Millî Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Bizler Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarıyız. Lisans öğrenimimizi 5 yıl İngilizce olarak gördük. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün işbirliği ile açılan İngilizce Öğretmenliği Sertifika Programına katılarak başarıyla tamamladık. Bu programa katılırken bizlere, "sizler İngilizce Öğretmeni olarak atanacaksınız" denerek, dönemin Millli Eğitim Bakanları tarafından söz verilmişti. Öğretmen atamalarında KPSS'de yeterli puanı da aldık, atamamızın yapılması gerekirken, en sona bırakıldık, atamamız yapılmadı. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda 14 hafta süresince uygulamalı olarak öğretmenlik de yaptık. Kendimizi İngilizce Öğretmenliğinde yeterli görüyoruz. Bizler de vatanımıza, milletimize hizmet etmek istiyoruz. Lütfen biz dinamik gençleri de göz önüne alın. Yeni öğretmen atamalarının daha adil yapılmasını, Talim ve Terbiye Kurulu'nun 340 sayılı kararının değiştirilerek, Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu olup, lisans öğrenimini İngilizce yapmış, İngilizce öğretmenliği Sertifikası olanların, KPSS puanı esas alınarak tayin edilmesini istiyoruz. Ferhat Güngör ve öğretmen arkadaşlar. İş artık çığırından çıktı! Maliye, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına; Adliye ve Emniyet Teşkilâtı cep telefonu dilekçeleri, davaları yüzünden büyük vakit kaybına uğruyor. Bu iş için binlerce saat vakit harcanıyor. Yazışma için harcanan onca kâğıt, ifade tutanakları, bunun için uğraşan ekip arabaları, aranan yerler... Bunun yanında gereksiz yere adliyelere, nezarethanelere düşen binlerce vatandaş, onların iş kayıpları... Neymiş efendim, vatandaş çalıntı telefon almış, esnaf çalıntı telefon satmış... Bu telefonun çalıntı olduğunu vatandaş nereden bilsin?.. İkinci el telefonun çalıntı olduğunu alıcı nereden bilsin? Yazıktır, günahtır. Böyle bir uygulama başka bir ülkede var mı acaba?.. Bu iş iyice çığırından çıktı. Adam telefonunu kaybediyor, ya da satıyor; sonra da "çalındı" diye dilekçe veriyor. Sonra da binlerce dilekçe Savcılıklarda, Emniyette dolaşıp duruyor... Böyle iddialar yüzünden, ekmeğini bu yolla kazanan binlerce vatandaşın ne kadar mağdur edildiği biliniyor mu? Lütfen bu işe bir düzen getirin... Bu satışlara yasal zemin hazırlayın, devlet de vergi kaybına uğramasın... İsmi mahfuz Ben hukukçu, doktor, mühendis olabiliyor muyum! Ben, Eğitim Fakültesi mezunu, fakat atanamayan bir öğretmenim. Çok merak ediyor ve yetkililere soruyorum; neden bu ülkede kimse kendi işini yapmıyor da, başkalarının işine karışıyor? KPSS sınavında başarılı olan 4 yıllık mezunların hepsi öğretmen olarak atanabilecekmiş... Neden ben hukukçu, doktor, mühendis, veteriner, iktisatçı olamıyorum da, bu alanlardan mezun olanlar benim kontenjanlarımı kısıtlıyor? Bu şekilde mi AB'ye girmeyi düşünüyorlar? Yazık, günah! Bu ülkede kimsenin 15 milyon öğrencinin geleceğiyle oynamaya hakkı yok... Yine anlamıyorum, öğretmenlerimiz neden bu olaya kayıtsız kalıyorlar? Yarın mezun olan çocuklarının da başına gelebilcek bir olay. Herkesi sağduyulu olmaya davet ediyorum ve atamalarda Eğitim Fakülteleri dışında öğretmen alınmamasını rica ediyorum... İsmi mahfuz Bu ekip, ülkeyi düzeltir Bir ev hanımı olarak, iyi niyyetli olduklarını gördüğüm ve başarılı olacaklarına inandığım şimdiki yöneticilere destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin bu duruma düşmesinde hepimizin bir şekilde sorumluluğu bulunduğunu sanıyorum. "Sokağımızın temiz olmasını istiyorsak, herkes kendi evinin önünü temiz tutmalıdır" sözü meşhurdur. Ülkemizin bu badirelerden kurtulmasını, kalkınmasını istiyorsak, vatandaş olarak biz de üzerimize düşeni yapmalıyız. Herşeyi devletten beklemeden, yapabileceğimiz işlere dört elle sarılmalıyız. Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bütün arkadaşlarını iyi niyyetli, yapıcı ve kararlı olarak görüyorum. İşleri düzeltmemek için hiçbir sebep kalmamıştır. Bursa'dan bir ev hanımı