Akıl akıldan üstündür

A -
A +

Basından, doğalgaz alım kotasını dolduramadığımız için milyonlarca dolar tazminat ödeyeceğimizi öğrenince şoke oldum. Sen gel, uzun bir kış boyu akıl almaz zamlarla doğalgaz kullanıcılarını yıldır, güzelim kombili dairelere kömür sobaları kurdur, ondan sonra da milyonlarca doları tazminat olarak Rusya'ya öde... Sayın Devlet büyükleri; o kadar çok dolarımız varsa, önce milyar dolarları bulan borçlarımızı ödeyin; el aleme havadan para vereceğinize... Akl-ı selim insanlarımızdan hemen çözüm önerileri yağmaya başladı; ticari araçlar doğalgaz kullansın, tüketim artsın, kotamızı dolduralım ve tazminat ödemeyelim. Biz buna benzer bir filmi LPG'de izlemiştik. Önceleri neredeyse bedava bir fiyatı vardı, LPG'nin. Vatandaş bir yerden soluk almaya başlamış, depoyu dolduranlar eş-dost, mesire yerleri, tatil beldelerini geziyordu. Bu durum birilerinin gözüne batmış olacak ki, vay sen misin gezen tozan, hemen bindiler vatandaşın beline; son model arabadan alınmayan vergi gariban 73 model araçtan kat bekat alındı. Vatandaş taktığına takacağına pişman edildi, ucuz ucuz yaptığı gezilerin bedeli bir çırpıda hemen alınıverdi. Ağalar, beyler bizim bunlara karnımız tok. Ama yine de benden bir katkı olsun; siz doğalgaz dönüşüm meselesini kamu araçlarına yapın, özellikle polis araçlarına yapın ki, benzin bitince yolda kalınmasın... > Rumuz: Akıl Yakamızdan düşünüz! Milletin gururuyla oynadınız. Memuru, işçiyi, esnafı perişan ettiniz. Her gün binlerce kişi sizin yüzünüzden işini kaybetmekte. Nice haneleri perişan ettiniz, yuvaları dağıttınız!.. Boğaz Köprüsü'nden nice gençler sizin yüzünüzden karanlık sulara atladı. Paramızı pul ettiniz. Güzel yurdumuzu Cottarelliler'e teslim ettiniz. Bizi IMF ve Dünya Bankası'na uşak yaptınız... Bazı okullarımıza kilit vurdunuz, yavrularımızın istikbaliyle oynadınız... İnsanlarımızı, akşam semt pazarları dağıldığında ortaya dökülen çürük domatesleri toplayacak kadar muhtaç ettiniz. Enflasyon yüksek olduğu halde, çeşitli oyunlarla düşük göstererek milleti kandırdınız. Bir zamanlar güzel olan Türkiyemizi harap ettiniz. Bizi hastanelerde rehin bıraktınız, el âleme rezil ettiniz, dünyaya dilendirdiniz... Yeter artık, yakamızdan düşünüz!.. > Ahmet Gülcü - SAKARYA Kriz mağdurlarına sicil affı getirilsin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne; Bizler bir grup polis memuruyuz. Maaşımızda icra var diye soruşturma açılıyor, ceza alıyoruz. "Borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmek" diye bir gerekçe öne sürülüyor. Başka hiçbir kurumda da böyle bir uygulama yok... Ekonomik krizle millet alt-üst olmuş, esnaf iflas etmiş, kepenk kapatmış, fabrikalar işçi çıkarmış... Biz memurlar da haliyle etkilendik Bir ay tökezlendik mi, artık kalk kalkabilirsen. İster istemez maaşımıza icra geliyor. Zaten bu borç maaşımızdan kesiliyor, bir de ceza vermenin ne gereği var? Geçmiş memuriyetimiz yaklaşık 15 yıl ve bu süre zarfında sicilimizde en ufak bir leke yok. Buna