Köpeklerin affına sığınarak...

A -
A +

Bizdeki sorunlardan biri de "köpek sorunu"dur. Avrupa Birliği bu işe el attı mı, atacak mı bilmem. Ben bir atayım dedim. Köpek sorunu iki başlık altında incelenmelidir: 1-Sokak köpekleri 2-Sahipli köpekler. Sokak köpekleri sahipsiz köpeklerdir; büyük şehirlerin de, küçük şehirlerin de caddelerinde, parklarında, mahalle aralarında başıboş dolaşırlar. Bazen üçü dördü bir aradadır. Sürü halinde koşarlar, birbirleriyle dalaşırlar, kaldırımlara uzanır yatarlar. Sokak köpekleri, hiçbir hastalık taşımıyor bile olsalar -ki bundan emin olamayız- halkın huzuru, rahatı karşısında tehdit oluşturur. Hem de kendileri açısından hayatî tehlike vardır; gıdasızlıktan bir deri bir kemik kalanları olduğu gibi, sık sık vasıtaların altında can verdiklerine de şahit oluyoruz. Sokaklarda başıboş köpeklerin bolluğu ülke insanının hayvan sevgisinin delili falan değildir. Bir ülkenin medenî olup olmadığını ele veren manzaralardan biri bence sokaklarında başıboş köpeklerin olup olmamasıdır. Bu işe nasıl çare bulunacaksa bulunmalıdır. Sahipli köpekler konusu kendi içinde iki ayrı problem taşır: a)- Sahiplerinin köpeklerini zincirsiz, urgansız gezdirmeleri, yani salıvermeleri. Bilhassa tatil beldelerinde "onlar da ipten âzâd olsunlar" der gibi köpekler öylece bırakılıvermekte, sahipleri arkadan hayvanı takip etmektedir. Siz korkup sakındığınızda da pişkin pişkin ve sizin ürküntünüzü küçümseyen bir edâ ile "bir şey yapmaz, bir şey yapmaz" demektedirler. Bir şey yapmayacağına dair noter tasdikli garanti belgeleri mi vardır? Nitekim bir şey yaptıklarına dair yığınla gazete havadisi okumaktayız. O "sahipler" hayvanı ipsiz salıvererek suç işlediğinin farkında değildir. Onun köpeğini ipsiz salıvermek hakkı vardır, sizin korkmak hakkınız yoktur! O köpeğini salıverdiği için mahcup değildir, siz ürktüğünüz için utanmalısınızdır! Bütün köpek sahiplerine sesleniyorum: Siz hayvanınızla can ciğer kuzu sarması olabilirsiniz ama herkes sizin köpeğinizle muhabbet peyda etmek zorunda değildir. b)- Sahipli köpekler bahsinde ikinci madde köpek pisliği konusudur. Sokaklarımızda bol miktarda köpek pisliği arz-ı endâm etmektedir. Evleri, arabaları, insanlarının ayağındaki ayakkabıları, sırtlarındaki eşofmanlarıyla "lüks" sınıfına dahil olan, bütün köpekleri sahipli olan semtlerde yerler köpek pisliğinden geçilmiyor. Parası, tahsili, mevkisi yerinde olan insanlarımız köpeklerinin kamu alanlarına bıraktığı artıklar konusunda pek görgüsüz, sorumsuz davranmaktadır. Sokakların temizliğinin gelişmişlik, zenginlik göstergesi olduğunun ve bu temizlikten semt sakini olarak kendilerinin de mesul olduğunun farkında değildirler. Ey köpek sahibi vatandaşlar! Köpeğinizin sokağa bıraktığı pisliği kaldırmakla yükümlüsünüz. İkide bir de "Amerika'da şöyle, Amerika'da böyle" demek hoşuma gitmiyor ama köpek konusunda bir kıyaslama yapmak mecburiyetindeyim. Hemen her evde köpek beslenen, köpeğin aile fertlerinden biri sayıldığı, el üstünde tutulduğu Amerika'da sokaklarda tek bir başıboş köpek göremezsiniz; hiç kimse köpeğini zincirsiz gezdirmeye çıkarmaz ve gezdirmeye çıkardığında elinde bir naylon torba ve bir parça gazete ile def-i hâcet sonrası temizlik için hazır bekler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.