28 Şubat sürecinde, İmam-Hatip mezunlarının üniversite okumasını engellemek isteyen güçlerin baskılarıyla, mesleki eğitime darbe vurulmuştur. Bu oyunu oynayanlar, koskoca bir ülkenin Teknik ve Mesleki Eğitim Sistemini çökertmekten çekinmemişlerdir. 28 Şubat'ın unutulan mağdurları, 80 bin Teknik Öğretmenin yaşadığı mağduriyetleri ve haksızlıkları haykırmak; yok sayılan, görmezden gelinen Teknik Öğretmenlerin atama ve unvan problemlerini haykırmak istiyoruz. 28 Şubat sürecinde, birçok kesim mağdur edilmiştir. 28 Şubat mağdurlarının bu mağduriyetleri giderilmiş fakat Teknik Öğretmenlerin mağduriyeti ise halen devam etmektedir. Sayın Başbakanımız, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" buyruğunu çok hatırlatıyor. Bize yapılan haksızlıklara karşı biz susmuyoruz. Umarız Sayın Başbakanımız feryadımızı duyar ve 13 yıldır devam eden "Teknik Öğretmenlerin mağduriyeti"ne son verir. İlgililer, "Meslek Lisesi Memleket Meselesi" diyor. Yıllardır yapılan öğretmen atamalarında biz Teknik Öğretmenlere ayrılan kontenjan sayısı, mezun sayımızın sadece %3'ü kadardır. Mesleki Teknik Eğitime verilen değer bu kadar az olmamalıdır. Biz de diğer kültür branşlarında olduğu gibi, atamalarda 3000-4000 kontenjan istiyoruz. Halk Eğitim Merkezlerinde, lise mezunları usta öğretici olarak görev yaparken, biz Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesi mezunları evimizde işsiz bekliyoruz. 3795 sayılı kanunla, Teknik Öğretmenlere, Mühendislik Tamamlama hakkı verilmiştir. Yüksek Öğretim Kurumu, bu kanunu gerçek dışı bahanelerle 10 yıldır keyfi olarak uygulamamakta, Teknik Öğretmenleri oyalamakta ve kendini kanun yapıcı yerine koymaktadır! Bu da yetmezmiş gibi, Devlet Personel Başkanlığı, 657 Sayılı Devlet Memurluğu Kanunu'na rağmen, 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi düzenleyerek, Teknik Öğretmen Kadrosu tahsisi yapmamaktadır. Bunların sonucu olarak, Yüksek Öğretim Kurumu ve Devlet Personel Başkanlığı el birliğiyle, özel sektörde ve kamuda çalışan Teknik Öğretmenleri, "Teknisyen" unvanı ile çalışmaya mahkûm etmiştir. 28 Şubat sürecinde "hak gasbına" uğrayan Sayın Başbakanımızın, yine bu süreçte hakları elinden alınan, vicdanları yaralanan Teknik Öğretmenlerin sıkıntılarını görmesini istiyoruz. Biz Teknik Öğretmenler olarak, 13 yıldır sabreden bir kesimiz. Daha ne kadar sabretmemiz bekleniyor? Teknik Öğretmenler >> İmdaat!.. Binamız yıkılmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın dikkatine; İstanbul Bakırköy, İncirli Caddesi 82 numaradaki binamızda facia an meselesidir. 54 yaşındaki binanın zemin katındaki 6 mesken, bütün duvarları kırılarak eğlence mekânı yapılmıştır. Su basman perde 3 ayrı yerden boydan boya kırılmıştır. (Kartaltepe Mahallesi, Pafta 25, Ada 936, Parsel 417) Binamızda, sığınakların bulunduğu bodrum katı da, bütün duvarlar kırılarak mutfağa dönüştürülmüştür. Uzman bilirkişi, kiriş altındaki duvarların taşıyıcı özellikte olduğunu ve statiğin bozulduğunu rapor etmiştir. Binamız, İncirli Caddesi'nden ağır vasıta geçerken bile zangır zangır titremektedir. Binamızdaki yıkımların tamamı izinsizdir. Ve bu imar skandalının her safhasından Bakırköy Belediyesi'nin de haberi vardır. Belediyede bulunması gereken mimari proje bile yok edilmiştir. İlçe Belediyesi yetkililerinin, kat maliklerinin şikâyetlerini, "Kentsel Dönüşüm Yasası bir AK Parti projesi, biz buna katılmıyoruz" gerekçesiyle işleme koymadıkları söyleniyor. Binamızda 6306 Sayılı kanunun uygulanması için bütün şartlar mevcuttur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, İstanbul'un orta yerindeki bu imar skandalına acilen el koymasını, hasarın bizzat Bakanlık elemanlarınca yerinde tespit edilmesini ve giderlerin sorumlulardan tahsili ve müeyyide uygulanmasını istiyoruz. Önemli Not: Binamızdaki hasarın belge ve bilgileri ile Resmî Bilirkişi Raporları ve Bakırköy Belediyesi'nce alınan ancak uygulanmayan yıkım kararları, toplam 18 dosya şeklinde 30.11.2012 tarihinde 75158 evrak numarası ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü'ne teslim edilmiştir. Mağdur Kat Malikleri >> Adalet Bölümü mezunlarına çok az kadro verilmesi haksızlıktır Ben, Adalet Bölümü mezunuyum. Adalet Bölümü'ne, KPSS Merkezî Yerleştirmelerinde çok az kadrolar verilmektedir. Sadece Açıköğretim Adalet Bölümü senede 50 bin mezun vermesine rağmen, merkezî yerleştirmelerde biz adaletçilere 10-20 gibi çok az kadrolar verilmektedir. Diğer bölümlere 1000-1500 kadro verilirken, bize 10-15 kadro verilmesi komiktir. Ayrıca, "emanet memuru, tebligat memuru, infaz ve koruma memuru, zabıt kâtibi ve cezaevi kâtibi kadroları için seçim yapılırken, Hukuk Fakültesi, Adalet Meslek Yüksek Okulu, Yüksekokulların Adalet Programı ile Adalet Ön Lisans Programı mezunlarına öncelik tanınır" hükmü getirilmiştir. Buna rağmen Adalet mezunlarına verilen öncelik özde değil sözdedir. Bu yapılan haksızlığa bir an önce son verilmelidir. R. Ak >> Bir gecede her şey bitmesin! Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe konan, "Okullarda Serbest Kıyafet"e izin veren yönetmelik, ülke genelinde sektörü iflas ettirecek. Okul kıyafeti sektörünün, inşaat sektörü gibi, tekstilde lokomotif bir rolü var. İğnecisi, düğmecisi, fermuarcısı, aksesuarcısı, kumaşçısı, makinecisi ve bunlar gibi bir sürü kalemin üreticileri, toptancıları, bunların işçileri; okul kıyafeti satan esnaftan tutun da taşımacılık ve finans sektörüne varan uzun bir zincir var. Bunların ellerinde Milyarlarca lira değerinde stok var ve yeni bir sektöre geçiş için bir süre tanınmadan, bir gecede bir karar alınıyor. Serbest kıyafet uygulaması kimileri tarafından beğenildi, kimileri tarafından beğenilmedi, bu konu tartışma götürür. Fakat tartışma götürmeyecek tek şey var ki, kararın uygulama şekli. Lütfen "kaş yapayım derken göz çıkartılmasın", uygulama 2-3 sene sonraya ertelensin. Fatih Haliloğlu > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00