bakılmadan, ekonomik krizin tabii sonucu olan bir sebepten dolayı böyle lekelemek doğru mu? Zaten ekonomik olarak psikolojik çöküntüye uğrayan bizleri bir de bu şekilde cezalandırmak çok zorumuza gidiyor. Bu krizden etkilenen bizlere sicil affı getirilmelidir. > İsmi Mahfuz Pasoma ne oldu? Geçtiğimiz Cumartesi değil, önceki Cumartesi İETT öğrenci pasomu kaybettim. Pasom bulunmuş ve Kartal İETT Hareket Amirliği'nin camına konulmuş. Arkadaşlarım pasomu orada gördüklerini söylediler ve ben de almaya gittim. Fakat gittiğimde pasonun orada olmadığını söylediler. Kadıköy İETT İşletmeleri'ydi, sanırım oraya gönderilebileceğini söylediler. Bunun üzerine babam oraya gitti, fakat orada da olmadığını söylemişler, İETT Anadolu Garajı'nın telefon numarasını vermişler. Orayı aradığımda da aldığım cevap aynı idi: "Pason burada değil". En son Kartal Hareket Amirliği'nde olan pasom sonra meçhule karıştı. Yenisini almak istediğimde 25 milyon istiyorlar, bunun yanısıra, 6 milyon da akbil parası var. > Sinan Erol - İSTANBUL Toroslar'ın güney yamaçlarına çekirge sürüsü mü girdi? Ben, Tarsus'un Gülek kasabası halkındanım. Çocukluğum bu güzel beldenin dağını taşını gezerek geçti. Zaman geldi, vazife icabı yıllarca uğramadım. Memleketime döndüğümde, maalesef çocukluğumda bıraktığım ne taşı ne dağı ve ne de beni güler yüzle karşılayan efsunlu kokusunu yüzüme üfleyen tabiatı bulabildim. Toros'un güney yamaçları sanki çekirge sürüsüne uğramış gibi beton yığınları ile dolmuş. Bu beton yığınları, sanki tabiat acı duydukça, onun bu acısından zevk alan eller tarafından bir kama gibi son can çekişme noktasına kadar itilmektedir. Ne yazık ki yetkililer tabiatın bu acı çığlıklarına kulaklarını tıkamış durumdalar. Bundan önce Tarsus Orman İşletme Müdürlüğü'ne verdiğim dilekçeme de maalesef tatminkâr bir cevap alamadım. O güzelim tabiatın yüzüne yapıştırılmış biçimsiz yamalar daha da büyüyecek ve ta Toros'un orman sınırını da aşacak, işte o zaman iz'ana gelen yetkili varsa çok şaşacaktır. Ama iş işten geçmiş olacaktır. Çevre Bakanlığı ne güne duruyor? Orman Bakanlığı niçin suskun? Turizm Bakanlığı neden görmüyor? Her an bir yangın tehlikesi meydanda iken, orman güzelliği yok olurken neden tedbir alınmıyor? Suyu Akdeniz'den mi getireceksiniz? Pozantı-Tarsus servis yolunun içinden geçtiği Kandil denen bir mevki var. Burası jeolojik çökme neticesinde maydana gelmiş, kendine gelen suları doğu kesiminde bulunan bir düdenden (nereye gittiği bilinmeyen bir istikamette) boşaltmaktadır. Dilekçemde de belirttiğim gibi, burası küçük bir masrafla yapılacak bir setle kapatıldığında, çok güzel bir yapay göl oluşur. Tamamen susuz olan Toroslar'ın bu yüzünde, hem turistik bir yer olacak, hem de yangınlar için bir su deposu vazifesi görecektir. Maalesef, orman yangınları için havuz yapılacağını bildirdiler. Değirmeni dökme su ile döndürmek gibi. Konunun bir daha incelenmesini yetkililerden bekliyorum... > H. Hilmi Levent - TARSUS

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.