Zina TCK'ya suç olarak girsin mi girmesin mi? tartışması sürüp gidiyor. Kendi kendime bazı sorular sorup cevaplar bulmaya çalışıyorum: Zina şikâyete bağlı suç kapsamına alınırsa... Karı veya koca, zina yapan eşini şikâyet edip hapse attırdı. Eline ne geçer? Eğer şikâyetçi kadınsa zaten kocasını hapse attırması kolay değildir. Çünkü memleketimizde kadınlar ekonomik olarak kocalarına bağımlıdırlar. Kocasının üç-beş ay hapse girmesi kadına ne kazandırır? Devlet herhalde kocası zina suçundan hapse düşmüş kadınlara maaş bağlamayacak. Üstüne adam bir de hapisten çıkınca, "Sen ne cüretle?..." diyerek kadının ağzını burnunu dağıtabilir. Bunları düşünen kadın, üzerine kuma da gelse zaten şikâyet edemeyecektir. Ekonomik olarak kadın kocasına bağımlı değilse bile, hapse attırdığı adamla geçinmeye devam eder mi? Aklı başında bir kadın, şayet kocasını affetmiyorsa, bu durumda işi medenîce, kısa yoldan halleder: Boşanır. Zina yapan kadınsa, kocası şikâyet ettirerek onu hapse attırdı diyelim. Sonra? Hapisten sonra herşey güllük gülistanlık mı olacak? Bir süre hapis yatmakla mesele halloluyor mu? Böyle bir ailedeki çocuklar ne olacak? Annesi ya da babası zina suçundan hüküm giyip hapse yollanmış bir çocuğu düşünün. Arkadaşları arasındaki vaziyetini düşünün. "Şu kızın anası zinadan içerde"... "Bu oğlanın babası zinadan yatıyor." Aile adına derken aileyi büsbütün dile düşürmüş olmayacak mıyız? Halbuki taraflardan biri bu suçu işlediyse, karşı taraf da affetmiyorsa, olayı ortalığa saçmadan, hakim önüne çıkıp boşanmak en doğrusu değil midir? Bu madde aile birliğini koruma adına konmak isteniyor. Eşlerden zina yapanı hapse attığımızda, aile birliği zaten çökmüş olmayacak mı? Şikâyetçi eş, ceza almasını sağladığı eşle ceza süresi tamamlandıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi nasıl geçinebilir? Yoksa şikâyet etmek, aslında bağışlamaya niyetli olmak ama "Hele bir burnu sürtülsün!" demek midir? Bence karı veya koca, yekdiğeri hakkında "Burnu sürtülsün!" cümlesini kuruyorsa zaten aile bitmiştir. Bu maddenin caydırıcı olacağına gerçekten inanıyor musunuz? Meşrebi bozuk bir adam karısının şikâyet etmeyeceğini bildiğinde, ya da yakalanmayacağına emin olduğunda TCK'daki maddeyi neden hesaba katsın? Kadın-erkek eşitliğini sağlamak için deniyor. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanamayacağı tek konu belki de bu değil mi? Dünyanın her yerinde erkekler namus konusunda, sadakat konusunda sınıfta kalmışlardır, ama mağdur da hep kadınlardır. Bu eşitsizlik, zina, kanuna suç maddesi olarak girse de değişmeyecektir. Bu sorulara verdiğim cevaplar beni tatmin etmiyor. Ben dinimizde zinanın büyük günahlardan olduğuna inanmış biriyim. (Zaten bu konuda semavî dinlerin hükümleri bütün kanun maddelerinden daha caydırıcıdır da bunu söylemek suç olmuştur) Ancak zinanın ceza kanununa suç olarak girmesinde mantıklı bir taraf göremiyorum, işe yarayacağına, uygulanabileceğine inanmıyorum. Zina tek başına boşanma sebebi olmalıdır, o kadar. Zaten öyledir. Yığınla mesele varken, gündemi bu konuyla meşgul etmenin âlemi yoktur. Ben de ettim, affola!