700 yıllık tarihî cami tinercilere ve şarapçılara terk edildi

A -
A +

Ben, Kadifekale Topaltı İlköğretim Okulunda ve Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu'nda ücretli öğretmenlik yapan bir vatandaşım. İzmir Topaltı İlköğretim Okulu'nun tam karşısında, Altay Mahallesi Kadifekale (Yapıcıoğlu'nun devamı) civarında bulunan Baladur Hacı Mehmet Bey Camii'nin halini görmek istemezsiniz. İçler acısı. Görünce insanın ciğeri yanıyor, vicdanı sızlıyor. Tamamen tinerciler dolmuş ve camları kırılmış, içinde köpekler yuva yapar olmuş. İçki içenler mi, tiner çekenler mi ne istersen var. Cami yaklaşık 1300 yılında inşa edilmiş, manevi ve tarihi yönden çok değerli. Gücüm yetseydi bizzat ben onarır, sahip çıkardım. Tarihi değerlerimize karşı olan bu ilgisizliğimizi anlamakta güçlük çekiyorum. Bu eserleri korumakla yükümlü resmi kurumlarımızın duyarsızlığını anlamak ise mümkün değil. Bu eserler yıkıma mı terkedilecek? Tarihimize, değerlerimize, kültürümüze gönül vermiş, duyarlı zenginlerimiz nerede? Lütfen birileri harekete geçsin, 700 yıllık tarihi camimiz bu içler acısı durumdan kurtarılsın; güller içinde, mis kokan ve huzur saçan bir ibadethaneye tekrar dönüştürülsün... > S. A. -İZMİR > Cami temizliğinden kim sorumlu? Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Camilerimiz her bakımdan vitrinimiz niteliğinde. Hele turizm bölgelerinde bulunan camilerimizin bu özelliği daha da önem kazanıyor. Turistlerin, yabancıların uğrak yeri olan camilerimizin tertemiz, pırıl pırıl olması gerekir; bunların temizliğine ve bakımına gereken önemin verilmediğini üzülerek görmekteyiz. Bazılarının şadırvan ve abdest alma yerleri çok kirli, yosun bağlamış. Çöp kovası bile bulunmuyor, ortalık çöplerle dolu. Gelen turistler de özellikle bu çirkinlikleri resimliyor, bu çirkinliklerle tanıtılıyoruz. Bunun vebali, sorumluluğu kime ait? İmamın mı, cemaatin mi, yoksa başka görevlilerin mi? Temizliğe çok önem verdiği hepimizin malumu olan bir dinin mensubu olarak, camilerimizi pislik ve bakımsızlık içinde bulundurmak bizlere yakışır mı? Bu şekilde dinimize, tarihimize ve bütün insanlığa büyük kötülük yapmış olmuyor muyuz? Lütfen bu işin sorumlusunu açıkça belirtin ve takip edin. Görevini ihmal edenin de gözünün yaşına bakmayın... > Bir vatandaş - ANTALYA > Hayvansal gıdaları kim kontrol edecek? Gıda Kontrolü dendi, güya AB'ye uygun kanun çıkarıldı. Hayvansal gıdaları kimin kontrol edeceği belli değil. Kanunda sadece 4 yıllık fakülte mezunu dendiği ve meslek belirtilmediği için, Açık Öğretim mezunları, Makine Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, İnşaat mühendisleri Gıda Kontrolörü oldu. Kesimhane ve Kombinelerde 2 adet Veteriner Hekim çalışırken, yok efendim bir de Akredite Veteriner Hekim olmalı ki, devlet kontrolü olsun dediler. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Madem devlet gözetiminde olmalı, öyleyse mevcut 2 adet Veteriner Hekimin maaşını firmadan sen tahsil et ve Veteriner Hekim seninle muhatap olsun. Ortada Veteriner Hekimlere yapılmış çok büyük bir haksızlık var. Aşı şişeleri vatandaşların ellerinde cirit atıyor. Ortalık salgın hastalıktan (Şap, Kuduz, Brucella, KKKA, Tüberküloz, Sarılık, vs.) geçilmiyor, kimse sorumluluğu üstlenip çözüme yanaşmıyor. Spot hayvan ilaçları ve kaçak hayvan ilaçları kol geziyor, kılını kıpırdatan yok. Cezasını ise vatandaşlar, ülke tarımı ve hayvancılığı çekmektedir. > S. F. > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.