İnsan ticareti

A -
A +

Amerika'ya geldiğim sene Hürriyet Heykeli çelik kafes içinde, tamirdeydi. Ertesi sene (1986) açılışı yapıldı. O günlerde Hürriyet Heykeli'nin ilhamıyla Amerikan basınında insan hakları, hürriyet, göçmenlik, Amerikan milleti konularında pekçok yazı çıkıyordu. Kimileri Amerika'ya "bekçisiz kapılar" diyor, gurur duyuyordu; kimileri "her evin bir kapıya, her ülkenin bir sınıra ihtiyacı vardır" diyerek bu yabancı akınından hoşnut olmadığını söylüyordu. O gün bugündür aynı konu zaman zaman gündeme gelir. Time dergisinin 20 Eylül sayısında bu konuda geniş bir araştırma var. "Kapıyı kim açık bıraktı?" diye bir başlık koymuşlar. Havaalanlarında uçağa binene kadar kaç türlü kontrolden geçiliyor, biliyorsunuz. Hele 11 Eylül'den bu yana çekmediğiniz çile kalmamaktadır: Ayakkabılarınız, kemeriniz, şapkanız çıkartılır, cepleriniz boşaltılır, dizüstü bilgisayarınız patlayıcı madde mi diye açtırılıp kapattırılır, el çantanız didik didik aranır, minicik tırnak makasınızın törpüsü bıçağa benziyor diye kırılıp atılır. Biletli yolcular bu kadar sıkı aranıp taranırken, hergün ABD'nin Meksika sınırından 4000'den fazla insan ülkeye kaçak giriş yapıyor! Hergün 4000 küsur kişi! Öylece ellerini kollarını sallaya sallaya, yürüyerek, biletsiz! Ne çantaları aranıyor, ne ayakkabıları çıkartılıyor. Güya sınırda güvenlik birimleri var, gözetleme kuleleri var ama eline bir şişe su, biraz da azık alan, dikenli telleri atlayıp atlayıp Amerika toprağına dalıyor. Time'ın araştırmasına göre bu yıl 3 milyon kişi kaçak yoldan Amerika'ya girecek. Kanunî yollardan giriş yapanların üç katı. Şu anda ülkede 15 milyon insanın kaçak yaşadığı tahmin ediliyor. 11 Eylül'den sonraki iki yıl kaçak girişler birdenbire azalmıştı ama bu yıl tekrar yükselmiş durumda. Bütün bu insanlar Amerika'ya iş için geliyor. Çoğu Meksikalı ama Meksika'yı ara durak olarak kullanan, başka ülkelerin vatandaşları da az değil. Çoğu daha Meksika'dan çıkmadan ABD'de çalışacakları işi buluyor, bunu Amerikan makamları da, politikacılar da biliyor aslında. İnsan kaçakçıları ile şirket yöneticileri iş birliği halinde. Hangi şirkete kaç adet işçi lâzımsa, kaçakçı o kadar sayıda adamı ya da kadını Meksika'da ayarlayıp yerine teslim ediyor! Kaçak işçi ucuz işçi demek. İşçi ucuz olunca mal ya da hizmet ucuza geliyor, kâr artıyor. Yani bu sınır ihlâlleri -halk anketlerde durdurun diyorsa da- Amerika'nın işine geliyor. Kaçakçılar memnun, şirketler memnun, müşteriler memnun. İşçiler memnun mu? Onlar da el mahkûm. Amerika böyle de, Avrupa farklı mı? Gün geçmiyor ki Ege'de, Akdeniz'de Karadeniz'de çürük bir teknenin içine istif olmuş halde Avrupa'ya ulaşmaya çabalayan insanların haberleri gelmesin! Perişan bir halde bulunuyorlar. Adam başı bilmem kaç bin dolar vermişler umuda yolculuk için! İnsan ticareti ortaçağlarda kaldı sanmayın. İnsan ticareti hâlâ devam ediyor ve en âlâsını gelişmiş Batı ülkeleri yapıyor! Zorla mı getiriyorlar diyeceksiniz. Geçmesinler sınırı, binmesinler o teknelere! Eh, eski çağlarla o kadarlık fark olsun! Evet, elleri, kolları zincirlenip getirilmiyorlar ama dünyada onları el mahkûm bırakan bir sistem işlemektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.