Nazilli Belediye Başkanı'nın dikkatine; Nazilli'mizin meşhur Sümerbank Fabrikası ile tren istasyonu arasında (halkımızca Gıdı-gıdı tren yolu diye bilinir) tren yolu vardır. Fabrikamız göz göre göre kapanıp gittiğinden dolayı tren yolu faaliyette değildir. İnsanlarımızın yürüyüş amaçlı kullandığı bir yol oldu. Sayın Belediye Başkanımız Esat Ergüler Bey sağolsun, bu tren yolu üzerinde düzenlemeler yaparak tren yolunu "Sevgi Yolu" yaptı. Tuğla taşlar döşetti, süslü demir korkuluklar yaptırdı, ağaç fidanları diktirdi, dinlenme için oturaklar yaptırdı. vs... bayağı güzel oldu. Çocuklarımızın rahatça top oynadığı, ailelerin yürüdüğü, spor faaliyetlerinin yapıldığı bir yol oldu. Lakin, bu kadar güzel hizmetleri bir anda yok eden başka bir faaliyet de bizi çileden çıkardı ve yazık etti. Devlet Kara Yolunun üst tarafında kalan (eski sanayi kısmı) yol kenarında belki 15 kadar meyhane ve birahane açılmasına müsaade edildi. Soruyorum sayın Ergüler' e; Bu yol ailelerin rahatça yürümesi için yapılmadı mı? Çocuklarımızın tehlikeden uzak olarak oyun oynaması için yapılmadı mı? Eğer cevabınız evet ise, bu "alkol yuvaları"na neden müsaade ettiniz? Yapılan milyarlarca masrafa yazık oldu yazık. Akşam oldu mu ne kadar sarhoş varsa sevgi yolunda (!) dolaşıyor, oturaklara oturup, orada da içmeye devam ediyorlar, etrafa küfürler savuruyor, oradan geçen bacılarımıza, çocuklarımıza laf atıyorlar, rahatsız ediyorlar. Bu yol onlar için mi yapıldı? Artık bu yola "sevgi yolu" değil, "sarhoş yolu" demek gerekiyor. Bir an önce bu yerlerin kaldırılması gerekmektedir. Daha üzücü olaylara meydan verilmemesi lazımdır. Şehir dışında nice boş yerler var. Oralara açsınlar lafımız yok. Lütfen size yakışanı ve beklenileni yapınız. > M. Alper Çetin - Nazilli / AYDIN Böyle abonelik olur mu? Kredi kartıma ait bilgiler tanımadığımız bir kişi tarafından ele geçirilmiştir. Bu bilgilerle Turk.net"ten, Uğur Arkun adına abonelik başlatılmıştır. Abonelik işlemi 06.06.2002'de başlatılmış olup, kredi kartımdan iki kez 46.020.000.TL olmak üzere, toplam 92.040.000.TL alınmış, üçüncüsünün de 07.12.2002'de alınacağı söylenmiştir. Benim elimde olan kartım nasıl başkaları tarafından kullanılabiliyor? Üstelik internet hizmeti sunan bir kuruluş buna alet ediliyor. Kredi kartının sahibinin adına bile değil de, başkasının adına olan bir abonelik nasıl onaylanır? Bu tür sahtekarlıkları önleyebilecek bir güvenlik sistemleri yok mu? Bu nasıl bir hizmettir, nasıl oluşturulmuş bir güvenlik sistemidir? Ben ve benim gibi insanlar, bu şekilde mağdur mu olacaktır? Turk.net bu şekildeki bir sahtekarlığa alet olmaya devam mı edecek? Turk.net'in konuyla ilgilenmesini, yapılan haksızlığın giderilmesini istiyor; başlatılan bu abonelik sistemiyle ilgili olarak da gerekli araştırma ve yasal işlemlerin yapması gerektiğine inanıyorum. > Fikriye Ünlü - İSTANBUL İnsan kaçakçılığı ve Türkiye'nin dramı Gün geçmiyor ki Ege Denizi ve Trakya'da yapılmakta olan insan kaçakçılığı ile ilgili bir haber yayınlanmasın. İçimizi karartan, yürek burkan görüntülerin yanısıra kaybedilen canlar, ekonomik kayıplar... Zaten sıkıntıda olan ülkemiz ekonomisine bu yolla vurulan darbeleri de düşünecek olursak, konunun önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Türk vatandaşlarına, adı duyulmamış Afrika ülkeleri bile vize uygularken, biz vize uygulamıyoruz. Bu yüzden de, ülkemiz kaçaklarla doluyor. Geri kalmış ülke vatandaşları ülkemiz üzerinden Avrupa'ya kaçak yollarla geçmeye çalışıyor. Sanki bu işi biz teşvik ediyormuşuz gibi bir hava da oluşturuluyor... Bu yüzden maddi ve manevi olarak büyük kayıp ve itibar kaybımız olmasına rağmen, yetkililer ciddi bir tedbir de almıyor. Gelelim konunun bizi daha fazla ilgilendiren ekonomik boyutuna: Uyanık geçinen birkaç kaçakçı ve onların maşası durumuna düşen tekne kaptanlarının böyle tehlikeli bir yolculukta uğradıkları acıklı son; veya yolda yakalanmaları durumunda ülkemizin ekonomisine verdikleri zararları sıralamam gerekirse; bunların yakalanması, aranması, kurtarılması iaşesi, tedavi ve yurtdışına çıkarılması için harcanan rakamlar, ülkemiz ekonomisi için büyük kayıptır. Kolluk kuvvetlerin devriye hizmetleri için, araçlarına yakıt tahsisleri azaltılmışken, böyle olaylara müdahale ve diğer yasal işlemler için harcanan yakıt bu milletimiz için bir yüktür. Konunun en önemli yanı ise; AB'nin ülkemizi, insan kaçakçılığı ile suçlamasıdır. Bize tam üyelik için tarih vermeye yanaşmayan AB'nin kapısında hazırol vaziyetinde bekletmeye niyetli olanlara, bir de böylesi basit kozlar vermemizin mantığını anlamıyorum. Acaba benim bilmediğim bazı konular mı var? Kaçırılan insan başına 3-4 bin dolar elde eden insan tacirlerini, bu gelirleri ile ülkede kanunsuzluklarını artırıp, daha da tehditkar ve cüretkar hale getirmenin mantıklı bir açıklamasını yapabilecek bir yetkili varsa lütfen açıklasın. Şayet yoksa, lütfen bu faaliyetler durdurulsun. > Fikri Dağlıgil - İZMİR Uyku uyuyamaz olduk Ben Ümraniye Atakent Mahallesi Mithatpaşa Caddesi'nde oturuyorum. Caddemizde 3 akaryakıt istasyonu, 1 adet de LPG istasyonu bulunmaktadır. Bunlar sondaj yapıp su çıkardılar, o su ile 24 saat araba yıkanıyor. Bu gürültüden, gelip gidenlerin argo konuşmalarından geceleri uyuyamaz olduk. Yok mu bu işle ilgilenecek, vatandaşın kendi evinde rahatsız edilmeden huzurlu bir uyku uyumasını temin edecek kimse? > İsmi Mahfuz - İSTANBUL