Anne-babalar dikkat!

A -
A +

Antalya Çocukevleri Vakfı, "Trafik Eğitimi Projesi"ni başlatmış. Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kazak'ın belirttiğine göre; trafik hususunda daha çok bilinçlenmemizi sağlayacak projeyi Antalya Emniyet Müdürlüğü ve İl İzci Temsilciliği desteklemekte, muhtemelen başka kuruluşlar da katkıda bulunacaklardır. Proje kapsamında bu yıl Antalya'dan 15 bin çocuğa günübirlik, diğer illerden gelecek iki kız iki erkek öğrenci ile başlarındaki rehber öğretmene 10 günlük eğitim verilecektir. Öğretmen ve yoksul öğrencilerin giderleri vakıfça karşılanacak. Vakıf Başkanı Selim Kazak, projeyi şu acı gerçeklere dayandırıyor: "Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı'nın 1997 yılı rakamlarına göre; bir yıl içerisinde, 0-15 yaşlarındaki çocukların 16932'si trafik kazası geçiriyor. 14 bin 136 çocuk yaralanıyor, 757 çocuk ölüyor 6-15 yaş arasında 2334 çocuk, sürücü koltuğuna oturuyor, trafik kazasına neden oluyor. Bunların sebep olduğu kazalarda 1103 kişi yaralanıyor, 48 kişi ölüyor. 2001 yılı Devlet İstatistik rakamlarına göre, ülkemizde 400 bin trafik kazası olmuştur. Tutanağa geçirilmeyen kazalarla birlikte bu rakamın enaz 800 bin olabileceği tahmin ediliyor. Resmi rakamlara göre, 2000 yılında, ülkemizdeki trafik kazalarında, 115 bin 877 kişi yaralanmış, 2399 kişi ölmüştür. Bu felakete dur demenin zamanı gelmiştir. Bu kazalar en çok çocukları etkiliyor. Ya kendileri ölüp-yaralanıyor, ya da anne babaları ölünce öksüz kalıyor. Bu konuda hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız..." Resmi dairelerde kırtasiyeciliği bitirin Vatandaşı canından bezdiren kırtasiyecilik ve bürokrasiye son verilsin. Devlet dairelerinde çalışan görevlilerin, vatandaşların işlemlerini en kısa zamanda bitirmelerini sağlayacak bir uygulama istiyoruz. "Bugün git yarın gel, öbür gün de bekleriz" zihniyetine mutlaka son verilmelidir. Şimdiye kadar insanlarımız çok çekti. Evet çektik, ama sonunda neticeyi hep birlikte gördük, sorumluları cezalandırdık... Hele resmi dairelere bir işiniz düşsün de seyredin zavallı vatandaşların çektiklerini. Kendimden çok basit bir örnek vereceğim: Bundan 3 sene önce Karşıyaka Öğretmenevi Müdürlüğü'nce onaylanmış 2-465 nolu Öğretmenevi giriş kartı aldım. Çok iyi kullandığım için kartım hiç yıpranmadı. Buna rağmen 12.02.2004 tarihinde öğretmenevine gittiğimde, 11.600.000 TL vererek kartlarımızın yenileneceğini öğrendim. Bunun için nüfus cüzdanımın arkalı önlü fotokopisini, Emekli Sandığı'nın vermiş olduğu cüzdanın fotokopisini, bir resim ve ayrıca verdikleri formu doldurmamı istediler. 400 bin lira vererek fotokopileri çektirdim, bunun için de en az 20 dakika fotokopi çeken bir yer aradım, çünkü çevrenin yabancısıydım. Söyler misiniz bana, bütün bunlara ne gerek vardı? Yıllardan beri öğretmenevi müdavimlerindenim, amaç 11.600.000 lira almaksa bu yöntemlere başvurmaya hiç gerek yoktu, al benden 20-30 milyon yıllık aidat bırak yakamı... Bir öğretmen topluluğu içerisinde böylesine kırtasiyecilik olursa, devlet daireleri daha belalısını yapmaz mı? Bu kırtasiyeciliğe mutlaka son verilmeli. Vatandaşlarımıza böylesine çileler çektirilmemeli. En acısı mı; devlet dairesine gidiyorsun görevlinin bir elinde çay bardağı, bir elinde de telefon ahizesi, muhabbet ediyor. Sen bekle ki telefonla muhabbet faslı bitsin sana sıra gelsin... İsmail Avcı-Çiğli/İZMİR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.