Artık birileri "Dur!" desin

A -
A +

İşsizlik çığ gibi büyüyor, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Biz gençler geleceğe umutlu bakamıyoruz zira düzenini kurmuş esnaflar ve memurlar bile ağlıyor. Türk lirası gittikçe küçülüyor. İç borç, dış borç gün geçtikçe daha da artıyor. Yoksulluk sınırı 700 milyon olmuş, aileler dağılıyor, psikolojik rahatsızlıklar artıyor. Borç yüzünden intihar edenlerin haberleri gazete sütunlarında bile yer bulamıyor. Ülkemizin biten itibarı, vatanını sevenlere, yolsuzluğa engel olmak isteyenlere yapılan baskılar bizi çok üzüyor. Nüfusunun yarısı genç olan bir ülkenin durumu bu kadar vahim mi olmalı? Bence artık kabuk değiştirmenin zamanı geldi, gençlere değer verelim. ¥Murat Altuntaş (Elektronik teknisyeni) - ISPARTA 88 yaşına kadar yaşayacağım ne malum? Eşim 20 yıl evvel öldü. Elimde üç dönüm kadar bir bahçe kaldı. Bana el harçlığı bile kalmamasına rağmen Tarım sigortası yaptırmaya başladım. Ancak hastalığım arttı ve 2 aydır para yatıramadım. Şimdi soruyorum. 63 yaşında bir kadın neden sigorta yaptırmaya zorlanır. 25 yıl prim ödeyeyim desem 88 yaşına kadar yaşayacak mıyım? İhtiyacı olanlara niye yeşil kart vermezler? Hepsinden vazgeçsem yatırdıklarımı geri alabilir miyim? ¥Makbule Tunuç - ORDU Zekâ nüfus kağıdında mıdır? Ben evli iki çocuk babası, üniversite mezunu bir TC Vatandaşıyım. Özürlü olmak çok zor, zira kimse bize sahip çıkmıyor. Maliye Bakanlığının açtığı imtihana müracaat ettiğimde sen yaş sınırını 2 sene aşmışsın dediler. Şansımı denemeye bile fırsat vermediler. Maliye Bakanımız Sümer Oral'ın dikkatini çekmek isterim. Üniversite mezunu kaç özürlü var ki yaş sınırı getiriliyor? Zeka insanın kafasında mıdır yoksa nüfus kağıdında mı? Biz bileğimizin hakkı ile ayakta kalabilmek için iş ve aş istiyoruz, üretmek emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Millete yaş sınırı getiren yöneticiler kendi yaşlarının farkında değiller mi ¥Emin Çokokumuş Çaresizlik yazdırıyor... Memlekette sadece kamuda çalışan işçiler mi var? Biz asgari ücretliler bu yüce ulusun fertleri değil miyiz? Ben Bartın gibi küçük bir yerde yaşamama rağmen geçinemiyorum büyük şehirdekiler ne yapar düşünmek bile istemiyorum. 60 milyon ev kirası, 40 pazar, 50 bakkal, 5 su parası, 15 elektrik, 2 güç parası 6 milyon da çocuğun harçlığı derken 60 milyon açık veriyorum. Giyim, kasap, beyazeşya, dolmuş, sağlık giderleri burada yok. Çünkü böyle bir harcamamız asla olmuyor. Şu anda içinde bulunduğumuz durumu anlatan çok net bir kelime var: "İmdaaat!" Bu yazıyı niye yazdım bilmiyorum. Büyüklerimiz böyle köşeleri okurlar mı? Ciddiye alırlar mı? Gereğini yaparlar mı? Ne bileyim, çaresizlik yazdırıyor... Ümit işte. ¥ İsmail Durgut - BARTIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.