"Abdest"siz, "Bismillah"sız din eğitimi

A -
A +

Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Özel Eğitime ihtiyacı olan çocuklar için açılan "hafif düzey zihinsel engelliler" okul ve kurumlarından, ilköğretim kurumları ve orta öğretim seviyesindeki iş okullarında; 1982 Anayasası'na göre mecburi olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenleri ile ilgili olarak bir skandal yaşanmaktadır. Bu okulların bazılarında çöreklenmiş "28 Şubat zihniyetli" idareciler, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki işbirlikçileri ve destekçileri ile çeşitli entrikalar yaparak, bu okullarda İlahiyat mezunu öğretmenlerin görev alması engellenmiştir. İlahiyat mezunları olarak, hakkımızın gasbedilmesine üzülmekle birlikte; 2005 yılında Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce hazırlanıp kabul edilen ve halen yürürlükte olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Programı'nın bu okullarda uygulanması daha fazla üzülmemize sebep olmuştur. 2005 yılına kadar bu okullarda uygulanan, bize göre, eksikliklerine rağmen kabul edilebilir görünen, söz konusu ders programında can alıcı tahribat yapılmıştır. Eski programda bulunan birçok madde, kasıtlı olarak çıkarılmıştır. 60 maddelik özel amaçlar bölümü bilinçli olarak 21 maddeye düşürülmüştür. Yeni programa, "Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdülillah, Kuran-ı kerim, Dua, Ezan, Farz, Sünnet, Abdest, Gusül, Sadaka, Namaz Çeşitleri, Kurban, Din ve Vicdan Özgürlüğü" konuları kasıtlı olarak alınmamıştır. Bu uygulama bizi derinden yaralamış ve üzmüştür. Kitapta, Budizm ve Hinduizm'in hak dinlerle bir tutulması ayrıca üzüntü vericidir. Bu kasıtlı ve zararlı uygulamayı hazırlayan, göz yuman, iş birliği yapan; bu programın kabulünü sağlayan kişiler hesap vermeli ve bunlar için gereken yapılmalıdır. Bu programın derhal yürürlükten kaldırılması ve tahribatının giderilmesi gerekmektedir. Hasan Turhan Dinimizin koyduğu ölçüleri bozmaya çalışanlar kime hizmet ediyor? Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Ülkemizin güzelliğinin ve huzurunun kaynağı İslam inancı, hoşgörü ve ölçüdür; camilerimiz ve ezanlarımızdır. Bunları dikkatli ve yerli yerinde kullanmalıyız. Lisan-ı hâlimiz ve lisan-ı dilimiz çok önemlidir. İyi örnek olursak, hem kendimize, hem dinimize, hem de insanlık âlemine faydalı oluruz. Kötü örnek olursak, tam tersi olur. Bu konular, turizm bölgelerimizde daha önemli ve titizlik gerektiren konulardır. Mesela Alanya, dünya insanlarının uğrak yeri, turizm şehridir. Burada bazı camilerimizden ezan sesi aşırı derecede yüksek çıkıyor. Bu da bıktırıcı oluyor, çekici değil, itici oluyor; ısıtıcı değil, soğutucu oluyor; dinlendirici değil, rahatsız edici oluyor. Bu da dine hizmet değil, zarar veriyor. Her şey dinimizin koyduğu ölçüler içinde, adabına uygun olmalı. Hani İslam Dini edepti, ölçüydü, hoşgörüydü. Edep, ölçü ve hoşgörü, turizm bölgelerimizde, daha çok titizlik isteyen konulardır. Lütfen bu konularda daha çok dikkatli olalım... Duyarlı bir vatandaş İzmir, 4+4+4'te sınıfta kaldı Çıkan yeni eğitim kanunu ve Bakanlığın ilgili genelgesi gereği okulların; İlkokul, Ortaokul ve Lise olarak üç farklı şekilde kurumsallaşması gerekir. Bunun için de mevcut İlköğretim okullarının bir kısmının ilkokul, bir kısmının ortaokul olarak planlanması gerekirken; İzmir'in birçok ilçesinde (mesela Menderes, Torbalı) genelde okullar ayrılmamış, kanun ve genelgeye göre istisnai durum olması gereken aynı binada eğitim, genel olarak planlanmış, hemen bütün ilköğretim okullarının sabah ilkokul, öğle ortaokul olarak, eskiden hiçbir farkı olmadan eğitime devam etmeleri karalaştırılmıştır. Yani halk deyimiyle "eski hamam eski tas..." 1. Kanunun gereği yapılmayacaksa, bu kanun niye çıktı? 2. Bunca gürültü niye koptu? 3. Planlanan bu ikili eğitimin, halen uygulanan ikili eğitimden farkı ne? 4. Kanunda ve genelgede yer alan "aynı yerleşim yerindeki ilköğretim okullarının bir kısmının ilkokul, bir kısmının da ortaokul" olarak planlanması, İzmir'de niçin yapılmıyor? Ahmet Dağlıgil (Emekli Eğitimci) Yönetici ataması sistemindeki bu yanlışlık düzeltilemez mi? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği'ne göre; Okul/kurum Müdürlüğü ve Müdür Yardımcılığı (Müdür. Yardımcılığı ve Müdür Baş Yardımcılığı için aynı sınav) için iki ayrı imtihan yapılmaktadır. Müdür ve Müdür Baş Yardımcısı olarak atanabilmek için, imtihanda başarılı olmanın yanında, ayrıca belli sürelerde yöneticilik yapmış olma şartı aranmaktadır. Söz konusu bu yönetmeliğe göre, "isteğe bağlı yönetici atamalarda" mevcut okul Müdür Yardımcıları, Müdür Baş Yardımcılıklarına müracaat edememektedir. Müdür Baş Yardımcılığı için ayrı bir imtihan olmadığına göre, belli süre Müdür Yardımcılığı yapan birisinin, Müdür Baş Yardımcılığı'na müracaat edememesinin hiçbir mantıklı sebebi yoktur.. Bu yanlışlığın bir an önce düzeltilmesini ümit ediyoruz. Yiğit Alp Öğretmenler tatili hak etmiyor mu? Milli Eğitim Bakanımız, öğretmenlerimizin hayat standardını yükseltmek yerine, öğretmenlerin yeterince çalışmadığından bahsediyor. Yıl boyunca çalışan, işinin büyük bir kısmını evinde de yapan öğretmenlerin 2 aylık tatiline göz dikiliyor. Ondan sonra da bu öğretmenlerden yıl içinde verim beklensin bakalım. Öğretmenlerin, mesleklerinde iyi yetiştirilmesi gibi bir kaygının bulunmasını beklerdik. Öyle olsaydı, işin başında tatilden bahsedilmezdi. Kimse öğretmenleri ahmak yerine koymasın. Her kurumda çürük elmalar vardır, özverili çalışanları onların nârına mı hebâ edelim? Bu konularda ilgililerin ve yetkililerin daha duyarlı olmalarını, bu doğrultuda açıklama yapmalarını beklerdik... Bir öğretmen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.