Salman Rüşdü'den 11 Eylül sonrası yorumları

A -
A +

Amerika'nın en itibarlı edebiyat dergilerinden biri olan The Virginia Quarterly Review'in son sayısı 11 Eylül ağırlıklı yayımlandı. Önce derginin kapağındaki ilgi çekici karikatürden bahsedeyim. Art Spiegelman'ın çizgileri. Piyasaya henüz çıkan karikatür kitabı In The Shadow Of No Towers=Olmayan Kulelerin Gölgesinde kitabından bir kare: Bir masa, üzerinde sanatçının kendisini sembolize eden sersemlemiş biri. Masanın bir başında elinde kanlı bir kılıç ile Usâme Bin Ladin, öteki başında elinde Amerikan bayrağı ve bir tabanca ile Bush. Kılıç da, tabanca da masada oturan perişan adamın başına tutulmuş. Altta bir yazı: "Hem El Kaide tarafından, hem kendi hükûmeti tarafından aynı derecede korkutulmuş kahramanımız..." Spiegelman'ın kitabının ana fikri belki de bu kare. Derginin ilk yazısını Salman Rüşdü'nün yazdığını görünce merakla okudum. Onun yazısının ana fikri de bu. Başlık: Yanlış Alarmlar Bakanlığı "11 Eylül sonrası Amerika'da, benim Yanlış Alarmlar Bakanlığı dediğim birşey var" diyor Rüşdü. Malumunuzdur, 11 Eylül'den beri, İç Güvenlik Bakanlığı, alınan terörist tehlike istihbaratına göre yeşil, mavi, sarı, turuncu, kırmızı alarmlar vermekte. Meselâ, şu anda sarı alarm halindeyiz. Zaten vaziyetimiz genellikle sarı ile turuncu arasında gidip gelmekte. Rüşdü bu işin garabetine parmak basmış: "Yanlış Alarmlar Bakanlığı Amerika içinde durmadan korku seviyesini yükseltiyor. Gökkuşağının renklerini taşıyan bu alarmlar ne işe yarıyor doğrusu bilmiyorum. Bu alarmların tek maksadı halkı korkutmaktır. Korkutulmuş bir nüfusa sahip olduğunuzda, onun adına ama onun hoş görmeyeceği işleri yapmak daha kolay olur. Memleket içinde kasden oluşturulan bu korku iklimi, mücadele etmemiz gereken birşeydir. Evet, terör tehlikesi var, onunla mücadele edilmeli ama devlet de suç işliyor ve onunla da mücadele şarttır." Sonra Bush'un Irak savaşının ahlâkî temellerini vurguladığı bir konuşmasını hatırlatıyor. Şöyle demişti Bush: "Hukukun üstünlüğüne inanan milletleri işkencenin her türlüsünü önleme, soruşturma, kovuşturma işinde ABD ile beraber hareket etmeye çağırıyorum. Biz bu kavgada örnek olarak liderliğimizi sürdüreceğiz." Salman Rüşdü'nün şu yorumunu herhalde bütün dünya paylaşıyor: "Ebu Garib hapishânesinde olan bitenler Amerika'nın ahlâk örneği olma iddiasının sonudur. Orada olanlar Amerika'nın yüksek ahlâkî standartların temsilcisi olma kabiliyetini dumûra uğratmıştır. Bu hasarı tamir etmeye başlamak için ABD'nin dünyanın geri kalanı ile diyaloğa girmesi gerekir. Dünyanın ne dediğini, ne düşündüğünü dinlemesi gerekir. Ne yazık ki dünyanın seslerini Amerika'ya sokmak giderek güçleşmektedir. Memleketin her tarafındaki ilim, sanat, kültür kuruluşlarına gidin, bakın, dünyadan farklı sesler taşıyacak âlimleri, sanatçıları getirip konuşturmak mümkün değildir. Hatta başka ülkelerden edebî eserlerin ABD'ye girişi bile zorlaşmıştır..." Buna rağmen, son kamuoyu yoklamalarında Bush'a verilen destek yüzde 55'e kadar çıktı. Hele bir de önümüzdeki günlerde "Usâme'yi bulduk" derlerse!.. Korkarım, Amerika ve dünya bir dört yıl daha onun elinde kalacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.