkilerden karnı doyana kadar yer; tarlayı, ormanı talan etmez. İnsanoğlunun eli karışmasa tabiatta belli bir denge sürüp gidecek. Biz dengeleri altüst ediyoruz. Medenîleştirmek, ehlileştirmek adına yerkürenin canına okuyoruz. Hayvanlara uyguladığımız sistematik katliamların haddi hesabı yok. Hem de karın doyurmak gibi masum ve makul bir sebep ile değil. Dişinden, boynuzundan süs eşyası yapmak için, postundan kürk yapmak için onları bölük bölük katlediyoruz. "Avlanmak" denen şey "spor" başlığı altında değerlendiriliyor. Spor ya da oyun adı altında hayvanları birbirleriyle ya da insanlarla dövüştürüyoruz. (Spor ya da oyun adı altında birbirimizle de öldüresiye dövüşüyoruz.) Doğrudan öldüremediğimiz canlıları dolaylı olarak yok ediyoruz. Haşereyi öldüreceğiz deyip, daha çok ürün alacağız, daha çok kazanacağız deyip boca ettiğimiz ilâçlar insanların, bitkilerin, hayvanların yedi sülâlesinin genetiğini bozuyor. Sanayi tesislerimizin atıkları tabiatın canına okuyor. Çevreye hangi hayvan insandan fazla zarar veriyor, bir düşünün. Hangi hayvan atmosfere karbondioksit pompalıyor, radyasyon saçıyor, sulara zehir akıtıyor, denizleri çöplüğe çeviriyor, tarla açmak için, ev dikmek, otel yapmak için orman yakıyor, toprağa mayın döşüyor, bombalı tuzak kuruyor? Ben eskiden, dünyada orman kanunları geçerli derdim. Hani kimin gücü kime yeterse ya... Hani adaletin, hakkın, hukukun ancak esâmisi okunuyor ya... Masaya yumruğu vuran kazanıyor ya... Yanılmışım. Beşer dünyasının kanunları orman kanunlarından daha vahşi. O yüzden... Ey insanoğlu! Birbirine küfredeceğinde sakın hayvan isimlerine müracaat etme! Çocuklarına, eşine, dostuna öfkelendiğinde, öğrencilere ceza vereceğinde hayvan adlarını seçme! Hayvanlar bunu hak etmiyor. "Eşek, köpek, öküz, ayı..." hakaret sıfatları olarak kullanılamaz. Hayvanlardan ne kötülük gördük de adlarını aşağılama maksadıyla kullanıyoruz? Hayvan hakları üzerine toplananlar lütfen bunu da dile getirsin. Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği'ne bu maddeyi de ekleyelim. Bir de... Lâf arasında "eşek" demek gerektiğinde "affedersiniz eşek" diyerek, kibarlık taslayıp muhataptan özür dilenmesin! Bundan daha mânâsız, mantıksız bir özür dileme olamaz. Niçin, neyi affedeceğiz ki?! Bir kusur, bir kabahat mı var ortada? Ömür boyu kahrımızı çeken bu cefakâr, bu çilekeş hayvanın utanılacak yanı yoktur.