Orta Doğu kaynayan kazan... Zaten bu ocağın altı son yüz yıldır hiç sönmedi. Sönecek gibi olduğunda bir iki odun daha atıldı. Başbakanımız kendisi söyledi: "Umuda, güvene, istikrara ihtiyacımız var." Umut, güven ve istikrar için içerde kenetlenmemiz lâzım. Mehmet Ağar, "Muhalefetimiz Habur'u geçmez" dedi, ne güzel söz! Ancak Habur'dan beride de bazı ihtilâfları ortadan kaldırmalıyız. Orta Doğu'nun fokur fokur kaynadığı bir zamanda, yangının sınırlarımızın çevresinde dönüp dolandığı bir zamanda iç meselelerimizde tam mutabakat şarttır, ortak bir tavırda birleşmek şarttır. Bu netâmeli coğrafyada, şu hararetli zamanda bazı konulara takılıp vakit ve enerji öldürmek hatasına düşmeyelim. Milletin ve devletin istikbalini ilgilendiren kararlar arefesindeyiz. Şimdi dik durmak, kuvvetli durmak, bütün durmak zamanıdır. Her şeyden önce, şu mâhut cumhurbaşkanlığı seçimleri... Bir kere, bu konudaki huzursuzluk ortadan kaldırılmalıdır. Bu konu kafaları meşgul etmemelidir. Bu konu gündemden düşmelidir. Fakat umut, güven ve istikrar sağlayacak bir biçimde gündemden düşmelidir. Madem sayın başbakan umut, güven ve istikrardan bahsediyor, bu ay emekliye ayrılıp sivil bir vatandaş olacak olan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü cumhurbaşkanı adayı olarak ilân edip bu konudaki tartışmalara son vermelidir. İşte ortak bir tavırda birleşmenin en tesirli yolu. Bu ara en ciddî açıklama bu olacaktır. Özkök Paşa meslek hayatı başarılarla dolu, ılımlı kişiliğiyle temayüz etmiş, istikrar ve güven telkin eden, dil bilen, Çankaya'ya yakışan, yerini dolduracak bir isimdir. Her kesimden insanımızın üzerinde mutabakat sağlayacağı bir kimlik olduğuna inanıyorum. Başbakanın geçenlerde özelliklerini açıkladığı kişi olmaması için sebep var mı? Böyle bir ismi cumhurbaşkanı adayı göstermek, bu konudaki ileri geri yorumları, spekülasyonları, dedikoduları, huzursuzlukları kesecek, tansiyonu düşürecek, güven ve istikrar sağlayacaktır. Bugünlerde bu kararı verip ilân etmek ülkenin kafasını kurcalayan bir meselenin halli olacağından hükûmetin işini kolaylaştıracaktır. Ortak bir tavırda birleşmek bu noktadan başlamalıdır. Bu noktadan sonra terör konusunda, Orta Doğu olayları karşısında alınacak tavır konusunda verilecek kararlar da çok daha inandırıcı, atılacak adımlar çok daha sağlam olacaktır. Hükûmetin eli kuvvetlenecektir. Sayın başbakanın ve hükûmetin enerjisi, çalışkanlığı; Özkök Paşa'nın bütün milletçe kabul ve takdir edilen şahsiyeti ve hususiyetleri ile birleşince Türkiye'nin her cephe ve istikamette önü açılacaktır. ..... Hatırlatma: Gazetelerimizde Lübnan'daki savaştan kaçan 1200 kişinin gemiyle ülkemize getirilişiyle ilgili olarak "Türk tarihinin en büyük tahliyesi" diye haberler, yazılar çıktı. Hâfıza-i beşer nisyan ile mâlûl demişler ama bazı konuların nisyanı kalem erbabına yakışmıyor. Katoliklerin zulmüne uğrayan onbinlerce Yahudi, 1492'de İkinci Bayezid'in fermanıyla İspanya'ya gemi gönderilip Osmanlı topraklarına getirilmiş; canları, malları emniyete alınmıştı. Şimdi İsrail'dekilerin de ataları... Şimdi bizim gemilere taciz ateşi açanların da ataları...