Epey bir müddettir müstakbel cumhurbaşkanımızın özellikleri üzerine yazıp çiziliyordu. Şimdi cumhurbaşkanı az geri planda kaldı, genel seçimlerin havasına girdik. Ön planda milletvekili adayları var. Bizim seçim sistemimizde seçmen -bağımsız adaylar hariç- partiye oy verir, bölgesindeki adayları çoğu zaman ismen bile tanımaz. Yahut sadece ismen tanır. Bağımsız olarak adaylığını koyup seçilebilmek bence çok büyük başarıdır, seçimi bağımsız olarak kazanan aday bölgesindeki halk tarafından gerçekten sevilen, sayılan, güvenilen isim demektir. Onun dışında halk, adayların kimliklerine bakmaksızın tuttuğu partiye oy verir. Bu yüzden milletvekili adaylarının tesbitinde sorumluluk parti genel merkezlerinin omuzlarındadır. Biz kalender meşrebiz, güzel çirkin aramayız. Ya ne ararız? Milletvekili nasıl olmalıdır? Milletvekili seçilme şartları kanunla belirlenmiştir. 82 Anayasası'ndan hatırlayalım: MADDE 76 - Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir. En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler. Maddenin muhtevası bu kadar açık. Bu kadar açık olduğuna göre parti genel merkezlerinin bu maddenin hilâfına isim tesbit edeceklerini düşünemeyiz. Düşünemeyiz, değil mi? Fakat yetmez. Bu maddede suçlar bir bir sayıldıktan sonra "hüküm giymiş olanlar" diyor. Bu suçlardan hüküm giymiş olanlar... Ya hüküm giymemiş olanlar? Bu suçlara bir ucundan bulaşıp bir şekilde hüküm giymeden sıyrılanlar? Kamu hizmetinden yasaklanmamıştır, hapis de yatmamıştır; hüküm de giymemiştir amma... Bakın yukarıdaki kelimelere: "Zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma..." İçmeden sarhoş olunmaz ama hüküm giymeden hırsız, dolandırıcı, düzenbaz, oyunbaz, sahteci, kaçakçı pekalâ -ve ne yazık ki- olunabiliyor. Açık konuşalım, böyleleri az değildir. Suçları mahkeme kayıtlarına geçmeyip halk vicdanının yazılı olmayan kayıtlarında bulunanlar... Okyanusu aşıp bizim kulağımıza kadar geliyor. Genel merkezlerin en ziyade dikkat edeceği, araştıracağı, soruşturacağı konu budur. Temiz adam.... Dürüst adam....Sağlam adam... Ya da kadın... Şâibesiz, yalansız, hilesiz... Sonra gözü tok... Sonra çalışkan... Korkak da olmamalı milletvekili. Kiremit rengi geyik derisi koltuğun rahatlığı gözünün doğrulara yumulmasına sebep olmamalı, elini gerektiğinde "hayır" demek için de kaldırmasını bilmeli. "Türkiye" kafasında bir mesele olmalı. Türkiye'nin meseleleri için kafasında projeler olmalı. Türkiye burnunun direğinde sızı olmalı. Asgarî bir Türkçe bilgisine sahib olmalı. Meselâ, "lâik" kelimesi nasıl telâffuz edilir bilmeli! Ayrıca sigara tiryakisi olmaması da tercih sebebidir!