4.5 yıldır eşim ve 2 çocuğumdan ayrı yaşıyorum

A -
A +

Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; 4.5 yıldır eşim ve 2 çocuğumdan ayrı yaşıyorum. Yeni eğitim-öğretim yılında da bu mağduriyetimizin giderileceğine umudumuz yok. Eşim 2008 yılında, sözleşmeli sınıf öğretmeni olarak Diyarbakır'a atandı. O dönemde, kadrolu öğretmen ataması neredeyse yok denecek kadar azdı ya da bazı dönemler hiç kadrolu öğretmen ataması yapılmadı. Atanmış olmanın sevinci ile görev yerine giderken, geri dönüşün nasıl olacağını da derinlemesine sorgulamadık. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, sözleşmeli öğretmenlerin de, bir yılını doldurmaları durumunda, kadrolu öğretmenler gibi özre bağlı tayin isteme haklarının olduğunu söylüyorlardı. Biz durumun böyle olmadığını, tayin isteme hakkının sözde olduğunu birinci yılın sonunda öğrendik. Benim iş yerim Mersin'de. Özel sektörde çalışıyorum ve aynı işte 13. yılımı doldurdum. Anlayacağınız, eşimin yanına gitmem mümkün değil. Milli Eğitim Bakanlığı, ayrılığımızın 3. yılında, baskılara da dayanamayarak, Maliye Bakanlığı'ndan aldığı 2.000 kadro ile eşimin tayinini Mersin iline yaptı. Yaptı da yine sıkıntımız bitmedi. Yeni tayin yeri Gülnar ilçesi ve Mersin'e 150 km mesafede, otobüsle 3.5 saat sürüyor. Sonra, "keşke Diyarbakır'dan gelmeseydik de orda kadroya geçseydik ve ilk atama ile ilçe emrine atansaydık" gibi bir sürü keşkeler çektik. Mersin'de hiç boş kadro yok, emekliliği gelen öğretmenlerin de emekli olmaya niyetleri yok. (60 yaşını doldurmuş hâlâ çalışan birçok öğretmen olduğunu biliyorum.) Bir de 4+4+4 sisteminin, sınıf öğretmenlerine yansımasının olumsuz olacağını düşündüğümüzde, eşimin Mersin merkeze, il içi tayini ile gelme ihtimali de ne yazık ki yok gibi görünüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın neleri başardığını biliyorum. Doğu illerindeki bütün okullarda sürekli öğretmen istihdam etti. Batı illerindeki depo kadroları bitirdi. Eğitim faaliyetinin sürekli olması için, ne gerekiyorsa hepsini yaptığını biliyorum. Yeni Bakanımızı da, hem destekliyor hem de üniversiteden hocam olmasından dolayı ayrıca seviyorum. Ne var ki benim aile gerçeğim de ortada. Sayın Bakandan, Milli Eğitim Camiasından, Sendikalardan sıkıntımızın giderilmesi için destek sağlayacak herkesten yardım talep ediyorum. Adem Kunt-MERSİN Askerden "Hesap Kesim Ücreti" alınır mı? Vatani görevlerini yapmak için, ülkenin birçok yerine giden askerlerin açmış oldukları hesaplardan, bankaların işletim ücreti ve ortak ATM kullanım bedeli almaları yakışır mı? Terörle mücadele sebebiyle, zaten stres içinde askerlik yapan, vatan borcunu ödemekte olan, sivil halkın emniyeti için canını ortaya koyan Mehmetçikten, bankalar bu bedeli almamalı. Asker olduklarından seslerini duyuramayan Mehmetçikler, izne geldiklerinde, boğazından keserek harçlık gönderen ailelerine, banka yoluyla para göndermemelerini tembih etmektedirler. Askerler, "Aç kalalım daha iyi" diyen Mehmetçikler, "çoğumuzun ailesi, evladını askere gönderdikten sonra, zaten zar zor geçinebilmektedir. Askere gelmeden önce daha emniyetli olur diye bankalardan hesap açarak geliyoruz. Önce bankaya koyduğumuz harçlıkları harcıyoruz. Sevk olduğumuzda ya da ihtiyaçlarımız için ailelerimizden para istediğimizde, para gönderilirken bankalar havale bedeli alıyor. Bu da en az 30-40 liradan başlıyor. 6-7 ay sonra hesabımıza gelen parayı almaya gittiğimizde, bankanın 50 TL'ye yakın kesinti yaptığını görüyoruz. Sorduğumuzda, "banka işletim ücreti" diyorlar. Bakiye görüntülesek dahi, para gidiyor. Zaten gelen para 100 TL olsa 50'sini banka kesiyor. Ailelerimize, bize tekrar para gönderin diyemiyoruz" diyorlar. Bilhassa sınır bölgelerinde ve Güneydoğu'da askerlik yapanlar, "bizim şehre inmemiz çok zor. Aylarca dağda kalıyoruz. İzin alıp ilçeye indiğimizde hesap açtığımız bankanın olmadığını görüyoruz. Bu defa ortak ATM'den para çekiyoruz Bunlardan da ayrıca komisyon kesiliyor. Yetkililerin, askerde bulunan ve mecburi hizmet yapan er, onbaşı ve çavuşlardan, açtıkları banka hesaplarından herhangi bir ad altında kesinti yapılmasını yasaklamaları gerekir" demektedirler. Erol Kara-İSTANBUL Bazı hastalıklardaki artışın sebepleri 1970'li yıllardan itibaren; memleketimizde, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek hastalıklarında; kanser vakalarında, ineklerdeki hastalıklarda dehşetli bir artış devam etmektedir. Bunları tetikleyen en önemli faktörleri, duyarlı bir vatandaş olarak ben de sıralamak istiyorum: 1. Bazen nefes aldırmayan, binaları da çürüten, gözenek tıkayıcı, tehlikeli yapı ve izolasyon malzemeleri, 2. Taş, vb. yerine, beton yapılaşması, 3. Topoğrafik, coğrafik ve jeolojik olarak yanlış yerleşim yerleri seçimleri, 4. Ormanların hızla azalması, 5. Çevre, hava, su ve toprak kirliliği, 6. Deterjanlar, alkollü içkiler ve sigaralar, suni ambalajlar, 7. Aşırı ilaç tüketimi, 8. Klimalar... Ayrıca, ineklerde suni tohumlamaya geçildiğinden beri; bu hayvanlardaki hastalıklar, kısırlık vakaları, anormallikler hızla artmaktadır. Bu yanlışlardan acilen dönülsün... Bir vatandaş > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.