Viyana mektubu

A -
A +

Havaalanına indiğimde birden o kadar çok Türkçe duydum ki...aklıma Banker Bilo filmi geldi. Hani uyanık, üç kâğıtçı bir "müteşebbis"(Şener Şen) bir grup müstakbel gurbetçiyi kamyonla Almanya diye İstanbul yakınlarında bir yerde indirir. Bizim yolcular da (biri İlyas Salman) etrafta Türkçe konuşanları gördükçe "Bak sen, burada da herkes Türkçe konuşuyor" diye şaşar kalırlar. Ben de havaalanındaki Türkçe bolluğunu duyunca "Acaba Gaziantep'e filan mı geldim?" diye lâtife yapmadan edemedim. Burası Viyana... Kuzenim Esra söylemişti, Almanca bilmiyorum ne olacak dediğimde. "Boşver, İngilizce de işini görür, o da olmazsa Türkçe anlaşırsın!" Demişti ama gözümle görmeyince, kulağımla duymayınca ikna olmamıştım. Doğruymuş. Gerçekten Viyana'da Türkçe ile yaşarsınız! Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kapılardan döndü, girmeyi başaramadı ama torunları bu işi halletmiş! Topsuz, tüfeksiz... Viyana'da başınızı ne yana çevirseniz bir Türk iş yeri, bir Türk çehre ile karşılaşıyorsunuz. Başlıbaşına Türk mahalleleri olduğu gibi, şehrin en merkezî, en "Viyanalı" semtlerinde de Türklere ait lüks oteller, lokantalar, eğlence yerleri dizi dizi. "Kebap-Pizza" sektörü elimizde! Benim "Aa siz de Türksünüz!" diye şaşırdığımı görenler bana şaşırıyorlar, neden şaşırdım diye. Nerden bilsinler "dışarıdan" geldiğimi, beni de orada mukim biri sanıyorlar. Fakat ben yine de önce Merzifonlu'nun izlerini aradım. O topların izini. O da var! Şehrin ortasında şu anda bir Yunan tavernası olarak hizmet vermekte olan eski bir binanın girişinde duvara gömülü üç top mermisi, Viyana'ya geldiğimin ertesi günü gördüğüm ilk iz oldu. Yazmışlar yanına: "Bu lokanta Viyana şehri surlarının bir kısmıdır; surlar 1529 yılında saldıran Türklerin yağan toplarına karşı şehri korumuştur.1963 yılındaki tadilât çalışmaları sırasında bu üç top bu duvarda bulunmuştur ve binamızın büyük geçmişini sergilemektedir." Merzifonlu'dan da önce, Türklerin Viyana'yı ilk muhasarasında şehir surlarına isabet eden top mermileri... Hey gidi hey! Çok büyük bir bina olan Viyana Askerî Müzesi iki katlı. İkinci kattaki eserlerin yarıdan fazlası Türklere ait. İki muhasaradan geride kalan oklar, ok torbaları, at üzengileri, tüfekler, toplar, asker urbaları, miğferler, kalkanlar, zırhlar, çeşitli şahsî eşyalar, hatta bir tane çadır... Duvarlarda muhasaraları resmeden yağlıboya dev tablolar... Osmanlı Türkü'nün iki kuşatması şehrin tarihinde silinmez bir iz bırakmış.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.