Seyrettiğim birkaç dizi var, ama seyretmediklerimin de farkındayım. Gazeteler, televizyonlar sağolsun; insan biraz gözünü, kulağını açık tutarsa hangi kanalda neler olup bittiğini bilebilir. Bu bilgiler ışığında diyorum ki şu anda en iyi dizi Türkân'dır. Doktor Türkân Saylan'ın hayatı ile ne kadar örtüşüyor bilmem. Türkân Saylan'ın fikirlerini beğenmiyor olabilirsiniz, tenkit edebilirsiniz, o ayrı konu. Bazı görüşleri yüzünden ben de onu eleştiren yazı yazmıştım. Hastalanmadan önce. Sonra, hastalığı ile alay edenler oldu, bu sefer alay edenleri eleştiren yazı yazdım. Çünkü, benim inancımda hastalık gibi, sakatlık gibi şeylerle alay etmek günahtır. Neyse, bunlar ayrı, fakat şu anda en iyi dizi Türkân. Bir kere o ne muhteşem Türkçe! Yeni nesle unutturulan bir Türkçe! Kahramanların kullandığı kelimeler, telâffuzları, üslûpları... Kibarlık, zarafet... Kulaklarımızın pası siliniyor. Keşke Fasih Bey de biraz daha yaşasaydı! Bütün dizilerimizde maşallah kadın kahramanların başlıca işi giyinip kuşanıp süslenip takıp takıştırıp arz-ı endâm etmek. Hiçbir iş yapmazlar. Bütün kadın kahramanlar holding patronlarının, ağaların ya kızıdır, ya karısı, ya sevgilisi... Ya da yoksul, çaresiz, mağdur kadınlar... Entrikalarla geçen günler, kirli ilişkiler, ihanetler, kimin eli kimin cebinde durumları. Türkân bu furyanın ortasında kahramanlarının doktor oluşlarıyla ciddî bir fark meydana getiriyor. Hayatını mesleğine adamış doktorlar. Karşı cinsi tavlamaktan başka da gayesi, idealleri olan insanlar. Türkân kocasından habersiz bir yere gitti. Adam öfkeli... Nerde bu kız? Üniversitenin kütüphânesinde! Kocası Türkân'ın çekmecesinde kâğıtlar buldu. Saklanmış! Nedir onlar? Cildiye notları! Aman Allahım! Dizilerimizde görmeye alışık olmadığımız sahneler! Biz öyle alıştık ki, kadın ya da erkek gizlice gider, ya sevgilisiyle buluşur ya da bir entrika planlamak üzere iş birliği yaptığı insanla... Çekmecelerde saklanan da gizli sevgiliden gelen notlardır. Türkân dizisinin, kadın kahramanı bir "meslek sahibi" olan senaryoların oluşturulmasına öncülük edeceğini umut ediyorum. Böylece genç kızlarımız da bütün hayallerini, istikbal planlarını kendilerini "taşıyacak" bir erkek bulma, "elektrik alma" üzerine kurmaktan vazgeçip biraz da topluma hizmet etmenin, insanlara faydalı olmanın, katkı değer sağlamanın, bir şeyler üretmenin hazzını alabilirler. Yarın kadınlar günü. Kadınlarımıza yapılacak en büyük iyilik, onları şiddet görmekten, itilip kakılmaktan, yanlış adımlar atmaktan büyük ölçüde koruyacak en büyük iyilik, onlara küçük yaşlarından itibaren meslekî idealler aşılayabilmektir.