Yaz manzarası

A -
A +

Lisede okuyan öğrencilere "Ergenekon nedir?" diye sorsak, "Terör örgütü, çete, darbe, mafya..." filan diyecekler. Ne yazık! Ne yazık! Biz lisede okurken "Ergenekon" deyince göğsümüz kabarırdı, gözlerimiz parlardı, gururlanırdık; destanla tarihin buluşup karıştığı kutlu bir olaydı o. Türklerin dünyaya yayılışını başlatıyordu. Nerden nereye? Düşünüp düşünüp buna üzülüyorum. Rahmetli Nejat Muallimoğlu (Beş yıl önce temmuz ayında kaybetmiştik) Türkçe üzerine çok hassas bir yazardı, dilimizin zenginleşme yollarını araştırırken destanlara, efsanelere gidip oralardan bazı kavramları diriltip kullanmayı tavsiye ederdi. Meselâ, tavsiyelerinden biri "Ergenekon'dan çıkmak" deyimi idi. Derin, puslu vadilerden, sarp dağların tehlikeli uçurumlarından sonra ovaya ulaşan atalarımızdan mülhem, bir sıkıntıdan kurtulmak, bir belâyı def etmek, bir dar boğazı aşmak, düze çıkmak, kurtuluşa ermek. Haber bültenlerinde "Ergenekon"dan başka bir şey duymaz hâle geldiğimiz bugünlerde bu deyime âcilen ve şiddetle ihtiyacımız var! *** Ege Bölgesi tarım bölgesi. Ekili arazilerin, bağların, bahçelerin civarından geçerken havada bir ilâç kokusu duyuyorsunuz. Tarım ilâçları... Envai türlü zehir! O kadar bol, o kadar cömertçe kullanılıyor ki havaya bile sinmiş. Soluyun, doldurun ciğerlerinizi! Yetkililer bu aşırı, sorumsuz, şuursuz kullanıma "dur" demelidir. Tarım ilâçları mutlaka reçete ile alınmalı. İlçelerdeki ziraat müdürlüklerindan alınacak reçete ile. Oradaki ziraat mühendisi vatandaşa sormalı: "Kaç dönüm tarlan var? Ne ekiyorsun?" Hatta yerinde inceleme de yapmalı. Bu kadar ziraat mühendisi mezun ediyoruz. Sonra da "Senin kullanacağın ilâç şudur, şu kadar miktardır" deyip reçete yazıp vermeli çiftçiye ve tarım ilâcı ancak o reçete ile satın alınabilmeli. Ve denetim mekanizmasını öyle kurmalıyız ki, ne reçeteyi yazan, ne ilâcı satan, ne ziraatçı bu konuda kayırma, kaytarma, görmezden gelme, reçeteyi delme gibi fiillere tevessül edememeli. Şimdi ne reçete, ne denetim! Çiftçiler ürün çok olsun, çabuk olsun, iyi görünüşlü olsun diyerek basıyorlar ilâcı. Hava, su, toprak ilâç yüklü. Bu gidişat devam ederse memlekette sağlam insan kalmayacak. Hâsıl-ı kelâm, havamızın harareti de, zehiri de yüksek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.