50 senede çözülemeyen düğüm

A -
A +

AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlığın dikkatine; 1948 -1950 yılları arasında Ümraniye Dudullu halkına devlet tarafından tevzien arazi verilerek tapu kesilmiştir. Tapulara orman tahdidi konulmuştur, yani ekilip biçilecek yerleşim alanı olmaz diye. Daha sonra siyasi nedenlerle ve kadastro çalışmalarıyla ifrazlı parselasyon yapılmış, müstakil ifrazlı parsel haline dönüştürülmüş olup, alınıp satılmaya başlanmıştır. 1986-87 yıllarında çıkan, orman köylüsünü kalkındırma yasası ile dava açabilenler hükmen tescil yaptırdılar. 1989'da yasa iptal edildi ve yasadan sonra dava açanlar tescil yaptıramadılar, davaları kaybettiler; bir daha dava açma imkanı kalmadı. Bu geçen zamanda yapılaşma, yol, su, elektrik, telefon, doğalgaz ve altyapı hizmetleri hızla devam etti ve hâlâ devam ediyor. 1996'da çıkan bir yasayla bu gibi yerler "orman vasfını kaybetmiştir" diye orman hudutları dışına çıkarılmıştır. Yasanın içeriği, hak sahiplerine bedelsiz verilmesi yönünde. Çıkan bir diğer yasada da, "orman hudutları dışına çıkarılan araziler hazinenin malıdır" deniyor. 1996'da Büyükşehir 1/1000 ölçekli nazım imar planı yaparak uygulamaya koydu. Tapusu sağlam olanlar yasalara uyarak yasal ruhsatlı inşaat yaptılar. Tapuları tahditli olanlar için de; idari izin, kaçak, göz yumma, koruma, yandaş kayırma, seçimler ve buna benzer usullerle inşaat, işyeri, fabrika, sosyal tesis, gecekondu, hizmet binaları şeklinde 30 binden fazla imara uyulmadan yapılar yapıldı. Bu arada, göstermelik olarak adaletsizce, 3-5 sene önce yapılan, içinde aile oturan binaları tahliye etmeden, kaçak yapı gerekçesiyle "halkımızdan şikayet var" diyerek yıkıyorlar. Kalanlar da tedirgin oluyor. Kıt imkanlarla kendine ev almış, ev yapmış insanlar bu şartlarda ne derece rahat ve mutlu olabilir... Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı'nın ve o partinin kurduğu Hükümet'in Başbakanı'nın devamlı kullandıkları bir söz var: "Toplumda sıkıntı varsa, biz o sıkıntıyı gideririz" diye. Bu durumda, Sayın Hükümet yetkilileri, biz tapularımızın ihyasını istiyoruz. 57. Hükümet bu düğümü çözemedi, 58. Hükümet inşallah çözer umudundayız.Sıkıntının giderilmesini, tapularımızın ihyasını, yıkımların durdurulmasını istiyoruz... > Osman Öztürk (2000 tapu mağduru 100 imza sahibi adına) - İSTANBUL Haksız uygulamalara yolaçan bu genelgeyi kaldırın Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Atama şekline göre 3. sınıf ilçe olan şirin bir yerde Şube Müdürü olarak görev yapmaktayım. 30.07.2002 tarih 65135 sayılı yazı, 05.08.2002 tarih ve 35066 sayılı yazı ve 2002/59 nolu genelgeyi hazırlayan zamanın yetkilileri; dünyada eşi görülmemiş bir haksızlığa yolaçmış ve insanların onuru ile oynanacak şekilde uygulamaya koymuşlardır. Şöyle ki; 1. 2002/59 sayılı genelgenin 1. Maddesi: Birinci ve ikinci sınıf ilçelerde çalışan Şube Müdürleri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne müracaat edebiliyor. Üçüncü ve dördüncü ilçelerde çalışan Şube Müdürleri ise müracaat edemiyor. Bir örnek vermek gerekirse; Milli Eğitim Müdürlüklerinde Şef olarak çalışan arkadaşlarımız imtihanı kazanarak Şube Müdürü ünvanını kazandılar. Böyle bir arkadaşımız siyasi referansla 2. sınıf bir ilçemize Şube Müdürü olarak atandı ve görevine devam ediyor. Bu arkadaşımızın İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Müdür olarak atanmasına imkan tanınıyor, oysa 13 yıllık Şube Müdürü olan benim böyle bir atanma hakkım yok. 2. Yine aynı genelgenin (2002/59) 4. Maddesi: Orta dereceli bir okul müdürü 5 yıl çalışmak kaydıyla, son iki yılı başarı ile değerlendirilirse İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Şube Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Bakanlık Şube Müdürlüğü'ne atanabiliyor. Acaba zamanın yetkilileri bu yönetmeliği hazırlarken neyi amaçladılar? Mesela Bakanlıkta çalışan, bu yönetmeliği hazırlayanların eşleri ya da yakınları herhangi bir orta dereceli okulda yönetici olarak çalışıyor ve bu yönetmelikle onları bakanlığın merkez teşkilatına alma isteği olamaz mı? Bu atamalar yapılmış olabilir, belki de fırsatları olmadı, koltuklarını kaybettiler... Lütfen 2002/59 sayılı Genelge ile yürürlüğe konulan yönetmeliği uygulamadan kaldırın. Bunun yerine hakkaniyete uygun bir yönetmelik getirin. Yapılmış haksız tasarruflar varsa, onları da düzeltin... > İsmi mahfuz Yıl sonunda açıklar bizimle mi kapatılıyor? Ben Adıyaman-Besni ilçesi Beşyol köyünde öğretmen olarak çalışmaktayım. Son üç yılın Ocak aylarında, konuşmadığım halde telefon faturalarım çok yüksek geliyor. Durumu her defasında Besni Telekom Müdürlüğü'ne dilekçe ile bildirdiğim halde, değil ayrıntılı fatura vermek, dilekçeme cevap bile vermediler. Geçen yıl Aralık ayında (2002 Ocak faturası) 3768264 numaralı telefonumdan bir dakika bile konuşmadan 60 milyon liralık fatura geldi. Dilekçe ile itiraz edip, ayrıntılı fatura istememe rağmen, dilekçeme cevap bile verilmedi. Cumhuriyet savcılığına dilekçe verdim, "biz birşey yapamayız" dediler. Ben artık ne yapacağımı bilemiyorum. Her yıl sonu aynı şeyler. Bu yıl ocak faturam, Telekom'un indirim reklamlarına bakılırsa gelmemesi gerekirdi. Ama 53 milyon liralık faturayı görünce yine şoke oldum. 2001 yılı başında da yine 45 ve 47 milyon olmak üzere 2 ay üst üste kabarık fatura gelmişti. Acaba yıl sonu kayıplarını Telekom bizlerden mi çıkarıyor? > Ali Metin -Besni / ADIYAMAN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.