28 Şubat sürecinde TSK'dan kararname ile atılanların mağduriyetlerini giderin

A -
A +

Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz'ın dikkatine; 1991 mezunu bir deniz astsubayı idim.. Donanma Komutanlığı'nda görevli iken, 1997 Ekim ayında ordudan ilişiğim kesildi. Yıllar sonra yasa çıkarıldı, iade-i itibarımızı öngören... Lakin öyle karmaşık işler döndü ki anlamadım.. Namaz kılan ve eşi kapalı bir deniz astsubayı iken, ('Balyoz'dan sanık Suga Eylem Planını yazdığını dün öğrendiğim) bir isim tarafından disiplinsiz ilan edilip görevimden atıldım... Hiçbir yüz kızartıcı işe bulaşmamış biri olarak, MSB tarafından reddedilen başvurumla, çevreme karşı suçlu imajına büründüm... Çünkü bu af yasasıyla, ordudan atılanlar haklarına kavuşuyordu, bense kavuşamadım. Sebebi ise, beni ordudan Kararname ile atmışlar, Yüksek Askerî Şûra'ya çıkarmamışlar dosyamı... Eğer dinî inancından atılanları da kapsıyorsa bu af, ben niye affolmadım? YAŞ Kararlarıyla ordudan atılanlarda, TSK Personel Kanunu 94/b açılımı olan "Disiplinsizlik veya ahlaki durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetler'de kalmaları uygun görülmeyen astsubayların, hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır... Ve astsubay sicil yönetmeliği 60/a ve 60/b maddeleri hükmedilir.. a) Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması, b) Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi... Esasen bu maddeler TSK'dan atılanların tamamında neredeyse aynı.. YAŞ Kararlarıyla atılanlarda da 94/b maddesi uygulandı.. Onlarda fazladan olan ya da farklı olan sicil yönetmeliğinin 'f' maddesi; f) Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar... TSK ile ilişiği kesilenlerde 'f' maddesine dahil edilenler 6191 sayılı yasanın geçici 32. maddesinden faydalanabildiler. Diğerleri kapsam dışı tutuldu. Ben amirime yaranamadım; namaz kıldığım oruç tuttuğum için ve sosyal faaliyetlere türbanlı olan eşimle katılmadığım için 'öcü' gibi bakıyordu bana ve istediği disiplinsizliği üzerime giydirebiliyordu, öyle de yaptı.. Kendisi Suga Eylem Planı'nı yazan, Balyoz sanığı olarak tutuklanan birisi. Branş kıdemli astsubayı olarak tayin olmama rağmen, astlarımla direkt iş dağılımı yapıyor ve benimle muhatab bile olmuyordu. Mobbing denen, iş yerinde psikolojik tacizi bire bir uyguluyordu.. Yüksek Askerî Şûra'ya çıkarmaya gerek bile görmeden, gizli bir YAŞ anlayışı ile, kamuoyu tepkisi riskine girmeden, kararname diye bir yöntemle attılar ordudan.. Askerî mahkemede yargılanarak atılmadım. Yüz kızartıcı işlere bulaşmadım ama dosyam Yüksek Askerî Şûra'ya çıkarılmadı diye yeni düzenlemeden faydalanamıyorum. TSK'dan atılma şekilleri, siyasilerin tam bildiği bir konu değil. Kararname ile atılmam benim tasarrufumla olan bir adım değil. Hükümetimiz bizimle ilgili ek bir madde daha çıkarabilir... Kararname ile atılan subay astsubay ve uzman çavuşlar ortada bırakılmamalı. Ali Deniz Uzman Jandarmanın özlük hakları düzeltilsin 1. Bizler, lise ve dengi okul seviyesinde askerî okullarına giriyoruz. Görevde Üniversite okuyup önlisans, lisans diploması alıyoruz. Tahsilimiz, derece ve kadememize hiçbir etki yapmadığı gibi, emekli olurken de İlköğretim üzerinden emekli ediliyoruz. 2. 25.000 kişilik TSK personeli olarak, orduevlerinden faydalanamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. 3. Jandarma Teşkilatı içerisinde, askerî ve iç güvenlik hizmeti sunan Uzman Jandarmaların emekliliğe esas ek göstergesi 1467'dir. Kurumda aynı görevi yapan, sadece görev alanları farklı olan diğer personelin ise emekliliğe esas ek göstergesi 3600'dur. Bu sebeple; emeklilik ikramiyesi ve maaş farkı dolayısıyla mağduriyet oluşmaktadır. Anayasanın 5. maddesindeki hüküm ve Anayasanın 55. maddesinde belirtilen; "1- Ücret emeğin karşılığıdır. 2- Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır." İbareleri ile ücrette, adaletin sağlanması başlığı altındaki maddeler gereğince, "eşit işe eşit ücret" ilkesi göz önüne alınarak, görevde ve emeklilikte ücret adaletsizliğinin giderilmesi gerekir. 4. 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununda bir değişiklikle, mağduriyetimizin giderilebileceğini umuyorum. Zafer Çırakman (E. Uzm. Jandarma) Mecburi Avukatlık uygulaması başlatılsın Adalet Bakanlığı ve TBMM'nin dikkatine; Artan Hukuk Fakülteleri sebebiyle ülkemizde, özellikle de İstanbul'da avukat sayısında inanılmaz bir artış yaşanmaktadır. Bu durum avukatlık mesleğinin hak ettiği değeri kaybetmesine yol açmaktadır. Eski yıllarda avukat olmuş ve büyük çevre edinmiş kişiler pek fazla etkilenmese de, genç avukatlar için avukatlık mesleği gitgide bir zulüm halini almaya başlamıştır. Mesleğe yeni başlayan bir polis memurunun 2.000 TL aldığı bir ülkede, avukatlar 1.5 sene civarı stajyerlik çilesi çekip 500-600 TL'yle yetinmek zorunda kalmakta; stajyerlik bitip avukatlık ruhsatını alıp da avukatlığa yeni başladıklarında ise genelde aldıkları maaş 1000-1.500 TL civarında olmaktadır. Bu çarpık durum derhal düzeltilmelidir. Bunun düzeltilmesi için de olması gereken, zorunlu avukatlık sisteminin Türkiye'ye getirilmesidir. Avrupa'da uygulanan bu sistem neden Türkiye'de uygulanmıyor? En başta bu sistem adaletin gerekli şekilde tecelli etmesine yardımcı olacak, hukuku bilmeyen birçok vatandaşımızın da mağduriyetini engelleyecektir. Arzuhalcilerin bulunduğu bir ülkede avukata ne gerek var anlayışı da ortadan kalkacaktır. Neticede çok sayıda sıkıntılı avukatın da sıkıntısı giderilmiş olacak, avukatlık mesleği gereken itibarına kavuşacaktır. Bir grup avukat Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.