Milli Eğitim'in açıklaması üzerine

A -
A +

Talim Ve Terbiye Kurulu marifetiyle okul kitaplarından çıkarılması istenen kelimelerle ilgili "Millî Eğitim Bakanına Açık Mektup" başlıklı yazım üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği bir açıklama faksı gönderdi, teşekkür ediyorum. Açıklamanın beraberinde Talim Terbiye Kurulu'nun 7 Aralık 2000 tarihli genelgesi de gönderilmiş. Bu genelge, ayrıca 24 Ağustos 2001 tarihli "İlköğretim kurumlarında sözlü ve yazılı anlatım becerilerinin geliştirilmesi" genelgesi bakanlığın internet sitesinde zaten mevcut, bakmak isteyen olursa... Bakanlığın resmî genelgesinde yasaklanan kelimelerin listesi yok! Sadece "Türkçe karşılığı bulunan yabancı kelimeler"e dikkat çekilmekte, bunların Türkçe karşılıklarının kullanılması istenmektedir. "Zorunlu haller ve teknik terimler dışında Türkçe karşılığı bulunan yabancı sözcüklere yer verilmemesi" istenmektedir. Teknik terimlerin Batı dillerinden girdiği malûmdur, onlara ruhsat verildiği anlaşılmaktadır. Hangi haller "zorunlu haller" dairesine girmekte ve "yabancı kelime" sözünden ne kastedilmekte, bu genelgede açıkça belli değildir ama başa gelen uygulamalar vardır. Genelge metinlerinde kullanılan dilden yola çıkarsak, Arapça ve Farsça kökenli kelimeler yasaklar listesine dahildir. Bu bakımdan her iki resmî belgeyi okumanızı tavsiye ederim. Bu konu bir buçuk yıldır basınımızda, Türkçe üzerine titreyen kalemler tarafından zaman zaman dile getirilmekte. Ve yine bilmekteyiz ki bu konuyu açan her yazara Millî Eğitim Bakanlığı'ndan bana gelene benzer bir ret açıklaması gelmektedir. Bütün bu yazarlar durup dururken Millî Eğitim'e iftira atma kampanyası açmış olabilir mi? Madem ortada fol yok yumurta yok, bu konu nasıl gündeme düştü? Bu kadar dergi ve gazete, peş peşe aynı konuyu neden sütunlarına, sayfalarına taşıdı? Çünkü başa gelen birşey vardı: Millî Eğitim Bakanlığı'nda kitapları inceleyen komisyon okul kitaplarında istenmeyen kelimeleri çizip yerlerine istedikleri kelimeleri yazarak yayınevlerine geri gönderiyorlardı, kelimeleri komisyonun istediği doğrultuda düzeltenlerin kitapları basılıyor, diğerleri basılmıyordu. Fakat şimdi bütün bu bilgileri zihnimizde sümen altı ettik. Bakanlık "yasak kelime yok!" diyor. Bakanlığın genelgesinde yasaklanmış kelimeler listesi yok! Cümle âleme duyuruyorum. Millî Eğitim Bakanlığı'na okul kitabı olmak üzere kitap gönderen yazarlara, yayınevlerine duyuruyorum. Yasak kelime yok! Yani şu kelimeler yasak değil: Asır, bahtiyar, cahil, devir, esir, fakir, felâket, fert, fiil, fikir, hakikat, has, hatıra, hatip, hayat, haysiyet, hiciv, hukuk, hür, hürriyet, ıstırap, idrak, istiklâl, ilim, imlâ, isim, kabiliyet, kafiye, kanun, karakter, kısım, mânâ, mâzi, medenî, medeniyet, mekân, memleket, meşhur, mısra, millet, millî, milliyetçi, milliyetçilik, muamele, nakarat, nakletmek, nesil, nesir, nutuk, örf, sun'i, şahıs, şema, şive, tabiat, tabiî, tasvir, tavsiye, tecrübe, teferruat, tenkid, terbiye, teşkilât, unsur, vasıf, vasıta, vatan, vezin... Duyduk duymadık demeyin. Bu kelimeleri okullar için hazırladığınız kitaplarda gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Zaten bunları kullanmazsak yerlerine koyacak kelime yoktur. Bunların kullanılmadığı dil Türkçe değildir! Bundan böyle başınıza bu sebeple bir "iş" gelirse, eserleriniz bu kelimelerden bazıları yüzünden, hatta bir tanesi için bile, geri çevrilirse haberimiz olsun. Bu meselenin takipçisi olacağız. Önceki uygulamaları bir tarafa bıraktık, Millî Eğitim'den gelen "isimsiz" açıklamayı bakan adına verilmiş "söz" kabul ettik.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.