Aile yapısı güçlü olan toplumlardan biriyiz, ancak, bu yapının temelleri her geçen gün daha çok sarsılmaktadır. Birileri neredeyse bir asırdır, eline almış balyozu, aile yapımızın temellerine ha bire vuruyor. Bir binanın temeli, güçlü de yapılsa, bir binanın çimentosu sağlam da atılsa, nasıl dış etkenler bunu bozabilirse; bizim temelleri sağlam olan aile yapımız da, dış tesirlerle elbette bozulabilir. Şimdi, bir de, sınırlanması ve kontrolü oldukça zor olan internet çıktı. Neredeyse 10 yıldan fazladır, internetin bilinçsizce ve yanlış kullanılması sonucu, bırakın balyoz vurmayı, aile yapımızın temellerine sanki dinamit konuyor. İşte aile yapımız için en büyük tehdit ve tehlike bu. Siz de zaman zaman gazetelerden okuyor ve biliyorsunuz. Gün geçmiyor ki, şu tür haberlerle karşılaşılmasın: "Bir başkasıyla chat yapan eşini boşadı." Ülkemizde özellikle son yıllarda boşanmalar oldukça arttı. T.C. Aile Araştırma Kurumu verilerine göre, boşanma sayısı 2001 yılında 50.402 iken 2007 yılında 94.219 olmuştur. Son birkaç yıl içinde boşanma sayısı neredeyse iki katına çıkmış, 100 binlere yaklaşmıştır. Bu çöküşün ana nedeni, İslam'dan uzaklaşmada aranmalıdır. Evliliklerin bu oranda bir boşanmayla son bulması, eşlerin İslam Dini'nin önerdiği inanç değerlerinden uzaklaşmalarını akla getirmektedir. Ahireti unutan ve dünyayı tek menzil sanan eşler, dünyevî zevkleri uğruna, azgın nefisleri uğruna bir yuvayı bir anda düşüncesizce yıkabiliyor. Herkes bilmektedir ki, güçlü aile yapısının teminatı olan İslam Dini, evliliği teşvik eden ve boşanmalara da, sıcak bakmayan bir dindir. Büyükbaba, büyükanne eksikliği doldurulamıyor Aile yapısında çok önemli bir husus, aile içi muhabbet, irtibat ya da iletişim konusudur. Bunda da çok büyük sıkıntı ve problemler yaşandığı açık bir gerçektir. Şimdi buna "aile içi iletişimsizlik" diyorlar. Aile yapımızı korumak için her zamankinden daha fazla çaba göstermeliyiz. Çünkü, aile yapımız, günümüzde, geçmişte olduğundan daha çok risk ve tehdit unsurlarıyla karşı karşıyadır. Herkes uyanık ve tetikte olmalıdır. Bilindiği üzere, aile yapımız, üç kuşağın bir arada yaşadığı (büyükbaba, büyükanne, anne ve baba ile çocuklardan oluşan) aile yapısından hızla çekirdek aile yapısına geçmiştir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan ve adına çekirdek aile dedikleri bir aile şekli günümüzde bizde de yaygınlaştı. Çocuklar, yetişmelerinde büyük öneme sahip olan büyükbaba ve büyükanneleri ile aynı atmosferi paylaşmıyor. Anne baba, iş dönüşü eve yorgun argın geliyor, herkes odasına kapanıyor, evde çocuklarla ilgilenecek ve bu boşluğu dolduracak (büyükbaba, büyükanne gibi) kimse de yok. Çekirdek bir ailede çocuk ister istemez, bireyselliği ve içe-merkeze doğru çekilmeyi benimsiyor. İçe-merkeze doğru bir çekilme, elbette, çocuklarda bencilliği ve topluma karşı ilgisizliği gündeme getiriyor. Hele bir de bilgisayar çıktı ki, çocuklar daha çok içe kapanıyor ve âdeta günün üçte ikisini bilgisayar başında geçiriyor. Aile kurumunun güçlendirilmesi için hem ailede bir arada yaşayan fertler arasındaki bağların hem de aileden ayrılmış ve gurbette yaşamakta olan aile fertleri arasındaki bağların (Sılai Rahim'in) devam ettirilmesi gerekir. Bu hususta da bir gevşeme gözlemlediğimi belirtmek istiyorum. Dini bayramlar ve kandiller olmasa, neredeyse, kimse kimseyi sormayacak hâle geldik. Aile yapımız, hâlâ başka cemiyetlere göre daha güçlü. Meseleleri bilelim, fakat, umutsuzluğa düşmeyelim. Aile yapımızı tehdit eden meseleleri gidermek ve güçlü aile yapımızı korumak için, millet olarak değerlerimize tekrar sarılalım. Taha Nur (Araştırmacı Yazar) >> Metro kavşağına alt geçit istiyoruz Bayrampaşa-Kartaltepe metro istasyonu çıkışındaki metro kavşağında trafik polisi, trafik lambası, alt veya üst geçit yok. Burada kazasız gün geçmiyor. Her gün yüzlerce insan, hafif metroyu kullanarak iş yerlerine ve okullarına ulaşabilmek için bu kavşağı geçmek zorunda. Yaya olarak araçların arasından cambazlık yaparak, karşıdan karşıya geçmeye çalışıyoruz. Özellikle çocukların, yaşlıların ve özürlülerin yardım almaksızın kavşağı geçmesi imkansız. Hepimiz büyük sıkıntı çekiyoruz. Bu sıkıntımızı Bayrampaşa Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirdik ama bir sonuç alamadık. Buraya acilen bir alt geçit yapılmasını istiyoruz. Eğer ilgililer bu kavşağa gelip, bizzat yerinde inceleme yaparlarsa, alt geçit talebimizde ne kadar haklı olduğumuzu göreceklerdir. Bölge Sakinleri adına Halis Kahraman >> Bu kadarı da aşırı değil mi? Benim çocuğum henüz 5 yaşında ve devlet anaokuluna gidiyor. 10 Kasım münasebetiyle okulda çocuklar gösteri hazırlıyorlar ve aileler de davet ediliyor. İşin enteresan tarafıysa, bütün aileler hem çağrılıyor, hem de başları kapalı olduğu gerekçesiyle Kaymakam beyin emriyle salona alınmıyorlar. Ben bunu olaydan 1-2 saat sonra eşimden öğrendim. Okullarda okuyan kızlarımızın başörtülerine, irtica kulpu takıp başlarını açtırdılar. Ama eşlerimize bari bu uygulamaları yapmamaları gerekmez mi? Keles ilçesi 5000 nufuslu, henüz diğer birçok ilçe gibi örf ve ananelerini yitirmemiş mütevazı insanların yaşadığı bir ilçe. Başörtüsü bizim inancımızın gereğidir ama bir o kadar da örf ve ananemizdir. İlçemde yapılan bu uygulama o kadar zoruma gitti ki kelimelerle ifade etmekte zorlanıyorum. İsmi mahfuz-Keles/BURSA