1965'lerde plaka tahdidi (sınırlaması) uygulamasını çıkarmışlar. Arkasından bu uygulama Ecevit döneminde 78-80'lerde bir değişikliğe uğramış ama iş daha da çığırından çıkmış ve kimse el atmamış. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde taksicilik, minibüsçülük ve servisçilik gibi mesleklerde sınırlama denilen (tahdit) getirilmiş. Plaka vermiyorlar. Git piyasadan al. Piyasada ise oldukça astronomik rakamlar uçuşuyor. Düşünün, işi olan da olmayan da yatırım amaçlı gitmiş bu plakaları almış. Kimi iş yapıyor kimi elinde tutuyor. Mesela sanatçının, sporcunun hatta bürokratların bu plakalar ile ne işi olur? Niye almışlardır? Geçimlerini bu işten kazanan insanlara yazık değil mi? Bir adamın elinde 10-20-40-50 plaka, neden? Bunu yatırım aracı haline getirmişler. Karaborsaya düşürmüşler. Ayrıca her sene korsan taksiciler ile mücadele ediliyor. Kabul. Korsan dediğiniz bu memleketin evladı. Askerlik yaptım. Vergimi veriyorum. Niye korsanım? Plaka alamadığım için. Bana plaka ver. Bedelini sana ödeyeyim. Bana hırsız muamelesi neden yapıyorsun? Yok ben vermem. Sen git piyasadan al. Alamıyorum. Korkunç rakamlar. Ben evime ekmek götürmek istiyorum. Beni engelliyorsun. Beni engellemekle kalmıyor, tüketiciyi de zarara uğratıyorsun. Çünkü haksız rekabet oluşuyor. Benim ticaretimi engelleyerek birilerine büyük rant elde ettiriyorsun. Çünkü, "benim plakam var, dünya kadar para verdim" diyor. Nasıl çıkacak bu para? Tabiî ki tüketiciden çıkacak. Tüketiciye yazık günah değil mi? AB'de ABD'de işler böyle mi? Bize müracaat eden binlerce tüketici; "Biz esnaflık yapmak ekmeğimizi kazanmak istiyoruz. Plaka tahdidi yüzünden çalışamıyoruz. Gerek taksi plakası, gerek minibüs plakası gerekse servis plakasını alamıyoruz. Çok büyük rakamlar ortada dönüyor. Eğer bu plakalardan para kazanması gereken biri varsa o devlettir. Devlet satsın, devlet ayarlasın ve bizden de makul ölçülerde rakamlarla bu parayı alsın. Gerekirse bu işi yaptığımız için bizlerden ek vergi de alsın. Ama bizi kaz gibi yoldurmasın. İşi ve sanatı bu olmayan, bu işten vergi mükellefi olmayanların da elini eteğini çektirsin. Günah değil mi bize ve günah değil mi vatandaşa" demekteler. Bu uygulama; askerlik yapan, vergisini veren, T.C. vatandaşı olan insan için çalışma özgürlüğünü kısıtlamak anlamına gelir. Serbest ticareti engellemek anlamına gelir. Haksız rekabet oluşturur. Eğer bir adalet ve hakkaniyet sağlanacak ise, devletin ilgili birimi bir kurs açar, taksici, minibüs, servis araçlarında şoförlük yapacaklara yeni bir yönetmelik getirir, kılık kıyafet koyar, tarzını belirler ve eğitimden geçirir. Başarılı olana müsaade eder. Mustafa Göktaş Şirinevler'deki engelli asansörünü çalıştırmak için kimi bekliyorlar! Şirinevler-Ataköy Üst Geçidine bir sene önce engelliler için asansör yapıldı. Görünce çok sevindik. Çünkü karşıda, Ataköy'de Engelli Rehabilite yeri var; hem çok yakın, hem de çok uzak!.. Aynı sıkıntı yaşlılar için de geçerli. Buradan oraya taksi ile geçmek lazım. Halbuki asansörler çalışırsa, asansörle çıkar, öbür taraftan da iner; gerisi düz yol. Fakat her ne hikmetse, bu asansörler faaliyete geçmiyor. Yetkililere soruyorum, bunun sebebini bilen ve bize izahat yapan kimse yok. Bu asansörlerin neden çalışmadığını bilen bir yetkili varsa, Allah rızası için bize açıklasın artık. Yetkililere, "bunu açmak için Bakan'ı mı bekliyorsunuz?" diye soruyorum, gülüyorlar. Lütfen artık bu göstermelik işlerden uzak duralım, vatandaşa hizmet etmede daha samimi olalım. Böyle önemli işleri geciktirmenin vebalini düşünelim... İlknur Kekeç (Engelliler adına) Sesimizi duysunlar artık! Milli Eğitim Bakanlığı'na; Biz öğretmenlerin çok büyük bir sıkıntısı var. 2010 yılı il dışı yerleştirme tayinini istedik. Bu sene tayinler, "il içi", "il dışı" beraber değerlendirildi ve ilk defa il dışına kontenjan uygulandı. Mesela, il dışından Uşak 2, Balıkesir 3, Kütahya 3, Yalova 3 Türkçe öğretmeni aldı. Ayrıca, bizim istediğimiz okullara, il içinden bizden daha düşük puanlılar yerleştirildi. Bizim istediğimiz bazı okullara, -il içinin istemediği- hiç atama yapılmadı. Benim tercih ettiğim 4 okul şu an boş ama ben atanamadım, kontenjan yüzünden. Ne olur bize yardım edin. Bize haksızlık yapıldı ancak bizi duyan yok. Mağdur olduk. Bizlere kulak verin. Temmuz ayında Bakanlık il içi atama yapacak. Bizim istediğimiz, il dışı atama için temmuz ayında ikinci bir hak verilsin ve kontenjan sınırı kalksın. Bir Öğretmen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00