"Adalet yerini bulmuyor"

A -
A +

Denizli'den yazan emekli vatandaş Yusuf Altıntaş'ın içi yanmış, canı sıkılmış, mücadelesinin neticesini alamamış; bunun sonucunda da, "adalet yerini bulmuyor" diyerek, duyarsız kişilere isyan ediyor. Tüketici için onca düzenleme yapılmasına, firmaların "müşteri memnuniyeti" ilkesini devamlı dillendirmelerine rağmen, bazı yasal boşluklardan yararlanılarak, müşterinin mağdur edilmesi, Yusuf Bey'e çok dokunmuş. Yusuf Bey'i bu kadar üzen olayı, bizzat kendi ifadesinden öğrenelim: "Okulunu bitirerek öğretmen çıkan kızıma, tüm imkanlarımı zorlayarak 03/07/2000 tarihinde NİSSAN Denizli Yavuzlar bayisinden sıfır kilometre yeni, NİSSAN ALMERA 1.8 A/T araba satın aldım. O tarihte peşin para olarak 13.500.000.000 lira ödedim. (47000 DM ). Ama ben NİSSANIN arabasını bitmeyen sorunlarından dolayı kullanamadım, hâlâ da kullanamıyorum. Bu arabaların diğer ülkelerde geri çağrıldığını basın yazmıştı ama bildiğim kadarıyla Türkiye'de bu yapılmadı... 09/07/2001 tarihinde arabanın değişmesi için Denizli 1. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinde dava açtım. 24/07/2002 tarihinde Mahkeme arabanın sıfır kilometre ve yenisi ile ücretsiz değişmesine karar verdi. 22/01/2003 tarihinde Yargıtay kararı onadı. NİSSAN ikinci kez Yargıtay'a karar düzeltme isteyerek itiraz etti. 06/05/2003 tarihinde Yargıtay bu itirazlarının da reddine karar verdi. Mahkeme kararı ve Yargıtay onayı ile arabanın sıfır kilometre ve yenisi ile ücretsiz değişmesi kesinleşmiş oldu. Nedendir bilinmez, adalet yerini bulmadı, bulmuyor. Tam 3 yıl doldu NİSSAN arabayı hâlâ değiştirmiyor. Neymiş, benim arabamdan artık ithal etmiyorlarmış ve bundan böyle de etmeyeceklermiş. 47000 DM=24000 Euro paramı da iade etmeye yanaşmıyorlar. Üstüne üstlük bu sorunlu arabayı hiç faydalanmadığım halde kapalı garajda tutuyorum, kira, her yıl M.T.V. , ek M.T.V. ve kasko paralarını ödüyorum. İcra ile yeni araba almaya gittiğimde aynı özellikteki arabayı bundan böyle ithal etmedikleri ve ellerinde aynı arabadan olmadığı için icra araba alamıyor. NİSSAN, 'ben ettim oldu' diyor. Bu durumda, keyifleri istemezse, (tabii ki istemiyor) ben yeni arabamı alamayacağım ve adalet yerini bulmayacak. Tam 3 yıl geçti, bu gidişle kaç yıl daha geçer belli değil. İnsan ömürünü 60 yıl kabul edersek ömrümün 1/20'si bu mücadele ile geçti. Parasını peşin ödediğim malımı 3 yıl dolmasına rağmen, mahkeme kararı da varken hâlâ vermiyorlar, alamıyorum... Bu mantığı anlamış değilim. Bu mantıkla, benim de Alman Markı borcum olsaydı, Alman Markı artık yok, basılmıyor diyerek borcumu ödemiyorum desem olabilir miydi ve icra bana bir şey yapamaz mıydı? Bizi böyle aşağılamalarını ve ailecek bize ruhen işkence yapmalarını kabullenemiyorum. Bundan böyle ne yapmam gerektiğini de bilemiyorum!.." Yusuf beyin yazdıkları sadece bunlar değil; aracının tam 66 gün tamiratta kaldığını belirtmiş ve yapılanları uzun bir liste halinde sıralamış. Ama yerimiz müsait olmadığı için bu ilginç tamirat mücadelesine giremiyoruz. İlgili firmanın da kendine göre gerekçeleri olabilir; ama bir müşterinin bu şekilde isyan edecek hale getirilmesi doğru mu? O firmadan beklenen, bir an önce gidip Yusuf Beyin gönlünü alması, memnun etmesi; gerisi laf kalabalığından ileriye gitmez... Bu zamlar interneti baltalıyor Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, ülkemizdeki internet kullanıcısı sayısı, gelişmiş ülkelerle mukayese edilemeyecek kadar düşük. Gelişmişlik düzeyi; kullanılan