Bu aralar çeşitli platformlarda ahkâm kesenler var. Sanki 3 Kasım seçimleri hiç yapılmamış, halkımız ezici çoğunlukla bunları ret etmemiş gibi bir hava içine giriyorlar... Ülke karaya oturmuşsa, bunun müsebbibleri emekli, çiftçi, işçi, memur, işsiz vatandaşlar mı? Elbette değil; sorumlular, yıllardır ülkeyi kötü yönetenler ve bunların fikir babalarıdır. Yıllardır bu milletten toplanan paraları har vurup harman savurdular. Olmadık yerlere hayali temeller, yolcusu olmayan yerlere milyonlarca dolara malolan hava alanları ve bunun gibi sayısız siyasi yatırım... Bunlarla yetinmeyip, devlet hazinesinden yandaşlarına düşük faizli para dağıtmaları da cabası. Şimdi de çıkıp sağda solda yüzsüzce ahkam kesmekteler... Bazı basın yayın organlarını da anlamak mümkün değil; dün attıkları manşetin bugün tam tersini yazmakta sakınca görmüyorlar. Bu manşetler yüzünden ülkenin kaç defa krize girdiği ne çabuk unutuluyor. Bu sayede halkımızın ne kadar fakirleştiği bilinmiyor mu? Bütün bunlar bir kenara bırakılmış, 5 aylık hükümete yükleniliyor. Halbuki halkımız kararını vermiş ve bugün itibariyle bu desteğin %70'lere bile çıktığını söyleyebiliriz. Ne yapmalıydı, kayıtsız şartsız teslim mi olmalıydı? Menfaatinize öyle geliyor diye bunu mu yapmalıydılar? Ama şu unutulmamalı ki, halkımızın menfaati ile çıkar gruplarının menfaatleri birbirine terstir. Öncekiler gibi, çıkar gruplarına yaklaşanlar halkımızın tokadını yer. Şimdiki iktidar da, halkı tercih ettiği sürece artacak bir desteğe sahip olacaktır. Siz ülkeyi 250 milyar dolar borca soktunuz. Şimdikiler ise ülkeyi bundan kurtarmak için var güçleriyle çırpınıyorlar. Millet olarak onları anlıyor, gayretlerine destek veriyoruz. Niyetlerinin halis olduğundan en ufak bir şüphemiz bulunmamaktadır. Çoğumuz da, onlar istedikten sonra, iki tavuğumuzdan birini, iki ineğimizden birini seve seve veririz. Bazıları ülkeye yeteri kadar zarar verdi, bari şimdi sussunlar, bu hayırlı teşebbüsleri baltalamaya kalkmasınlar. Allah korkusunu, millet malının kıymetini bilenler iktidarda oldukça, hiçbir zorluktan yılmayız. Bu zor günleri de el birliğiyle aşacağımızdan en ufak bir şüphemiz bulunmamaktadır. > Ekrem Hortu - KONYA Hakkımız olan kadrolar verilsin! Maliye Bakanı'nın dikkatine; Bizler Maliye Bakanlığı'nda "Yardımcı Hizmetler" kadrosunda çalışmaktayız. Üniversiteyi bitirdiğimiz halde, kadromuz bir türlü verilmiyor. Sınav da açılmıyor. Oysa diğer kurumlar bu tür uygulamaları kendi bünyelerinde yapıyor. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. > Maliye Bakanlığı Yardımcı Hizmetlileri Bu nasıl bir vicdandır? Bizler her yerde duyuyoruz; "Otopark mafyası şurayı işgal etmiş" falan diye. Ama asıl işgal ve ayıp Çapa Tıp Fakültesi'nde yaşanıyor. Bir yakınınızı görmek, bir hastanızı sadece hastane içine bırakmak 4 milyon lira ve kapının çıkışında şu yazıyor ''Ödediğiniz ücret park ücreti değil, sadece giriş çıkış ücretidir.'' Bu nasıl vicdandır ki, park etmek isteyip yer bulamazsanız parayı ödeyip çıkmaya mecbursunuz ya da bir yere arabayı bırakın çekici de alsın götürsün. İnanın, mecburen her giriş çıkışımda o parayı ödeyince yüreğimde öyle bir ateş cıızzz ediyor. Bu durumdan sorumlu insanlara sesleniyor ve diyorum ki: Orası disko-bar-eğlence yeri değil devletin sağlık ocağıdır ve devletin otopark ücreti vicdanı ve merhameti olan insanlar tarafından belirlenmelidir. > Abdullah Ayan - İSTANBUL Bize kitap gönderir misiniz? Bizler, Kırıkhan Şükrü Kanatlı İlköğretim Okulu Kitaplık ve Kütüphanecilik Kolu öğrencileriyiz. Büyük gayretler sonucunda okulumuzda oluşturduğumuz kütüphanemiz için kitaplara ihtiyaç duymaktayız. Sizin de katkınızın olabileceğini düşünerek bunları yazdık. Göndereceğiniz kitaplar okulumuz ve biz öğrenciler için çok yararlı olacaktır. > Melike Savaşçı (Öğrenciler adına) - Kırıkhan / HATAY