Memlekette pastırma yazı yaşanıyormuş. Burada da öyle. Amerika'da pastırma yazına "Indian summer" derler. "Kızılderili yazı." Hikâye şöyledir: Bir zamanlar Zuni adında yaşlı bir Kızılderili adam varmış. Ahali ilkbaharda toprağı sürüp ekerken çok hastaymış, hiçbir iş yapamamış. Bütün yazı da hasta geçirmiş. Yaz sonuna doğru herkes ürün toplar, kışa hazırlık yaparken Zuni iyileşmiş; bakmış ki, elde yok avuçta yok! Göklerin Sahibi'ne niyaza gitmiş. Demiş ki: "Toprağı sürme, ekme, biçme vakitlerinde hastaydım. Kış geliyor. Benim ambarlar tamtakır. Ben ne yapacağım şimdi?" Şöyle bir ses duymuş: "Sana yardım edeceğim. Var git, ilkbaharda imişsin gibi toprağı ek. Ürününü kaldıracaksın." Zuni eve dönüp hemen tohumlarını toprağa saçmış. Hava öyle ısınmış ki çarçabuk göğermiş, boy atmış ektikleri, hasat zamanı gelivermiş. Hikâye şöyle biter: Zuni yedi günün içinde, konu komşu ne kadar ürüne sahipse o kadar ürün kaldırdı. Ardından kış geldi çattı. Bu yedi gün bana pek inandırıcı gelmez ya! Hani hormonlu, GDO'lu tohum filan da yok o zamanlar! Neyse, rivayet böyle. Biraz daha ilmî ve tarihî açıklama ise şöyle: Kızılderililer beyaz adamın üzerine baskın verme işine bu mevsimde ara verirlermiş. Yani ateşkes mevsimi. O yüzden "Kızılderili yazı" denmiş. Bir açıklama da şu: Amerikan İngilizcesi'nde "Indian giver" diye bir deyim var, "Kızılderili verici" gibi garip bir şekilde tercüme edebiliriz. Beyaz adam diyor ki: "Kızılderililer bir şey hediye verdiklerinde, ya onu bir süre sonra geri isterler ya da aynı değerde, miktarda bir hediye beklerler sizden. Yani onların hediye vermesi sahte, göstermelik, geçici bir vermedir." Tabiî kültür farkından kaynaklanan durumu beyaz adam anlayamamış: Kızılderililer değiş tokuş usulü yaşıyor. Parayla alışveriş yapmıyorlar. Beyaz adamın Kızılderilileri kötülemek için bulduğu bahanelerden biri. Neyse... İngilizce'de "Kızılderili verici" nasıl bir eliyle verip öteki eliyle geri alan, verdiği kadar geri isteyen, cömertliği sahte insana işaret ediyorsa, sonbahardaki ılık günlere de "Kızılderili yazı" denmiş ki, kısa sürecek sahte bir yaz mevsimi olduğu anlaşılsın. Dünya üzerinde kalabalıklaştıkça tabiattaki dengeleri bozmaktayız. Hâlâ pastırma yazı yaşayabiliyorsak buna da şükür! Kızılderili verdiği kadarını geri istiyordu; değişim aracı para olan beyaz adam az verip çok istiyor. Otuz verip yetmiş alacak! GDO'nun başka bir izahı var mı?