Seçime katılan adaylar ve siyasi parti temsilcilerinin bazı konulara açıklık getirmeleri gerekiyor. Bir vatandaş olarak merak ediyorum; bu hususlarda acaba ne düşünüyorlar? - Milletin halinden anlamazcasına, adeta "pasta ye" dercesine bir yönetim mi sergileyeceksiniz; yoksa, milletin dert ve sıkıntılarına eğilecek misiniz? - Tutamayacağınız sözlerle, yerine getiremeyeceğiniz vaatlerle mi oy avcılığı yapacaksınız? "Herkese iş, aş" deyip, seçildikten sonra millete sırtınızı mı döneceksiniz; yoksa ciddi çözüm önerileriniz var mı? - Daha onurlu bir dıp politika mı; yoksa başkalarının güdümünde, kişiliksiz bir politika mı düşünüyorsunuz? - Çeşitli tavizler karşılığı alınan yüksek faizli dış borçlarla mı; yoksa öz kaynaklarımıza, doğal zenginliklerimize, üretime önem vererek bu işin üstesinden geleceksiniz? - En büyük zenginliğimiz olan gençlerimize ne gibi önem verecek ve ne kadar imkan sağlayacaksınız? Yoksa, gençler işsiz dururken, siz de emeklileri mi çağıracaksınız? - Tarihi, turistik, jeopolitik değerlerimizin bilincinde mi olacaksınız; kendi varlığımızla ülkemiz için en güzelini nasıl yapacağınızı mı düşüneceksiniz; yoksa dışa özenmekle mi ömür tüketeceksiniz? - Esnafımız başta olmak üzere, halkımızın üzerindeki aşırı vergi yükünü hafifletip, vergi borçlarının silinmesi, ya da ödenmesinde kolaylık önerileriniz nelerdir? - Eğitim ve sağlıktaki rezaletler devam mı edecek? Bunları bilmek, Türk milleti olarak hepimizin hakkıdır. Önce bu konularda net ve doyurucu açıklamalarda bulunun. Bizi inandırın. Gerekirse teminatlar verin. Daha fazla aldatılmak, yanıltılmak, hayal kırıklıklarına uğratılmak istemiyoruz!.. > A. Öztürk - İSTANBUL 17 bin şeker işçisi diken üstünde Sayın Devlet Bahçeli'nin dikkatine; Türkiye genelinde 28 şeker fabrikasında çalışan şeker işçileri korkuyla yatıp, korkuyla kalkmaktadır. Yılda yalnızca 120-80 gün çalışma imkanı olan, 10-15 yılı aşkın şeker fabrikalarında kampanya işçisi olarak çalışan, toplam 17 bin işçi kara kara düşünmekte. Tekel, DSİ, Köy Hizmetleri gibi kurumlarda çalışan mevsimlik işçilere kadro verilmesi, şeker işçilerinin yüzüstü bırakılması eşitlik ilkesiyle bağdaşmıyor. İşçiler, CHP'den aday olan Bayram Meral'e, kendileri için ne yaptığını soruyor? CHP iktidara gelirse ne değişecek, kendileri yine kapıdışı mı edilecekler? Aynı şartlarda çalışan, aynı işi yapan 28 şeker fabrikasının merkez kantarlarında ve dış kantarlarda çalışan, tesellüm yapan 3600 geçici kantar işçileri, Şeker İş Genel Sekreteri Ömer Çelik'e soruyor: "Fabrika içinde çalışan geçici işçiler kampanya işçisi de bizler ne işçisiyiz? Neden geçen yıl 120 günlük sigorta priminden fabrika içinde ve çeşitli yerlerde çalışan işçiler faydalandı; 3600 kantar işçisi 80-90 gün çalıştırıldıktan sonra kapı dışarı edildi? Toplu sözleşmede neden biz ayrı tutulduk? Bizler de Şeker-İş Sendikası'na aidat ödemiyor muyuz?" Şeker fabrikalarında çalışan işçiler arasında bu ayırım yapılmamalı. Bu ayırımın kaldırılması ve bütün şeker işçilerinin uğradıkları haksızlığın giderilmesi için, Sanayi ve Ticaret Bakanı ve özellikle Sayın Devlet Bahçeli'nin ağırlığını koyması bekleniyor... > E. Hortu - KONYA Eğitim çilesi! Burası Güneydoğu değil... İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesi 50. Yıl Mahallesi'nde eğitim sistemi içler acısı.. Sadece biri yeni yapılan diğeri eski iki ilköğretim okuluna sahip olan 50. Yıl mahallesinde öğrenim anlatılacak gibi değil... İşte görünenler; * Her sınıfta okuyan öğrenci sayısı en az 70'lerde kalmaktadır. Yüz kişiye varan sınıflar mevcut. * Zemin katlarda kirli ve bakımsız tuvaletlerle yan yana sınıflar havasız olduğu için çocuklar sık sık hastalanmaktadır. * Öğretmen yok... Hâlâ birçok sınıf öğretmensiz, 6-7-8. sınıflarda ders öğretmenleri yok. Bu yıl mezun olacak ve lise giriş sınavlarına katılacak öğrencilerin dersleri boş geçtiğinden sınav maratonlarından umutları kalmamış. Bir öğretmen birkaç sınıfa girerek, okulun gürültüsünü azaltmaya çalışıyorlar. * Okul idaresince verilen listelere göre kitap alan veliler, şimdi farklı kitap almaya zorlandıklarından şaşkına dönmüş vaziyetteler. * Okul önlerinde trafik canavarları kol geziyor. Defalarca ışık, polis ve tedbir isteyen mahalle sakinleri her an bir kaza haberi gelecek şekilde panikteler... * Orta öğretim binası yok. Liseye gidecek öğrenciler ilçe merkezindeki ya da diğer ilçelerdeki okullara gitmek zorunda kalmaktadırlar. * Okullarda sosyal faaliyet ya da spor yapacak tesisler yok. Öğrencilerin kültürünü artıracak bir faaliyet yok. Daha sayılamıyacak bir sürü aksama ve eksiklik... Mahalle sakinleri olarak çocuklarımızın geleceğinden ümitsiz durumdayız. Yetkililer bu durumu farketmiyor mu? > Bir grup veli - İSTANBUL