Ah bir işim olsa...

A -
A +

Ben bu memlekette ikinci sınıf insan sayılan özürlülerden biriyim. Ortopedik Özürlüler okulu Cild ve Serifgrafi bölümünden mezun oldum. Hükümetimiz 01.10. 2000 tarihinde özürlüler için Daimi İşçilik Sınavı açtı ve imtihana giren bütün özürlüler imtihanı kazandı. Şimdi bize bekleyin ve dikkatle takip edin diyorlar. Meğer, Resmi Gazete'yi, televizyonu, teleteksi, günlük gazeteleri izleyecek ve uygun bir iş bulursak işçi kurumuna müracaat edecekmişiz. Onlar bizi sıralamaya sokacak ve yazılı ve sözlü imtahana alacaklarmış. Bize hir ne kadar torpil yok diyorlar sa da burası Türkiye, her şey olabilir. Garibanın işi zor. Mesela 10. 01. 1995 yılında SSK İskenderun Bölge Müdürlüğünün açtığı imtihanı binicilikle kazanmama rağmen elendim. Biz kimseye muhtaç olmadan helalden ekmek parası kazanmak isteyen insanlarız. Eğer günlük gazeteleri alacak kadar gücümüz olsa işimizi kendimiz kurarız. Değerli büyüklerimiz hayatın ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz. Vargücümle çalışmaya hazırım ama iş yok. Siz sabahın alacasından akşama kadar bir motorun üzerinde çakmak doldurup iki ruh ve sinir hastasına bakmanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Sesimize kulak verin! * A.Arslan - HATAY Bu ayırım niye? Ben 1999 yılında Erzincan Tercan Sağlık Meslek Lisesi'nden mezun oldum. Okulda uygulamalı bir eğitim aldık ve iyi yetiştik ancak memur sınavlarında mesleğimizle alakası olmayan sorular çıktı. Fevkalade becerikli arkadaşlar dişe dokunur bir puan alamazken, tansiyon ölçemeyen, iğne yapamayanlar imtihan kazandılar. Bir diğer husus hemşirelerle ayrı statüde olduğumuzu öğrendik. Sıralamada hekimin olmadığı yerde sağlık memurunun, sağlık memuru olmayan yerde hemşirenin sözü geçiyordu ama uygulamada 70 puan alan hemşireler istedikleri yere giderken 85 puan alan arkadaşlarımız açıkta kaldı. Üniversite hastahanelerinde hemşire çalışıyor sağlık memuru çalışamıyor. Bu haksızlığın bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. * Fırat Çalışkan - ERZİNCAN Bari açıklama yapsınlar MTA Van İl Müdürlüğünde aralıklı olarak çalışan bir işçiyim. 1989'dan 1993'e kadar yılın ilk 6 ayı sigortalı olarak vazife yaptım. Ancak kadro fazlalığı gerekçesi ile 30 arkadaşımla birlikte (gerektiğinde tekrar alınmak üzere) işimize son verildi. Ancak bu zaman zarfında dışarıdan tecrübesiz işçiler alınmasına rağmen biz yok sayıldık. Yıllardır iş akdimizin yenilenmesini bekledik durduk. Ben evli ve 4 çocuk babasıyım. Çalıştığım dönemler hep faydalı oldum, aldığımın hakkını verdim. Çok zor durumdayım ama muhatap bulamıyorum. * H.Y. - VAN Unutulduk mu? Ben yıllardır Sultanbeyli'de oturan bir vatandaşım. Acaba İstanbul'da bu kadar unutulmuş, bu kadar ihmal edilmiş başka bir yer var mı? Turgut Reis Mahallesi'nin yarısına su verildi, diğer yarısında en ufak bir çalışma yok. Bırakın yolu, otobüsü, bir yudum suya bile hasret kaldık... Erken yaşlandık Niyet mektupları, İMF dayatmaları, mavi akım söylentileri, esnafın, memurun, çiftçinin hali; meclis koltukları, örtülü ödenekler, ünlü isimlerin etrafında dönen skandallar, halka dayanmayan iktidarlar, zamlar, fonlar ve yok parasına elden çıkarılmaya çalışılan zenginliklerimiz... Yaşım henüz 18 ama bütün bunlar beni çok yıprattı. Ülkenin dar boğazdan çıkması için tek yolun seçim olduğuna inanıyorum. * Mustafa Şahin - Tavşanlı / KÜTAHYA Kültür Bakanlığına İstanbul'u fethetmek için yaptırılan Rumeli Hisarının eğlence merkezi, mescidinin de sahne yapılmasını kınıyorum. İstanbul'da onlarca stad ve konser salonu varken, ısrarla bu kutlu mekânın kullanılmasını anlıyamıyorum. Bir Osmanlı torunu olarak ecdadımın eserlerine saygısızlık yapılmasını istemiyorum. * İ. Cangül - BALIKESİR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.