Kütüphane deyince...

A -
A +

Doğan Hızlan'ın geçen haftaki bir yazısını okuyunca şaşırdım: Nişantaşı'nda kütüphane yokmuş! Allah Allah! Her şey var, kütüphane yok! Öğrencilik yıllarımızda gittiğimiz İstanbul'daki kütüphaneleri hatırladım. Üniversite Kütüphanesi, Bayazıt Devlet Kütüphanesi, Hakkı Tarık Us, Millet, Süleymaniye.... Gidenler kimdi? Üniversite hocaları, üniversite öğrencileri, araştırma yapanlar, tez hazırlayanlar... Hâlâ eminim ki öyledir. Bizde kütüphane biraz bu demek! Anadolu şehirlerindeki kütüphaneleri de biliyorum. Daha küçük mekânlardır. Hemen daima boşturlar, loşturlar. Öğretmenler bazen öğrencilere bir ödev verir. Kütüphaneden bulma şartı koşar. O zaman çocuklar koşarlar kütüphaneye. Memur, yorgun ve isteksiz, öğrencilerin aradıkları kitapları bulur, çocuklar gürültü yaparsa susturur. Öğrencilerin zihninde kütüphane felâket sıkıcı bir yerdir. Büyüklerin de zaten kütüphaneye yolu düşmez! Amerika'da kütüphane hayli farklı bir yapıda. Çok özenilecek, imrenilecek bir yapıda. Amerika'da kütüphane üniversitelilere, ilim adamlarına, tez yapanlara hitap eden araştırma merkezi olmaktan daha fazla bir mevki işgal eder. Çok daha basit ve çok daha önemli bir mevki. Ve ben bu mevkiye imrenirim, özenirim. Burada kütüphanesiz yerleşim birimi yoktur. Ve kütüphane her şeyden önce civar halkın uğrak yeridir. Bir çeşit kıraathane... Öğle tatiline çıkanlar, emekliler, evde oturmaktan sıkılanlar oraya gelir, okuma salonunda dergi, gazete okurlar. Bizim şehrin kütüphanesinden bir not geldi meselâ. Yeni bir müdür tayin olmuş, halkı yeni müdürle tanışmaya davet ediyorlar: "Filanca gün, gelin kahvemizi için, kurabiyemizi yiyin ve kendinizi tanıtıp kütüphanemiz, şehrimiz hakkındaki görüşlerinizi bildirin, sevdiğiniz kitapları tanıtın." İlginç değil mi? Kütüphaneler burada haftanın 7 günü, hafta içi günlerde sabah 9'dan akşam 9'a kadar açıktır. Hafta sonları 5'te kapanırlar. Çocuklar için yaş gruplarına göre masal saatleri, resim, maket, el işi yapma, kendi çiçeğini kendin dik saatleri vardır, satranç yarışmaları yapılır. Büyükler için okuma grupları vardır. Çeşitli konferanslar verilir. Ortaöğretim öğrencileri için "kütüphânede kilitli kalma" programları vardır. Ailelerinden izin kâğıdı getirir, yiyecekleri ve uyku tulumlarıyla birlikte bir geceyi kütüphânede geçirirler. Başlarında öğretmen ve yirmi-otuz-kırk öğrenci... Kütüphanelerde o kadar çok faaliyet yapılır ki, hani insan oranın kitaplık olduğunu unutur! Maksat vatandaşın ayağı alışsın!! Anlayana sivrisinek saz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.