Çarpık ilişkilerin gösterildiği diziler sürekli artıyor, aile yapımız dinamitleniyor. Ahlaksızlığın had safhaya çıktığı bazı televizyon dizileri, ne yazık ki çocuklarımız için büyük tehlike arzetmektedir. Henüz hayatı yeni yeni tanımaya çalışan çocuklar, pek çok sahneleri yasak olması gereken dizileri izlediklerinde, hayatın bu şekilde olduğuna inanmaya itiliyorlar. Fuhuş, çarpık ilişkiler gibi ahlaksızlıkları sık sık veren bu diziler, taptaze beyinleri zehirliyorlar. Bu filmlerde oynamak için can atan binlerce genç de bu oyunun adeta malzemeliğini yapmaktadır. En son yayına giren bir filmde, babasını döven gencin sergilenmesi, bu ahlaksızca yayınların, Müslüman Türk toplumunun din, ahlak, örf ve geleneklerine ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Bu filmlerde, bir çatı altında oturan ailenin hayatına baktığınızda, kimin ne yaptığını anlamakta zorlanıyorsunuz. Öylesine çirkin ilişkiler yumağı var ki, "kim kime aşık, kim kiminle evli idi, yarın kiminle evlenecek, ya da kime aşık olacak, kimden bir çocuk sahibi olacak, kimi nasıl aldatacak.." gibi ahlaksızlıklar bitmek bilmiyor. Bunları gördükçe, insan iğreniyor, yazıklar olsun!.. Tamamıyla iğrençlik... Toplum değerleriyle bağdaşmayan ve aldatma ya da "annen baban başkası olabilir" temaları üzerine kurulan bu televizyon programları, dizi filmler aile yapısının temellerini şiddetle sarsmaktadır. Doğru modeller yerine kötü karakterlerin örnek gösterilmesi, psikolojik problemlerin de artmasına sebep olmaktadır. Ve bu filmler sayesinde çoğu kişi birbirlerine şüphe ile bakmaya başlamaktadır. Yasak ilişkiye girenler, 'seviyeli birliktelik' saçmalığı adı altında nikâhsız yaşayanlar, ailesinden ayrı olarak tek başına yaşayanlar, iki kız kardeş ya da iki erkek arasında çatışmaya girilen sevgililer(!) bu dizilerde ve filmlerde kahraman gibi gösterilmektedirler. Kültür Bakanlığı da milyarlarca lira destek ile, ahlakı bozan film yapımcılarına, vergilerimizle katkıda bulunmaktadır. Devletin desteklediği ahlaksız kültüre son verilmeli. Kimsenin ya da hiçbir kurumun, reyting uğruna toplumun ahlâki yapısıyla oynamaya hakkı olmadığının bilinmesini istiyoruz. Haber bültenlerine, "ceset gösterdiniz" diye ceza kesen RTÜK, bu durumun farkında değil midir? Toplum değerlerine ters düşen senaryolara geçit vermemesi gereken kuruluş olarak Radyo Televizyon Üst Kurulu neden gerekeni yapmıyor? Erol Kara - İSTANBUL "Başpolis Memurları"nın statüleri için yönetmelik hazırlanmalı İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin'in dikkatine; Emniyet Teşkilatı kanununda yapılan değişiklik ile, Emniyet hizmetleri sınıfında görev yapan polis memuru rütbesindekilerinin, Başpolis Memuru ve Kıdemli Başpolis Memuru rütbelerine yükselme esaslarına dair yönetmelik, 28 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan polis memurları, sınav ve eğitimi tamamlayarak, Başpolis Memuru ve Kıdemli Başpolis Memuru olmaya hak kazanmışlardır. Türkiye genelinde, merkez ve taşra teşkilatlarında rütbe terfi törenleri yapılmış olup, Başpolislik rütbeleri törenle takılmıştır. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir ilimizde Başpolis memurlarının rütbe törenine katılmış ve rütbeleri kendisi takmıştır. Törende yapmış olduğu konuşmada, bu rütbenin ara kademe amir ihtiyacını karşılamak üzere, uzun zaman üzerinde durulduktan sonra hayata geçirildiğini ve iyi sonuçlar alacaklarını belirtmiştir. Ancak, Başpolis memurları, rütbelerini taktıkları halde, halen polis memuru olarak birimlerinde görev yapmaktadırlar.. Bazı il ve ilçe Emniyet Müdürlüklerinin polis karakolu ya da polis merkezlerinde Grup Amir Vekili olarak istihdam edilmektedirler. Emniyet Teşkilatı kanununda yapılan değişikliğin, bir genelge ile netleştirilerek, Başpolis memurlarının görev ünvanlarının tanımının yapılması gerekmektedir. Uzun süre bu rütbe üzerinde çalışmalar yapılarak, hayata geçirilmiş olması sebebi ile; eğer Başpolislik rütbesinin, "amir sınıfı" olarak kabullenmesi isteniliyor ise, " Başpolis Memuru" ibaresinde, "Memur" ibaresinin kaldırılması ve "Başpolis" olarak değerlendirilmesi, yine görev tanımında Büro ve Ekip Memuru ünvanlarının kaldırılması gerekmektedir. Öncelikle, Başpolis memurlarının "Memur" statüsünde mi, yoksa "Amir" statüsünde mi olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır. Statüleri belirlenmediği ve yönetmelik değişikliği yapılmadığı takdirde; keyfi uygulamalar, görev dağılımında birimler arasındaki farklılıklar, hiyerarşide yıpranmalar gibi sebeplerle, bu yapılan değişiklik bir "rütbe" olmayacak, "sembolik" kalacaktır. Ayrıca, Başpolis memurlarına, rütbe karşılığı olarak ayda 40 lira rütbe parası ödeneceği, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından ifade edilmişti. Ancak, Başpolis memurlarına rütbe karşılığı olarak bugüne kadar hiçbir ücret ödenmemiştir. Başpolis memurlarına, görev ve sorumluluklarının karşılığı olarak mutlaka "rütbe" karşılığı olarak bir ücret ödenmelidir. İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin'den, yönetmelik değişikliği yapılmasını sağlamasını, mağduriyetimizi gidermesini talep ediyoruz.. İstanbul'da görevli bir grup Başpolis Memurları Uzman Jandarmaların özlük hakları düzeltilsin Jandarma Genel Komutanlığı'na; Jandarma Genel Komutanlığı emrinde yaklaşık 25 bin Uzman Jandarma bulunmaktadır. Bunların yaklaşık yüzde 90'ı lisans mezunu olmasına rağmen, halen özlük işlemleri, bunlar ortaokul mezunuymuş gibi yapılmaktadır. Lütfen bu haksızlığı düzeltin. Bir grup Uzman Jandarma Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00