Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na; Bizler, Ahıska Türkleri olarak; 1991 sonrası dağılan SSCB ülkelerinden gelip, Türkiye'de Bursa, Antalya, İzmir, Kocaeli, İstanbul ve başka illere yerleşen yaklaşık 45. bin kişiden oluşuyoruz. Aşağıda belirttiğimiz meselelerimizin, sizin öncülüğünüz ve desteğinizle çözülmesini talep ediyoruz. Meclisimiz bu sıkıntılar konusunda yeterince bilgilendirilmediği için, meselelerimizin yıllardır sürüncemede kaldığını düşünüyoruz. Meclisimizini bu yasama döneminde meselelerimize acilen el atacağına inanıyor ve bekliyoruz. 1- 02.07.1992 tarih ve 3835 sayılı "Ahıska Türkleri'nin Türkiye'ye Kabulü ve İskanına Dair Kanun"un 6.maddesinin gereği yerine getirilerek, Ahıska Türklerine, bulundukları ülkelerde "Türkiye vatandaşlığı" hakkı tanınmalıdır. Bütün eski doğu blokunda "Türk" olarak tanınıyoruz. Bu durum, Türkiye'ye göçü teşvik etmeyip, bizlerin bulunduğumuz yerlerde kendimizi daha güvende hissetmemize hizmet edecektir. 2- Bizler, daha önce yaşadığımız Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu ve Azerbaycan'da eski Sovyet vatandaşı sıfatıyla çalıştık ve emeklilik hakkı elde ettik. Bir kısmımız da uzun süre çalıştı, ancak, sonra yarıda bırakıp Türkiye'ye göç etti. Daha önce çalıştığımız ülkelerde ödediğimiz sosyal güvenlik prim ödemeleri o ülkelerde kaldı. Halen Türk vatandaşı olan Ahıska Türklerinin büyük bir bölümü bulunduğu ülkede 10-15 yıl çalışma hizmeti olan kişilerdir. Ancak bu çalışma süreleri Türkiye'de geçerli olmadığı için, emeklilik gibi sosyal haklardan yararlanmak mümkün olamamaktadır. Bu mağduriyetin giderilmesi için, sosyal güvenlik mevzuatında yapılacak bir değişiklik ile, 1992'den sonra Türk vatandaşlığına geçenlere geldikleri ülkelerdeki çalışma sürelerini borçlanmalarına imkan verilmelidir. 3- Türk vatandaşlığına alınanlardan, geldikleri ülkede öğretmen veya memur olarak görev yapmış olanların diplomalarının denkliği tanınmadığı için, bunların Türkiye'de kamu görevi almaları mümkün olamamaktadır. 1989'da Bulgaristan'dan zorunlu göçle gelen soydaşlarımıza olduğu gibi, bizlere de, geldiğimiz ülkelerdeki memuriyet görevine denk kamu görevlerinde yer alabilmemize imkan verecek yasa değişiklikleri gerçekleştirilmelidir. 4- Ahıska Türkleri olarak, Türkiye'de oturma izni alsalar bile, çalışma izni verilmediği için, ciddi zorluklara maruz kalmaktayız. Bizler çalışkan insanlarız. Yardımlarla değil kendi emeğimizle ihtiyaçlarımızı karşılamak istiyoruz. Oturma izni verilenlere çalışma izni de verilmesine imkan sağlayacak bir yasal değişiklik yapılmasını talep ediyoruz. Kendi ülkemizde yabancı muamelesi görmek bizleri derinden yaralamaktadır. Dünya Ahıska Türkleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mağduriyetimizin giderilmesi için bir adım atın Milli Eğitim Bakanı ve Milletvekillerinin dikkatine; Önceki Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, 'Ağustos ayında 55 bin kadrolu öğretmen ataması yapacağız' şeklinde bir açıklamada bulunmuş ve bu açıklama çeşitli basın-yayın kuruluşlarında yer almıştır. Sayın Nimet Çubukçu'nun bu açıklamasına güvenen binlerce arkadaşımız, çalıştığı dersaneleri veya yaptığı ücretli öğretmenliği bırakıp, varını yoğunu 2011 yılında yapılacak olan KPSS'ye harcamıştır. Ama ne yazık ki 2011 yılında KPSS'ye girecek adaylar için atama yapılması düşünülen kadrolar, kopya olayı gerekçe gösterilerek 2009-2010 KPSS sonuçlarına göre kullanılmış, bu durumda Ağustos ayında 11 bin 544 gibi bir atama yapılarak, 2011 yılında KPSS'ye giren adaylar mağdur edilmiştir. Lütfen yaşadığımız bu mağduriyete el atın ve 2011 yılı içerisinde ek bir atamayla, en az 40 bin öğretmen ataması yapılmasına yönelik bir çalışma yapın.. Atamayı bekleyen Öğretmenler Dev, yüzyıllık uykusundan uyanıyor İşbirlikçilerinin etkinliğini kaybetmesi, yönetim kademelerine vatanını seven ve tarih şuuruna sahip vatan evlatlarının gelmesi İsrail'in kimyasını bozmuşa benziyor. Silahımızı bu küçük devletten fahiş fiyatla alıyor, savunmamızı ve güvenliğimizi adeta onlara havale etmiş bulunuyorduk. Sözde işbirliği kisvesi altında ülkemizin altı günden güne oyuluyor, tarihi köklerimizden, akraba topluluklardan ve imparatorluğumuzun bakiyesi olan milletlerden sürekli uzak tutuluyor, içimize kapanmamız için ne gerekirse yapılıyordu. Ayaklarımızın üzerinde durmamamız, belimizi doğrultmamamız için bütün tezgahlar kurulmuştu. Silahlarımız gibi, tarımımız ve hayvancılığımız da bu küçücük ülkenin güdümüne sokulmuştu. 50 yıllık küçücük bir devlet, bin yıllık devletimizi adeta rehin almıştı. Bu ülkenin korkusu da bilinçli bir şekilde şuur altımıza işlenmiş, bu ülkeye yan bakanın yanacağı kanaati yerleştirilmişti. Kardeşlerimize her türlü zulüm yapılıyor, sesimiz çıkmıyordu. Ülkemizin içinde, uzantıları bu ülkede olan operasyonlar yapılıyor yine suskun kalıyorduk... Milletin bağrından çıkan Tayyip Erdoğan ve arkadaşları bu saçmalığı yerlebir etti. İsrail'in de her ülke gibi kurallara uyması gerektiği, zulüm yapanın hesap vereceği, zalimin desteklenmeyeceği ilan edildi. Bu devletin yöneticilerine bütün dünyanın gözü önünde hadleri bildirildi. Ülkemiz ve bütün Ortadoğu sanki derin bir uykudan uyandı. Ülkemiz de Ortadoğu halkları da artık bu saçmalıkları bitiriyor. Kimsenin zulüm yapma hakkının olmadığı artık yüksek sesle dillendiriliyor. Bütün zalimlerin hesap vereceği günlerin yakın olduğuna inanılıyor. Küçücük bir devlete güvenliğimizi, ekonomimizi, tarımımızı ihale etme saçmalığımız da bitti. Teşekkürler Erdoğan... İsmail Hacısalihağaoğlu - ARAKLI > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00