Akdeniz Karadeniz karnelerimizi isteriz

A -
A +

Zayıf notlara kimimiz ağlamış, sanki dünyanın sonuymuş gibi üzülmüşüzdür... Hangimiz başaramadığımız ders için tepkide bulunmamıştır ki... Güzel bir karne hepimizi memnun etmiştir... Okullarımızdan alınan bu karneler, maalesef bizim sınıf içindeki veya okuldaki başarımızı yansıtır... Veliler ise davranış notlarını hiçe sayarak, sadece Fen, Matematik, Sosyal Bilgiler gibi dersleri gerçek ders görmüş, çocuğunun sosyal ve psikolojik durumunu hiçe saymışlardır... Çocuğumuz arkadaşları ile kavga ediyor mu? Temizlik alışkanlığına dikkat ediyor mu? Okul araç gereçlerini doğru kullanıyor mu, arkadaşları ile yardımlaşıyor mu, beslenmesine özen gösteriyor mu türünden sorulara cevap aradığımız yer işte "karneler"dir. Peki veliler karneyi alır almaz neye bakarlar? Çoğunlukla sınıf geçmeye yarayan akademik değeri olan derslerinin nasıl olup olmadığına bakarlar ve hatta bir tanesi 3-4 olmayıversin, hemen çocuğun kulağına yapışıp ondan sebebini sorarlar... Üzüntüyle belirtmeliyim ki, böylesi anne-baba tipinin maalesef öğretmenlerin içerisinden bile çıkması, bizlerin çocuk yetiştirmedeki kriterlerinin ne derece yanlış olduğunu göstermektedir. Bir başka deyişle, hayattaki zorlukları yenmek için Matematik, Fizik kadar; psikolojik, sosyolojik yönlerimizin de gelişmiş olması gerekmektedir. Şu durumda, davranışlar her zaman için akademik değeri olan, yani zihinsel yönü önem taşıyan dersler kadar önemli olmalıdır... Bir karne dönemini daha yaşıyoruz. Çocuklarımızdan, öğrencilerimizden, hayattan öğreneceğimiz çok şeyler var. Anne babalar, öğretmenler; çocuğumuzun, öğrencimizin yerine kendimizi koyup, eleştirilerimizde yapıcı olursak, hem kendi yaşantımıza hem de çocuğun yaşantısına anlamlı şeyler katabiliriz. Önemli olan notlar değil, hayattır... Hayatta not veren çoktur, not alınacak konu çoktur... Biz hastalanıp bedenimizden kötü notlar alabiliriz, kendimize iyi bakıp daha güzel duygular, mutluluklar yaşayabiliriz... Annemizi, babamızı kırarsak kötü bir çocuk oluveririz, yaşlılığında bile yanlarında olursak bu güzel duygunun tarifine imkan yoktur. Hem annemizi, babamızı, kardeşlerimizi, hem kendimizi, iletişimde olduğumuz insanları, doğayı seversek en güzel notları almış olmaz mıyız? Sayın anne babalar, çocuklarımız zayıf not da almış olabilirler, onları sakın gücendirmeyelim... Benzer durumları bizler de yaşamışızdır. Bizim çektiğimiz sıkıntıları onlara yaşatmamaya çalışalım... Halide Edip Avcı (Bilim Uzmanı-Öğretmen) >> Kalmadığımız yaz ayları için yurt parası istenmesin Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'ne; Bizler, Kredi Yurtlar Kurumu Düzce Avni Akyol Yurdu'nda kalan öğrencileriz. Mevcut uygulamaya göre yurtta kalmaya hak kazanan biz öğrencilerden, öğretim yılı sonrası tatil sebebiyle memleketlerine gitmek üzere (tatil süresince) ayrılanların gelecek yıl tekrar yurtta kalmaları konusunda güvence verilmiyor. Yeni senede ise kayıt önceliği yeni müracaatlara veriliyor. Tatile gidecek öğrenci, eğer kaydının silinmesini istemiyorsa, haziran-temmuz-ağustos-eylül aylarının paralarını (Toplam 360 YTL) peşin olarak ödemesi gerekirmiş. Oysa, öğrenciler bu süreçte yurtta haziranda 13 gün kalıyor, temmuz ve ağustos aylarında hiç kalmıyor, eylülde de 15 gün kalıyorlar. Yani, tatilde de para ödeyen öğrenci ertesi yıl yurtta kalmaya devam eder, ödemeyen veya ödeyemeyen öğrenci bir sene sonra (yer kalır ise) devam edebilir. Bu uygulama belki herhangi bir karışıklığa sebep olmamak için düzenlenmiş olabilir. Saygı duyuyoruz. Ama karışıklığa sebep olmamak için de olsa, böylesi uygulamada öğrencilerden kalmadıkları günler için de para ödemelerini istemek sakil bir durum oluşturmuyor mu? Buna rağmen diyoruz ki, eğer bu uygulamada amaç yurtta kalan öğrenci miktarının kaydını takip etmek ise, söz konusu bu öğrencilerin yazın (yurtta kalmadıkları süreye) ödedikleri aidat, eğitim döneminde ödeyecekleri aidat miktarından (uygun görülen bir düzenlemeyle) düşürülsün. İstenen uygulama, bir öğrencinin ertesi sene yurtta kalabilmesi için hava parası ödemesi gibi bir durumu göstermiyor mu? Yöneticilerimizin, öğrenciden yazın da para isteyen mevcut uygulamayı, öğrencilerin lehine yeniden gözden geçirmelerini talep ediyoruz. >> İnternet dolandırıcılarına kim dur diyecek? Bu ülkede, internet satış mağazaları adı altında insanları dolandıranlar var. Aklıma gelen hemen her yere başvurdum. SHOBBO.COM isimli siteden 07.04.2008 tarihinde 6392356 nolu siparişi verdim. Beni bir ay bugün yolluyoruz, yarın yolluyoruz diye atlattılar, daha sonra siparişleri tedarik edemiyoruz, iptal edin dediler. Ben de inandım ve siparişlerimi iptal ettim. Bu sefer de Garanti Bonus kredi kartıma paramı iade etmediler ve bu gidişle de etmeyecekler. Garanti Bankası'na gerekli evrak ve dilekçem ile 15 gün önce "kartınızla mağdur edildim" diye başvurdum, ama onlardan da bir ses yok.Bu site bana "siparişlerinizi tedarik edemiyoruz" dedi, fakat tedarik edemediği ürünleri sitesinde hâlâ satmaya devam ediyor. Yok mu bunlara dur diyebilecek bir mevki, makam? Yok mu bu memlekette, bana ve benim gibi yüzlerce binlerce mağdurun sesini duyup çare olacak bir merci? Gökan İşcan

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.