Adaletin hızlanması için...

A -
A +

Sayın Adalet Bakanımızın dikkatine; 27.2.2011 günü, bir gazetede çıkan demecinizde, "Mahkemeye düşenin Allah yardımcısı olsun, 8 senede mi biter, 10 senede mi, 15 senede mi? Yargılama süresi çok uzun..." diye yakınırken, samimi duygularınızı dile getirdiğinize ve bir anlamda halkın duygu ve düşüncelerine de tercüman olduğunuza inanıyorum. Aynı duygu ve düşüncelerle, "Yargı Reformu" için çalıştığınız şu günlerde, "hızlı ve verimli bir yargı sistemi örneği" olabilir düşüncesiyle naçiz görüşlerimi arz ediyorum. 1- Davaları -arızi haller haricinde- 2-3 celsede sonuçlandıracak bir sistem geliştirilmeli (bir örneği aşağıda..)Yargının yavaş yürümesinin en başta gelen sebebi, duruşma ertelemeleridir. 2- Bir hakim, bir günde 10-15 dosyadan fazla duruşmaya çıkmamalı. Bence yargıda,verimliliği düşüren sebeplerin başı bu (ertelemelerin bir baş sebebi de budur). Bir günde, 50 küsur dosyada, bu rakamın 3-4 katı ara kararını, 3-4 saate sığdıracak bir hakim, adaletin tecellisinden önce dosyaları yetiştirme derdine düşeceğinden, bu hakimden sağlıklı ve verimli bir çalışma bekleyemezsiniz. Hukuk kültürü zayıf vatandaşlarla hakimler arasındaki gereksiz tartışmaların ve çoğu zaman dava konusuna fazla zaman kalmayarak adaletin ağır-aksak yürümesinin de sebebi budur. Hızlı bİr sİstem İçİn İlk oturumda, mahkeme, sadece duruşma gününü belirlemek, savunmaların yazılı olarak alınması ve delillerin toplanmasını duyurmak için tarafları toplantıya çağırır. Delillerin dinlenmesi ve davanın tartışması duruşmada yapılacağı için, herkesin müsait olacağı ve delillerin toplanabileceği uzunca bir süre sonrasına duruşma günü verilir, taraflara gerekli uyarılar yapılır.. İkinci duruşmada, deliller (tanıklar konuşacak, yazılı deliller okunacak) ve davanın müzakeresi; tabiri caizse herkes kurdunu bu duruşmada dökeceği için, önceden uzunca bir zaman ayrılacak... Taraflar, son sözlerini söylemiş, hakim de karar için bir kanaate varmışsa, bu celsede karar verebilecek; değilse kendisinin karar oluşturabilmesi ve tarafların bir defa daha düşünebilmesi için son duruşma mehli ve günü verir.. Üçüncü ve son duruşmada son sözler söylenir (uzlaşma ya da çekişme hususlarında) ve karar verilir. Bu prosedüre, ancak dışarıdan gelecek yazışmalarla, araştırmayı uzatan deliller gibi elde olmayan sebeplerle bir-iki erteleme gerekebilir... Böyle bir sistemin işleyebilmesi için, mahkeme ve hakim sayısını artırmak gerekebilir; yeni hakim kaynağı ararken, mevcutların rasyonel organizasyonu ve mahkemeleri çok meşgul eden gereksiz bürokratik yazışma ve işlemlerin kaldırılmasının meselenin çözümünü kolaylaştıracağını, yeni olarak az bir hakim kaynağı ile hedefe ulaşılabileceğini sanıyorum. Halil Behzat Belevi Geçici işçiler bir çözüm bekliyor Bizler, geçici orman yangın işçileriyiz. Orman yangınlarında canımızı ortaya koyarak, mücadele ediyoruz ve bu mücadelelerde şimdiye kadar birçok arkadaşımızı da kaybettik. Bizler, altı ay boyunca canımızı ortaya koyarak çalışırken, altı ay sonunda da evlerimize nasıl ekmek götüreceğimizin acı hesabını yapmaktayız. Devletin, bizleri altı ay boyunca çalıştırıp, altı ay sonunda da hiçbir şey olamamış gibi terk etmesi, bizler için açıklanamayacak kadar kötü bir durum. Allah kimseyi işsiz ve aşsız bırakmasın. 2007 yılına kadar personel ihtiyaç durumuna göre, 10-11 ay çalışan arkadaşlarımız vardı. Ama 2007 yılında, 5620 sayılı kanunda yapılan değişiklikle, devlet kadrolarında, geçici işçi statüsünde çalışan personelin 5 ay 29 günden fazla çalışmaları engellenmiş. Hem personel ihtiyacı olmasına rağmen, bu personeli çıkarmak zorunda olan devlet kuruluşları, hem de bu statüde çalışıp evine ekmek götüren personel mağdur edilmiştir. Bizler, devletin bilerek ve isteyerek kendi personelini mağdur edeceğini düşünmüyoruz ve her platformda da devlet büyüklerimize elimizden geldiği kadar durumumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki, şimdiye kadar olumlu bir sonuç alamadığımız da aşikâr. Lütfen durumumuz bir daha düşünülsün ve mağduriyetlere son verilsin. Oktay Duman Sıkıntımızın dile getirilmesi, hepimizi heyecanlandırdı 01.03.2011 tarihli "Serbest Kürsü"de, TSK Personel Kanunu ile ilgili yazıyı memnuniyetle okuduk. Jandarma astsubayı olarak, zorunlu hizmet süresinin kaldırılması veya uygun şartlarda değiştirilmesini, yaptığımız işin kalitesinin yükseltilmesi için gerekli görüyorum. Bu mesleği benimsememiş, yapmak istemeyen birçok arkadaş, ayrılmak uğruna, çeşitli suçlara karışarak veya usulsüzlükler yaparak ayrılmayı düşünmektedir. Subay astsubaylarda olduğu gibi jandarmaya has bir sınıf olan uzman jandarmalar da aynı sıkıntıyı yaşamaktadır. Siz de takdir edersiniz ki insan sevmediği bir işi yaparak, başarı ve verim sağlayamaz. Diğer yönüyle, üst konumunda bulunan rütbelilerin de astlara karşı olan baskısı bir nebze olsun azaltılabilir. Bu konuyu dile getirmeniz ben ve arkadaşlarımı heyecanlandırdı ve mutlu etti. Zor şartlarda görev yapan arkadaşlarıma bu ülkede yaşayan her bireyin bir vefa borcu olduğunu düşünmüşümdür. İsmi mahfuz Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.