Geçen hafta başından itibaren ABD'nin başşehri Washington'da geceleri saat 10 ile sabah 6.00 arasında 17 yaşından küçüklere -yanlarında aileden bir yetişkin yoksa- sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başladı. "Sokağa çıkma yasağı" ifadesinin, hürriyetler ülkesi diye nam salmış Amerika'ya yakışmadığını düşünebilirsiniz. Diyeceksiniz ki, "Ne oluyoruz, sıkı yönetim mi ilân edildi? Polis devleti mi orası?" 17 yaşından küçüklere gece yarısından, yani 24.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı zaten vardı, bu süre biraz daha öne çekildi. Artık saat 22.00'den sonra sokaklarda gezinen 17 yaşından küçükleri polis tutuklayıp okullarda ayrılan odalara götürecek ve derhal ailelerine haber verecek. Aileler sabah 6.00'ya kadar çocuklarını oradan almazsa, çocuklar devletin çocuk esirgeme kurumuna teslim edilerek devlet korumasına geçecek. 17 yaşından küçük çocuklarının gece 22.00'den sonra sokağa çıkmasına göz yuman ailelere hakim 500 dolara kadar para cezası ya da Amerika'da pek meşhur ve ibretâmiz bir usul olan kamu hizmeti cezası verecek. Meselâ, "Yaşı tutmayan çocuğunu gece vakti dışarı mı saldın, bir ay süreyle kasabandaki çocuk esirgeme kurumunun çimlerini biçeceksin!" "Bu yeni düzenleme çocukları cürüm olaylarının kurbanı olmaktan ve cürüm olaylarına sebep olmaktan korumak içindir" diyor yetkililer. Bu uygulamada Washington yalnız değil. Birçok eyalette yüzlerce şehir saat 22.00'den sonra çocukların yalnız başlarına sokağa çıkmalarını yasaklamıştır. Hatta birçok şehirde, ders yılı boyunca okul saatleri dahilinde yollarda görülen 17 yaşından küçük çocuklar da polis tarafından toplanır. Bir televizyon kanalı yıllardır her akşam saat 10.00'da bir anons yapar: "Saat 10'00... Çocuklarınızın nerede olduğunu biliyor musunuz?" Ana babalara bir uyarıdır bu. Amerika hürriyetler ülkesi olabilir ama hürriyet çocukları sokağa salıvermek demek olmamalıdır. Ve maalesef, Amerika'da akşamları çocuğunun evde olup olmadığını bilmeyen aile sayısı şaşılacak kadar çoktur. Şimdi bunları niye anlattım? Bizim memleketimizde de ciddî bir mesele var: Sokaklarda gece vakti başıboş dolaşan, sağa sola "takılan", takıldıkça kötü alışkanlıklara bulaşan, düşen, çamura batan çocuklar... Bunlar hem kendilerine zarar veriyorlar, hem çevre için tehlikeli oluyorlar. Her çeşit tehlike gece saatlerinde artmaktadır. Bütün şehirlerimizde 18 yaşından küçüklere gece 22'den sonra yalnız başlarına sokağa çıkma yasağı uygulayalım. Böyle bir yasak koymaktan korkmayın! Yasağı çiğneyenleri polis toplayıp bu işe ayrılan okullara götürsün. Ailelerine haber verilsin, gelip alırlarsa alırlar, almazlarsa çocuklar devlet korumasına geçer. (Aile çocuğuna sahip olmadığı için ceza alacaktır amma... Çocuğu teslim al, git. Yok öyle!) Böylece evsiz, barksız, ailesiz, sahipsiz çocuklar da ortaya çıkar. Bu çocuklara da devlet ciddî olarak el atar. Eğitimin bir parçasıdır bu. Bir ülkede "sokak çocuğu" diye bir grup çocuktan bahsedilmesi yüz kızartacak kadar ayıp, utanılacak bir durumdur. Eğitim çocukları dershânelere oturtup soru cevap testlerine hazırlamak değildir sadece. Karanlık sokakların kuytu köşelerinde sabahlayan çocuklar... O karanlık gecelerde kirli işlerde kullanılan çocuklar... Kırmızı ışıklarda duran arabaların önüne atılan çocuklar... Sermayesi bir cep telefonu ile bir sigara paketi olan çocuklar... Babalarından "yürüttükleri" arabalarla, motosikletlerle ehliyetsiz direksiyona geçip gecenin bir vakti yarışa kalkan çocuklar... Hepsi de eğitimin konusu dahilinde olmak zorundadır.