Türkiye'de yabancılara mülk satışı tartışılıyor. Kimileri "Vatandan bir karış yeri satamazsınız" derken kimileri de "Akıllı olun, memlekete yabancı sermaye girişini sağlamak gerek. Vatanın satıldığı falan yok!" diye cevap veriyor. Yabancılara gayrimenkul satışı yapılabilir diyenler zaten mütekabiliyet esası olduğunu, Türk vatandaşlarının da o ülkelerde gidip emlak alabileceğini hatırlatıyor. Toprak satılamaz diyenler AB ve ABD'de bu işin hiç de kolay olmadığını bildiriyor. AB'yi bilemem ama ABD'de yabancılar gayrimenkul satın alabilir. Yalnız, eğer banka kredisiyle alacaksa, vatandaş olmayan birine bankaların kredi vermesi çok güçtür. Eğer gayrimenkulün bedelinin tamamını cebinden çıkarıp ödüyorsa mesele yok! Ancak her iki durumda da... Her iki durumda da büyük bir "ancak" vardır: Amerika'daki emlak vergisi gerçeği. Vatandaş olsanız da olmasanız da arsa, ev, dükkân ne alırsanız alın ömür boyu kira öder gibi vergi ödersiniz burada. Vergiden kaçış yoktur. Ödemezseniz devlet malınıza el koyar, satışa çıkarır. Vergiyi beyannâmeyle, siz kendiniz takdir etmezsiniz. Mahallî yönetimin, aldığınız gayrimenkule biçtiği değeri vermek zorundasınız. Şehre, semte göre, vergilerin yüksek olduğu yerler var, düşük olduğu yerler var. Genel olarak bu değer, o mülkü kiraya vermiş olsanız alacağınız kira bedelinin yarısıdır. Yani, meselâ, bir daireniz var, aylık 1000 dolar kira getirebilir. Bu dairenin aylık vergi tutarı 500 dolar civarındadır. İster kiraya verin, ister kendiniz oturun, her ay devlete 500 doları tıkır tıkır veriyorsanız hangi milletten olursanız olun! (Emlak vergisi yıl içinde dört taksitte ödenir, miktarın zihinlerde iyi canlanması için "her ay" dedim.) Dairenizi bir de banka kredisiyle almışsanız zaten her ay faiziyle beraber bankanın taksidi de ödenecektir, böylece güya gayrimenkul sahibisinizdir ama yirmi yıl, otuz yıl taksit ödersiniz. Üstüne vergiyi de koyun. Vergi, kredi taksitleri bittikten sonra ömür boyu devam edecektir elbet. Memleketimizdeki mesele bu: Vergi. Gayrimenkul vergilerini emlakın gerçek değeri üzerinden toplayamıyoruz. En gözde şehirlerde, en mutena semtlerdeki lüks sınıf evlerin bile gülünç denecek kadar düşük vergileri var. Kayıtsız emlak yığınla. Bizim memlekette gayrimenkul sahibi olmak bir rant kapısı. Mütekabiliyet var, deniyor. Yani karşılıklılık esasına göre Türk vatandaşları da ABD'de taşınmaz mal alabilir. Evet ama binde 30-50, hatta binde 100-140 emlak vergisi vermeyi göze alıyorsa alabilir. (Bu oranları Türkiye'dekilerle karşılaştırın lütfen.) Memleketimizde de tapusuz, kayıtsız yer kalmaz ve âdil bir vergi sistemi oturtulabilirse gerçek mütekabiliyet o zaman olur. Şimdi, yabancılara mülk satışı olsun mu olmasın mı?... Devlet, yerli-yabancı mal sahiplerinden vergi toplamada zâfiyet göstermesin; o zaman kim isterse -kanunun ruhsat vediği ölçüler içerisinde- gelsin alsın. Zaten hakkıyla vergi toplandı mı, bu işin şakası olmadığı anlaşıldı mı, müşteri düşünecektir: Ben buranın vergisini ödeyebilecek miyim? Gücü varsa talip olacaktır, sonra da vergisini tıkır tıkır ödeyecektir, o vergiler de hizmet olarak millete geri dönecektir. Ama biz gayrimenkul vergilerini dosdoğru toplayamazsak işte o zaman topraklarımız yağmalanıyor demektir. O zaman, vatan beleşe satılıyor demektir.