çelik miktarı, tüketilen enerji miktarı ve başka bazı ölçüler baz alınarak değerlendirilirdi. Bunlara şimdi bilgisayar ve internet kullanıcı sayısı da ilave oldu. Bu bakımdan da çok gerilerde kalmaktayız. Bilgisayar ve internet özendirileceğine, halkın ekonomik şartlarını zorlayacak hale getirilmiştir. Okuyucumuz Murat Akagündüz'ün tabiriyle, "Deli Dumrul" tarifeleri uygulanmaktadır. "Bir sene içinde 145 ve 822 bireysel kullanıcılara yapılan korkunç zamlar, iletişim özgürlüğümüzü engellemiştir. Çağımızda iletişim, ekmek, su gibi bir ihtiyac durumundayken; telefon, su, elektrik, vergi, banka ödemeleri internet kanalıyla yapılırken; hatta öğrencilerin karne notlarına bile bu yolla baktığı bir zamanda, bu engellemeler neden? İletişimi böyle kısıtlayarak, zamlar yaparak mı e-devlete geçeceğiz? Neredeyse bütün kazancımızı bunun için vereceğiz, son gelen faturaları ödeyemez hale geldik... Basında, Telekom'un çok kâr ettiği yazılıyordu. O kadar zam yaparak böyle kar etmek uygun mu?" Murat Akagündüz'ün yazdıkları bunlar; Telekom da her zamanki gibi, bu zamları savunuyor ve fedakarlığı başka kurumların da paylaşması gerektiğini belirtiyor. Telekom'un cevabı "Türk Telekom maliyetine rağmen teşvik adına internet kullanıcısını % 72 oranında desteklemektedir. Ancak, Şirketimiz 31.12.2003 tarihi itibariyle rekabete açılacağından, internet dial-up erişimdeki ucuzluğun sadece Şirketimizin katkıları ile sağlanmasına devam edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, internete ucuz fiyatlarla erişim isteniyorsa, Türk Telekom'un desteklediği % 72'lik bedelin interneti geliştirmekle görevli kurumların (Ulaştırma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu, Tübitak vb.) ve ilgili işletmelerin (ISP'ler, Türk Telekom, GSM işletmecileri vb) müştereken oluşturacakları bir fon tarafından karşılanmasının gerekli olduğu düşünülmekte olup, bu konuda girişimlerde bulunulmaktadır." Bu uygulama hukukla bağdaşır mı? Ben Emekli Sandığı'ndan emekli bir öğretmenim. SSK'dan emekli bir kişiye, kredi kartı için kefil oldum. Bu kişi, kredi kartı borcunu ödeyemedi, icraya verildi. İcra takibi sonucunda, ikimiz de emekli olmamıza rağmen, benim Emekli Sandığı'ndan emekli olmam suçmuş gibi, maaşıma haciz kondu. Asıl borçlu SSK'dan emekli, yönetmelik gereği SSK emeklisinin maaşına haciz konmaz imiş; bu gerekçeyle, asıl borçlunun borcunu benim maaşımdan keserek tahsil ediyorlar. Diğer emekliler icra takibine uğramazken, Emekli Sandığından emekli olan bizlere böyle davranılması hakkaniyete uygun mu? Böyle bir uygulama hukukla bağdaşır mı? Selver İnan (Emekli öğretmen) Vatandaşlık işlemlerim neden bitmiyor? İçişleri Bakanlığı'na; Afganistan uyruklu iken, 1995 yılında, Türk vatandaşlığı için Isparta Valiliği'ne müracaatta bulundum. Bu arada, güvenlik soruşturmamda herhangi bir problemin bulunmadığı bana mektupla bildirildi. Ancak, öğrenci olarak geldiğim için, işlemlerimde bir ilerleme görmedim. 1998 yılında okulu bitirdim, üniversite diplomamı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne verdim. Bu da vatandaş olmama yetmedi. Bu defa da, ülkemden "Türk soylu" olduğuma dair belge istendi, onu da getirip verdim. Dosyamda yine bir gelişme olmadı. Üniversitede tanıştığım bir bayanla evlendim, şimdi iki yıllık evliyim. Eşim Türk, Nevşehir'de bir okulda öğretmen. Vatandaşlık işlemlerimin biran önce bitirilmesini istiyorum. Azizullah İshan (Dosya No: 237-3767-95)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.