Yeşil başlı gövel ördek kanatlılara "kuş"

A -
A +

Kuşu böyle bilmezdik biz. Kuş şiirlerimizin, deyimlerimizin, atasözlerimizin kahramanıydı. Bülbülü, turnayı, güvercini, balabanı, mürgü, ankâyı, hümâyı, kaknüsü bir yana bırakın, sadece "kuş" diye diye ne çok şey söylemişizdir?! Dağdan kestim kereste /Kuş besledim kafeste Yârin hasta dediler /Yetiştim son nefeste ""Şu kadar milyonu itlâf edilecek" şeklinde acıklı haberlere konu olan, "kanatlılar" diye soğuk, sevimsiz bir biyolojik sıfat yakıştırılan kuş cinsi ile o kadar haşir neşir olmuş bir toplumuz ki halk şairleri sevdiklerine kuş sıfatları vermişlerdir. Karacaoğlan'daki hayallere bakınız: Güvercin duruşlu keklik sekişli /Kıl ördek boyunlu ceylan bakışlı Tavus kuşu gibi göğsü nakışlı /Şöyle bir güzel ver gönlüm eyleyim Ne hoş birleşik sözlerimiz vardır: Devlet kuşu, ki yağlı ve iri gövdeli bir kuştur, kimin başına konacağı belli olmaz. Talih kuşu adıyla da tanınır, lâyık mı değil mi bakmadan, konuverir bazı başlara. Kuş beyinli deriz bazı başlara; "Tavukları hastalanmadan kestirip buzluğa kaldırdım, yavaş yavaş yiyeceğim, bu tavukların lezzeti çarşı tavuğunda yoktur" gibi kamuya yanlış ve tehlikeli mesaj veren (kendin ne yiyorsan ye, âfiyet olsun, ama halkın önünde böyle diyemezsin)... camiye girerken ayakkabı çıkarılacağını bilmeyen ya da bilmezden gelip kameraların önünde "Burda mı çıkarılacak?" diye arsızca soran, devletin üst makamlarındaki okumuş yazmış adamlar bu sıfatla anılsa yeridir. Nice kuş sütü eksik sofralardan, kuş tüyü döşeklerden nice kuş beyinliler gelip geçmiştir. Gerçi ben, "kuş beyinli" sözünde bu sevimli yaratıklara hakaret tonu sezerim ve kullanmak istemem; kuşu, kuş bakışı, kuş uçuşu, kuşbaşı, kuş uykusu, kuş lokumu, kuş üzümü, kuşkonmaz... gibi isimlerde severim. Atasözlerimiz vardır: Yuvayı dişi kuş yapar. Kuştan korkan darı ekmez. Yalnız kuş yuva yapmaz. Taş gibi yatasın, kuş gibi kalkasın. Garip kuşun yuvasını Allah yapar. Her kuşun eti yenmez. Sebepsiz kuş uçmaz. Türk atı ile, kuş kanadı ile. İnsanoğlu kuş misali... Deyimler deseniz bir düzine: Bir taşla iki kuş vurmak, kuş kondurmak, kuşa döndürmek, kuş uçmaz kervan geçmez, kurda kuşa yem olmak, kuş gibi uçmak, kuş uçurmamak, kuş kadar yemek, kuş gibi çırpınmak, kuş kadar canı olmak, kuş gibi hafiflemek, ağzıyla kuş tutmak. Borsada hisse senetlerini bilmeden alıp zarar eden toy yatırımcılara da kuş denirmiş, borsa argosunda. Divan şiirinde ise âşığın gönlü bir kuştur, uçunca gidip konacağı yer sevgilinin saçlarıdır. Bir tek kuşpalazı vardı hastalık işaret eden... Sonunda oldu kuş gribi! Kuşu böyle bilmezdik biz... Dağdan kestim kereste /Kuş besledim kafeste... Yok öyle artık! Kuşlardan uzak durulacak bundan böyle. Kanatlılara "yeşil başlı gövel ördek, telli turna, kınalı keklik" denen bir kültürün içinden geldiğimizi düşününce, "Güvercinlerimi vermem!" diyerek feryad edip imha ekiplerine direnen çocuğun ruh halini anlıyorum, ama ne çare...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.