Alışverişte almadığınız fişler hak kaybınıza yol açar

A -
A +

2006 yılından bu yana fiş uygulaması kalkmış durumda. Yani ücretliler, emekliler artık eskisi gibi vergi iadesinden faydalanmak için fiş toplamak mecburiyetinde değiller. Bu hususu yanlış algılayan vatandaşımız yaptığı alış verişlerde fiş almamaktadır. Hâlbuki fiş almak bir vatandaşlık görevidir. Almadığınız her fiş vergi kaybına yol açacaktır. Ayrıca, almadığınız fiş yüzünden, mal ve hizmet alımlarında yanıltılırsanız, aldatılırsanız, hatalı ya da arızalı ürün, ayıplı bir mal ve hizmet aldığınızda, hak iddia etme hakkınız da ortadan kalkacaktır. Fişinizi almaz iseniz, en temel tüketim haklarınızı ihlal etmiş olursunuz. Zaten fişi alsanız da almasanız da, KDV fiyatın içindedir. Fiş almak ve vermek milli bir görevdir. Hakkınızı ve hukukunuzu fiş alarak koruyacaksınız. Sakın ola fiş almamak gibi bir yanılgının içine düşmeyiniz. Vatandaşların bu konuda daha duyarlı olmaları gerekir. 2006 yılından bu yana ÇETKODER'e yurt genelinde, 1 milyon 3 yüz 21 şikâyet ve talep başvurusu incelemeye ve dikkate alınmamıştır. Çünkü alış veriş fişi, faturası ve belgesi yoktur. Kısacası bu vatandaşlar haklı iken haksız duruma düşmüş ve hak kaybına uğramışlardır. Aldıkları yer, kişi ve kurum bellidir. Ama belge, fatura, fiş yoktur. Bu olsa mağduriyetlerinin giderilmesi için gereken yasal işlemler yapılacaktır. Bu hem vatandaş açısından kayıptır, hem milli bir kayıptır. Bu kadar para vergilendirilmemiştir. Oysa bu paranın içinde devletin vergisi vardır. Sizden zaten alınmıştır. Fiş vermediği için devletten çalmıştır. > Mustafa Göktaş Hastane otoparkları ücretsiz mi olmalı? Birkaç yıl önceki katıldığım Sağlık Kurumları Yönetimi kursunda, bir uzmanın söylediklerine göre; ABD'de hastanelerin yıllık kârları yüksek değildir, % 6-8'i aşmaz. Bu kârlar, sağlık hizmeti faaliyetinden gelmez. Genelde hastaneler, sağlık hizmeti faaliyetinden kâr etmeyi değil, dengede tutmayı hedeflerler. Hastanelerin kârları, çoğunlukla otopark ve kafeterya gibi faaliyetlerden oluşur. İyi hatırlıyoruz, daha önceki dönemde bizde de hastanelerin en önemli gelir kalemlerinden birisi, otopark gelirleriydi. Önemli bazı cihazlar ve ihtiyaçlar, bu gelirlerden sağlanmaktaydı. Daha sonra, bize çok şaşırtıcı gelen bir kararla otoparklar ücretsiz hale getiriliverdi. Sebebini bilmiyoruz. Hastaneler, Sağlık Bakanlığı bütçesinin ve SGK'dan ödemelerin artması ile zenginleştiler. Otoparktan gelen parayı, bakanlık artık önemsiz görmüş olabilir... Büyük hastanelere, ortalama günde 700 ile 1000 arasında araç girip çıkmaktadır. Bunlardan günde ortalama 7 TL otopark ücreti alınsa, hastane gelirine günde 4.900 - 7.000 TL, ayda 150.000 - 200.000 TL, yılda 1.800.000 - 2.400.000 TL katkı sağlanmış olur. Türkiye' deki 800'den fazla kamu hastanesinden yalnızca 400'ü bu geliri sağlasa, toplam 1 milyar TL'lik kaynak ortaya çıkar. Sağlık Bakanlığı bütçesinin 1-2-3 milyar TL olduğu 7-8 yıl önce, bu miktar büyük bir oran tutuyordu. Ancak, iyice büyüyen bugünkü bütçe içinde, göreceli olarak önemsizleşmiş görünüyor. Sağlık Bakanlığı hastanelerine akıtılan paraların süreklilik göstereceğini düşünmek için, saf olmak gerekir. Görünen o ki, sağlık alanına akan harcamalarda, büyük boyutlu kesintiler, uzak olmayan zaman diliminde mutlaka gündeme gelecektir. Bu durumda otopark ücretleri de en önemli kaynaklardan birisi haline gelecektir. Kamu Hastane Birlikleri Yasası da bu süreci hızlandıracaktır. Gelecek yönetimler de, ilk aşamada hemen gözlerini otoparklara çevirecekler ve otoparkların en iyi şekilde değerlendirilmesini, gündemlerinin ilk sıralarına alacaklardır. Çoğu hastanenin otoparkı, merkezi yerlerdedir. Bu sebeple, otoparklar ücretsiz hale getirilince, sağlık amaçlarıyla değil, genel otopark olarak da çevredekiler tarafından kullanılıyor. Bu durum da yoğunluğa, sıkışıklığa ve iş aksamasına sebep oluyor. Otoparklara en az 5 TL olmak üzere bir ücret konulması yerinde olacaktır. Ücretsiz hale getirme, fakiri koruma anlamına gelmez. Arabası olan, 5 TL'yi de verebilir. Vermelidir de. Böylelikle, hastanelerdeki gereksiz ve fırsatçı kullanım kısmen de olsa azalacak ve hizmetler rahatlayacaktır. Otobüsle, minibüsle gelen halkın zaten konuyla ilgisi yoktur. Acil için gelen araçlar zaten ücretten muaftırlar. Böylelikle, ekonomik gücü yerinde olan kesim, sağlık giderlerinin finansmanına küçük bir katkıda bulunmuş olacaklardır. Her şeyi devlete yükleyerek, devleti ayakta tutamayız. Bu nedenle, bu durum tekrardan gözden geçirilmelidir. Böylesine kararlar alınırken on kere düşünmenin, ciddi ve sorumlu olmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Çünkü, uzun vadeli ve düşünülmeden alınan kararlardan dönüş çok zor olmaktadır. > Doç. Dr. Paşa Göktaş Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.