AK Parti Hükümeti çok önemli kararlar alıyor. Milletimiz için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar, daha iyi bir Türkiye için didinip çalışıyorlar... Bunun böyle devam edeceği de anlaşılıyor. Ancak bu işler, devletten beslenen asalakların hoşuna gitmiyor. Ne yapsak da bir hatalarını bulsak diye gece gündüz çalışıyorlar. En ufak bir olayı bile büyütüp konu ediyorlar. Ama halkımız bunları acı tecrübelerle iyi anladığı için, artık prim vermiyor, onlara inanmıyor... 1980 öncesini, 1980 ile 2002 arasını hep beraber yaşadık. Başka şeylere gerek var mı? Şimdilerde işçi dostu olarak görünen bazı sendikaların neler yaptıkları hâlâ hatırlardadır. Çeşitli ülke ajanları bazı sendikalarla doğrudan iş birliği içindeydi. Yoktan yere işi yavaşlatmalar, milyarlık makineleri işçilere bozdurmalar, üretimi düşürmeler, patronları fabrikaya sokmamalar, üretilen gıdaların içine yabancı madde katarak yapılan sabotajlar ve daha neler neler... Bu şekilde birçok fabrikanın kapanmasına sebep oldular. Amaçları gelişen sanayiyi baltalamak, Türkiye'nin kalkınmasını önlemekti. Eğer bu sabotajlar olmasaydı, sonraki yıllarda yaşadığımız sıkıntılar yaşanmayıp, dışarıdan işçi alır duruma gelecektik... Fabrikalar gereksiz yere, zorbalıkla greve sürüklenir; işe gelenler tehdit edilir, dövülürdü. Grev yerinde nöbet tutan işçi çoğu zaman ekmek parasını, yol parasını bulamazdı. Grev çadırlarında komünizm dersleri verilirdi. Bir de Gönen Tesisleri vardı. Burada 15 günlük kurslar verilirdi, kurstan geçen işçi yüzdeyüz değişirdi. Giderken namazını kılan, orucunu tutanlar, dönüşlerinde bunları inkâr eder hale gelirdi. Bütün bunların sonucu olarak ekonomik krizler geldi, sermaye yurt dışına kaçtı, yabancı sermayı gelmedi. Olan da işsiz kalan işçiye, dar gelirliye ve bütün olarak Türkiye'ye oldu. Artık herkes dersini aldı, sendikaların, art niyyetlilerin gazına eskisi gibi kimse gelmiyor. Emekçiye sahip çıkma görüntüleri altında gizlenen art niyyetler artık hissediliyor, prim verilmiyor. Artık maymun gözünü açtı, iyiyi kötüyü biliyor. O eski -'cek'ler, -'cak'lar dinlenmiyor. > Duran Özdemir-TOKAT Bizi unutmanızla problem çözülür mü? Sağlık Bakanlığı'a; Ben, Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü'nden 2002 yılında mezun oldum. KPSS-SB'dan 83 aldım. Geçerlilik süresi 22 Kasım'da bitti. KPSS'ndan da aldım. Bizim bölüm 5 yıldır habire mezun veriyor, ama çok az sayıda alım oldu. Her memur alımını ümitle bekliyoruz, ama her zaman aynı hayal kırıklığına uğruyoruz. Bize nasıl böyle bir haksızlık yapılır, anlayamıyoruz: Yetkililere ulaşıp bu sorumuzun cevabını alamıyoruz. Biz de ebe ve hemşireler gibi devlet okullarında okuduk, devlet hastanelerinde staj yaptık, kendi bölümümüz ağırlıklı olmak üzere her serviste çalıştık. İlave olarak 112 ambulanslarında da görevlendirildik. İlk yardım, acil bakım üniteleri, mobil ambulans ekipleri hususunda özel eğitim aldık. Sakatlıkları önleme ve ölümleri azaltmaya yönelik temel ve pratik bilgiler aldık. Trafikte verilen korkunç kayıplar, bunlara gereği gibi yapılamayan ilk müdahaleler basın-yayın organlarında her gün anlatılırken; bu iş için eğitilmiş bizlere olan ilgisizlik de kahrediyor... Lütfen artık yetkililer bizim mevcudiyetimizi de hatırlasınlar; bizim de hayallerimiz, beklentilerimiz olduğunu; yıllardır beklemekten çoğumuzun bunalıma girdiğini bilsinler ve bir tedbir alsınlar... > İsmi mahfuz-KARABÜK