New York'un göbeği ve göz bebeği Manhattan adasında eğlence hayatının hararetli olduğu caddelerde bilhassa hafta sonları bazı binaların kapıları önünde uzun kuyruklar görürsünüz. Tiyatroların, konserlerin girişleridir onlar. Bekleyen kalabalık ya bilet alacaktır, yahut program saatini beklemektedir, izdiham olmasın diye içeriye sırayla alınacaklardır. Geçen Cumartesi günü Manhattan'daki bu caddelerden birindeki bir gösteri merkezinin kapısı önünde yine upuzun bir kuyruk vardı. Doğrusu önce, her zaman görmeye alıştığım tiyatro, konser kuyruklarından biri sandım. O sırada iri kıyım siyahî kapı görevlilerinden birinin "Turkish event" mi diye sorup yaklaşanları kuyruğa soktuğunu fark ettim. Yani "Türk programına mı geldiniz?" diye soruyor. Meğer bu kalabalık bizim kalabalıkmış! Aradığım bina burası imiş! Manhattan'da artık önünde kuyruk olunacak programlar yapabiliyormuşuz! Zamanında hayal hânemizde yaşattıklarımız gerçek olmakta! Geçen Cumartesi Türkçe Olimpiyatları'nın Amerika ayağının final programını yaptık. İlk defa Manhattan'da bir gösteri merkezinde tertiplendi. Bin kişinin üzerinde bir seyirci kitlesiyle hıncahınç dolu salona yer bulamadığı için giremeyenler oldu. Amerika'da bu sene beşinci Türkçe Olimpiyatı tertiplendi. Bu organizasyonun da, Türk okullarının da ABD'deki tarihi bir hayli yeni. Burada da şiir, kompozisyon, şarkı ve folklor dallarında öğrenciler yarıştı, dereceler verildi. Amerika Türk okulları için zorlu bir ülke. Ve rekâbet büyük. Afrika ve Asya ülkelerinde daha elverişli ortamlar bulabilen Türk okulları Amerika'da zorlanıyor. Çünkü zaten oturmuş, yerleşmiş, imkânları bol bir eğitim sistemi içinde kendilerini kabul ettirmek, ispat etmek zorundalar. Memnuniyetle söyleyebilirim ki, bu çetin işi başarma yolunda ilerliyorlar. Haziran ayında Türkiye'de yapılacak müsabakaya Amerika'dan gönderilecek öğrencileri seçtik. Program bir şölen havasında geçti. Siyahî çocukların dilinden "Gökte yıldız ay misun, kemençemde yay misun?" türküsünü dinlemek çok hoş... "Yahut Çadırımın üstüne şıp dedi damladı" diye diye oynamalarını seyretmek çok hoş... Eksiklikler, aksaklıklar olabilir ama Türkçe Olimpiyatları gurur duyulacak, destek verilecek büyük bir proje. Dil insanların tanış olması için ilk adım. Hep biz başka diller öğrendik. Elbette yine öğreneceğiz, bunda gocunacak bir taraf yok. Ama artık başkaları da bizim dilimizi öğrenmeye teşvik ediliyor. Bunda da gurur duyulacak çok taraf var! Bu işe gönül verenleri, emek verenleri kutluyorum.