Psikologlara göre utanma duygusu suçluluk duygusundan daha kuvvetli. Yıkıcı utanma duygusu da, faydalı utanma duygusu da. Yıkıcı olanın varlığı kendine güveni ve mutluluğu yok eder, başarısızlık sebebi olur; faydalı olanın yokluğu ise saygısızlık, hoyratlık, kabalık, basitlik, teşhircilik kültürünü getirir. Faydalı utanma duygusuna ihtiyacımız var. Bu çeşit utanma duygusu ahlâkın temelidir. İyi de utanma duygusu için bir ar damarı bulunması lâzım. O çatlamışsa ne olacak? Herkesin başına polis koyamazsınız, herkesin vicdanı polisi olmalıdır, denir. Doğru da vicdan küf bağlamışsa, nasırlaşmışsa? Utanma duygusunun yok oluşu, ar damarının çatlamış oluşu değil midir "delikanlı" görünüşlü, "adam" görünüşlü, taşı sıksa un edecek sıhhatte insanların kapkaç yapmaları? Utanma duygusu olan insan sahte dilenci olabilir mi? Utanma duygusu olan bir oğul, kadın kılığına girip ölen annesinin maaşını almaya gidebilir mi? Sahte içki, sahte ilâç imal etmek, sahte para basmak, sahte fatura, sahte sağlık raporu, sahte diploma düzenlemek için ar damarının çatlamış olması ilk şart değil midir? Utanma duygusu olan insan sokağa tükürebilir, sümkürebilir, çöp atabilir mi? Her ferdin kendi kendisinin denetleyicisi olacağı, kendisini ilâhî bir güç önünde sorumlu hissedeceği, bu sorumluluğa göre davranacağı, "kimse görmüyor ama Yaradan görüyor, hesabı o görür, cezayı o keser" diyerek ayağını denk olacağı bir toplum idealdir ama hayaldir. Böyle fertler vardır ama topyekûn bir cemiyetin böyle üstün fertlerden oluştuğunu insanlık tarihi görmemiştir, göreceği de yoktur. Bu yüzden her devirde, her devlette hukuk vardır, kanunlar vardır ki toplum hayatı düzenlensin. Yalnız... kanunları uygulayanlar da, kanunların muhatapları da "insan" olduğuna göre iş yine utanma duygusuna, vicdana, ahlâka dayanıyor. Zaten ahlâk hukukun önündedir. Kanun uygulayıcılar bu hasletten mahrumsa tehlike bir misli büyür. Yan cebime koy diyerek rüşvet alıp suçu görmezden gelen, yahut görevini savsaklayan, görevini kötüye kullanan kanun koruyucular, imza sahipleri, üniformalılar... Mevkisi, makamı ne olursa olsun herkesin kendisiyle baş başa kaldığı bir an vardır. O anda, ferdin içinde, yazılı kanunlardan daha güçlü bir duygu, bir ses yoksa... Ekranlarda iki ayrı polis gördüm. Meydanda yere devrilmiş kadını biri copladı, biri üzerinden atlayıp uzaklaştı. Aynı tip üniforma içinde, aynı yetkilerle donatılmış, aynı okullarda okumuş, tahminen aynı yaşlarda, iki ayrı polis. Bu farklı davranışı meydana getiren nedir? Herhalde vicdan dediğimiz şeydir. Utanma duygusu herkese lâzım. Kadınlar Günü gösterisi diyerek, bütün iyi niyetleri suiistimal edip çığlık çığlığa bölücülük propagandasına kalkışanlara da... Kanun da lâzım, utanma duygusu da. Kanunları Meclis'ten geçirip geçirip yürürlüğe koyuyoruz, ötekini nasıl yürürlüğe koyacağımızı da düşünelim.