Artık yeter!

A -
A +

Ülkenin kalkınması için kalifiye elemanların gerekliliği her platformda dile getiriliyor. Ama bunun gereği yapılmıyor. Yıllarca emek vererek okumuş, ihtisas kazanmış, hayaller kurmuş mühendislerimiz bugün büyük bir yıkım içinde. Bir kısmı işsiz, iş bulabilenler de, çalıştıkları birimlerde vasıfsız elemanlardan daha az maaş almakta. Bazı kuruluşlardaki mühendisler nisbeten iyi bir maaş alıyorsa bile, bu da ayırımcılığa, çalışma barajının bozulmasına yolaçıyor. Bütçe imkanlarının kısıtlı olması, ülkenin sıkıntılı günler geçirmekte olması hepsi doğru. Ama mevcut imkanlar adaletli bir şekilde paylaşılamaz mı? Aşağıdaki satırları yazan Mühendis Melih Uzun ve diğer meslektaşlarının isyanı zaten yapılan adaletsizliklerle ilgili: . "Ben 657 sayılı devlet memurları kanuna tabi olarak çalışan bir mühendisim. Seçimler sonrasında AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesiyle bayağı ümitlenmiştim. Mühendislerin bu utanç verici maaş durumunun düzeleceğini ummuştum. Ama her zamanki gibi hüsrana uğradık. Geçmişte de birçok sözler verilmişti, 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel, maaşların ne kadar düşük olduğunu görerek bizlere, 'artık bıçak kemiğe dayanmış, bu işle ilgileneceğim, eğer ben tekrar Cumhurbaşkanı olamasam bile bu işin takipçisi olacağım' demişti; ama maalesef bu da sözde kaldı; değişen hiçbir şey olmadığı gibi daha kötü duruma düştük. Öyle komik ücretler alıyoruz ki, kiraların 350-400 milyon lira olduğu bir ülkede 200 bin lira kira yardımı alıyoruz (bu 600 bin liraya kadar çıkıyor), çalışılan her yıl için 1 milyon lira civarı para alıyoruz, yeni bir mühendisle 25 yıllık mühendis arasında 50 milyon fark ancak vardır. Bir de bankalardan kurumumuza gelen mühendislerle aramızda maaş farkı var ve işe başlamalarından bu yana bir yıl geçmesine rağmen bize en yakın maaş alana bile yaklaşamadık, bu gidişle 2 yıl daha yakalayamayız. Aynı işi yapıyorlar yanımızda oturuyorlar ve bizden fazla alıyorlar bu nasıl adalet? Yeni hükümetin yaptığı maaş artışları da çok komik, güya yüksek alana az, az alana yüksek maaş veriyorlar, biliyor musunuz ben bu durumda yüksek maaş alıyor görünüyorum, yılbaşında aldığım gerçek artış %5 ve temmuzda aldığım gerçek artış %6 dır. İspatı bordromdur. İnsanlar kandırılıyor. İlk işe başladığımda lise mezunu bir kişinin 2.5-3 katı maaş alıyordum, şu an 1.5 katı bile yok yani 200 milyon civarı bir fark var. Maaş adaletini mühendisle lise mezununu aynı seviyeye getirerek sağlamaya çalışıyorlar sanırım. Bunca emekleri, uykusuz geceleri, stresi bu adaletsizlikleri görmek için mi yaşadık. Mühendis olup toplumda saygın bir yerde olacağımızı düşünüyorduk, ama tam bir hayal kırıklığı, maaşımızı söylemeye inanın utanıyoruz; söylediğimizde insanlar inanamıyor, gülüyorlar dalga geçiyorlar, emrimizde çalışan işçiler bile bizi küçümsüyor. Açlık sınırında yaşıyoruz sosyal etkinlikler hiç yok, tatile gitme imkanımız bile olamıyor. Artık ruh sağlığımız bozulacak duruma geldi bu adaletsizlikleri görmekten ve yaşamaktan, bizler bunu hak etmiyoruz. Bir an önce bu çarpıklıkların düzeltilmesini istiyoruz." Çürüyen demir yığınları Her yıl, TCDD'nın milyarlarca zarar ettiğini bilmeyen yoktur. Zaten gazetelerde de övünç haberi gibi yayınlanıyor. Her seferinde vagonları tıklım tıklım dolu olan bu kurum nasıl oluyor da zarar ediyor? Ama bir çözüm bulunabilir buna. Örnek vereyim; ben Aydın-Nazilli arasında 2 yıldır sürekli tren yolculuğu yapmaktayım. Her istasyonda tonlarca ağırlıkta atıl durumda olan demir yığınları var. Hiç kullanılmayan kilometrelerce döşeli raylar var. Çürümüş, parçalanmış durumda park halinde vagonlar var. Bunları gören yok mu? Bu demirler ve raylar neden satılmıyor? Neden milyarlarca sermaye orada yatıyor? Bunun sebepleri araştırılmalı ve gerekiyorsa bu kurum en kısa zamanda özelleştirilmelidir. İşte o zaman bu kurumun yetkilileri, hizmet nasıl veriliyormuş görsünler. Özelleşirse neler olur; her trene binip indikten sonra elbiselerimizi yıkamayız, burnumuzu tıkayarak yolculuk yapmayız, memurlardan insanca muamele görürüz, saatlerce istasyonlarda mahkum gibi beklemeyiz, 50 yıllık müzelik vagonlarda yolculuk yapmayız, yollarda arıza sebebiyle konaklamayız, her yarım saatte bir tren hizmeti alırız, vs. vs... daha birçok örnek sıralanabilir. Aklıma gelenler bunlar. Şu bir gerçektir ki, Devlet, kamu hizmeti veremiyor. TCDD dahil bütün kamu kuruluşlarının özelleşmesi lazım. Hizmet veremediği gibi, zararları da bizlerden vergilerle çıkarıyorlar. M. Alper Çetin - Nazilli / AYDIN --------------------------------------------- Adres: Türkiye Gazetesi Serbest Kürsü Köşesi 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna /İSTANBUL Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 30 31

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.